Olay Gazetesi Bursa

Nükleer pazarlık masasının galibi İran

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry: “Çok fazla ilerleme kaydettik…” İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif: “Bir yere varmak üzereyiz, çok iyi ilerliyoruz…” Umut dolu bu sözler İsviçre’nin Lozan kentinde sürdürülen nükleer pazarlıkla ilgili. Henüz anlaşma sağlanmış değil. Ama taraflar son aşamaya girildiği konusunda söz birliği içinde. *** Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndaki bir kaynak tarafından verilen bilgiye […]

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry: “Çok fazla ilerleme kaydettik…”

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif: “Bir yere varmak üzereyiz, çok iyi ilerliyoruz…”

Umut dolu bu sözler İsviçre’nin Lozan kentinde sürdürülen nükleer pazarlıkla ilgili. Henüz anlaşma sağlanmış değil. Ama taraflar son aşamaya girildiği konusunda söz birliği içinde.

***

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndaki bir kaynak tarafından verilen bilgiye göre İran yüksek oranda zenginleştirdiği uranyumu yok edecek ve yüzde 5 zenginleştirmeyle yetinecek, Fordo tesisindeki sorunu çözecek ve nükleer silah yapımında kullanılan plütonyum maddesini üretmeyecek.

Buna karşılık İran’ın bloke edilmiş durumdaki 100 milyar doları serbest bırakılacak ve Tahran’ın petrol ihracatında dünya bankacılık sistemini kullanmasına izin verilecek.

***

Tabii İran’ın asıl kazancı Irak üzerindeki nüfuzunu artırması oluyor. Bu, her şeyden daha önemli bir kazanç…

Amerika’nın Sesi’nde, Sharon Behn imzalı yazıda bu konuda altı çizilen satırlar şöyle:

“Amerika, Irak’taki hayatın her yönüyle ilgiliydi. Ülkenin yeniden inşası, siyasi gelişimi ve askeri işbirliği konularının tümü Amerika’nın sorumluluğundaydı. Uzmanlar bugün ülkede ABD’nin yerini İran’ın aldığını bildiriyorlar.

İran, Irak’a askeri destek sağlarken IŞİD’i ülkenin kuzeyinde ele geçirdiği topraklardan ve kilit kentlerden çıkarmaya çalışıyor. İki ülke arasındaki sınır ticareti de büyüyor. Ayrıca Tahran, Irak’ın tüm güvenlik ve istihbarat yapılarına nüfuz etmiş durumda.

Uluslararası Kriz Grubu Irak uzmanı Maria Fantappie (…) İran’ın Irak ulusunun karakterini değiştirerek bölgedeki güç dengelerine nüfuz ettiğini ileri sürüyor. Bağdat sokaklarına [İran’ın dini lideri] Hamaney’in resimlerinin asıldığını söyleyen uzman, bunun İran’ın doğrudan etkisinin bir sonucu olduğunu belirtiyor.”

***

İyi de İran’ın Irak’taki hamleleri Washington’da endişeye neden olmuyor mu?

CIA eski Başkanı emekli General David Petraeus, İran’ın kontrolündeki Şii milislere dikkati çekerek “Irak’ın Lübnanlaşması ve bir dış gücün aktif hale gelmesi felaket olur. IŞİD ortadan kalktığında İran destekli milisler, Lübnan’daki Hizbullah gibi kilit noktada olacaklar. Irak’ta asıl tehdit IŞİD’e karşı alana sürülen Şii milislerdir” diyor.

Demek ki, ABD, gidişata bakarak gelecek endişesi yaşamıyor diyemeyiz.

Ama onun için şu dönemde birinci öncelik nükleer silahsız bir İran…

“Uluslararası toplum” ancak o zaman rahat eder ve Tahran’ı kontrol altında tutabilir.

***

Öte yandan, İran diplomasisine hayran olmamak da olanaksız.

Nükleer korkusu yaratarak Batı’yı pazarlık masasına çekmeyi başardılar.

Yıllardır uygulanan yaptırımların kaldırılması, anlaşmanın imzalanmasını bekliyor. Ve İran uluslararası tecritten kurtulmak için gün sayıyor…

 

ABD’den İsrail’e artık koşulsuz destek yok

 

İsrail’de yeniden seçimi kazanan Başbakan Netanyahu’nun “Filistin devletine asla izin vermeyeceğiz” şeklindeki açıklaması Obama yönetimini öfkelendirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest “Bu durumda biz de BM Güvenlik Konseyi’ndeki pozisyonumuzu gözden geçirmek zorundayız, nitekim şu andan itibaren atacağımız adım bu yönde olacaktır” dedi.

Washington, BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail karşıtı bir karar alınmasına bugüne değin hiç izin vermemiş ve bir kınama mesajının çıkmasına bile engel olmuştu.