Olay Gazetesi Bursa

Kaşıkçı olayının esrarı ABD’yi kendine çekiyor

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul Konsolosluğu’na girdikten sonra kaybolmasının üzerinden bir haftadan fazla süre geçti. Öldürülmüş olmasından endişe ediliyor. Ne var ki, ortada henüz açıklanmış herhangi bir kanıt yok. Türkiye’de savcıların yürüttüğü soruşturmanın sonucu merakla beklenirken ABD dışındaki dünyada Suudi Arabistan’a yönelik tepkiler de giderek sertleşiyor. * Peki, ABD ne yapıyor? Lafı çevirmekle […]

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul Konsolosluğu’na girdikten sonra kaybolmasının üzerinden bir haftadan fazla süre geçti. Öldürülmüş olmasından endişe ediliyor. Ne var ki, ortada henüz açıklanmış herhangi bir kanıt yok.

Türkiye’de savcıların yürüttüğü soruşturmanın sonucu merakla beklenirken ABD dışındaki dünyada Suudi Arabistan’a yönelik tepkiler de giderek sertleşiyor.

*

Peki, ABD ne yapıyor? Lafı çevirmekle meşgul. Çeviriyor da, çeviriyor…

Başkan Trump Florida’dan tatilden dönmüş, ayaküstü konuşuyor:

“Hoşuma gitmedi, birçok kötü haber var, şu anda kimse bir şey bilmiyor.”

Washington yazarı ve ABD vatandaşı Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na giriyor ve bir daha çıkmıyor.

Bu olayda Trump’ın hoşuna gitmeyen nedir?

Birçok kötü haber varmış, öyle söylüyor. Cemal Kaşıkçı olayı da o kötü haberlerden sadece biri mi? Üzerinde durmaya gerek yok mu, demek istiyor?

Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo biraz toparlamaya çalışıyorlar “Endişeliyiz” diyerek.

Ancak, Washington’dan doyurucu bir açıklama gelmiyor. Örneğin, Dışişleri Bakanlığı uzun süre sessiz kalıyor.

Gazeteciler, Bakanlık Sözcüsü Heather Nauert’e, açıklama yapılmasının neden böyle geciktiğini soruyorlar. Sözcünün yanıtı laf çevirmekten başka bir şey değil:

“Konuyu takip ediyoruz. Başkan Suudilerle konuşacak. O görüşmenin önüne geçmek istemiyoruz.”

*

Bu arada CNN televizyonu ABD yönetiminin üst düzeyde “sessiz bir çalışma” yürüttüğünü bildiriyor.

Amerika’nın Sesi’ndeki haberde de Trump’ın damadının, danışmanı Jared Kushner’in ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la yakın ilişkileri olduğu anımsatılıyor.

Bu beraberliğin en önemli nedeniyse Veliaht Prens’in İran’ı köşeye sıkıştırma çabaları…

Tabii bu kadarla kalmıyor, ABD’nin İsrail’i rahatlatacak Filistin planının uygulanmasında da Prens Selman’ın vereceği katkı çok önemli.

Soruşturma dosyasına İsrail’in adı da girerse şaşırmamak gerek.

Bu durumda Dışişleri Bakanı Pompeo’nun sorulara “off the record” yanıt vermek istemesi ve Başkan Trump’ın “absürd” ifadeleri yerli yerine oturuyor.

*

Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, Kaşıkçı’nın yazılarını yayımlayan Washington Post gazetesi “ABD istihbaratı ne biliyor?” sorusuyla yeni bir iddia ortaya atıyor.

İddia şöyle: Kaşıkçı yakalanacak ve Suudi Arabistan’a götürülecek!

Bu konuda Suudiler arasında geçen diyalog ABD istihbaratına takılıyor. Dolayısıyla Amerikalılar da öğrenmiş oluyor.

İyi de, ABD’nin Kaşıkçı’yı uyarması gerekmez miydi?

*

Yarın öbürgün Kaşıkçı olayı konusunda Washington’da bir skandal patlarsa şaşırmayalım.

Avrupa’nın sessiz kalmasının nedeni Trump yönetiminden duydukları kuşkular olmasın…