Olay Gazetesi Bursa

Son kapışma Suriye’nin kuzeyinde olacak

ABD’nin Suriye için hazırladığı “Kürdistan planının tıkır tıkır işlediği” iddia ediliyor. Bunun en inandırıcı kanıtı olarak da YPG’nin tır’lar dolusu silahla, hem de ağır silahlarla donatılması gösteriliyor. Türkiye’den gazeteci Mehmet Ali Güller’in Sputnik’e yaptığı açıklamaya göre ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri böylesine yoğun silahlandırmasının asıl amacı YPG’yi konvansiyonel bir orduya dönüştürebilmek. Gazeteci Güller, “YPG ancak konvansiyonel […]

ABD’nin Suriye için hazırladığı “Kürdistan planının tıkır tıkır işlediği” iddia ediliyor. Bunun en inandırıcı kanıtı olarak da YPG’nin tır’lar dolusu silahla, hem de ağır silahlarla donatılması gösteriliyor.

Türkiye’den gazeteci Mehmet Ali Güller’in Sputnik’e yaptığı açıklamaya göre ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri böylesine yoğun silahlandırmasının asıl amacı YPG’yi konvansiyonel bir orduya dönüştürebilmek.

Gazeteci Güller, “YPG ancak konvansiyonel bir orduya dönüşürse Suriye’nin kuzeyine hâkim olabilir. ABD’nin hesabı budur” diyor.

*

Kuzey Irak’ta olduğu gibi mi? Ama o zaman Çekiç Güç de gerekecektir.

Hani, Temmuz 1991 tarihinde kurulan ve amacı Saddam Hüseyin’in olası saldırılarına karşı Kuzey Irak Kürtlerine güvence sağlamak olan, etkili bir hava ve kara gücünden oluşan güç…

Pentagon YPG’den en azından Barzani’nin peşmergesi gibi bir askeri örgütlenme çıkarabilirse, o da yeter şimdilik.

Ama bölgedeki koşullar 1990’lı yılların başlangıcından çok farklı.

*

Bir kere Türkiye etkisi var. O zaman Türkiye ABD’nin çekiç gücüne destek vermişti. Ancak bu kez aynı şey olmaz. Türkiye buna büyük tepki verir.

Rusya’nın da razı olması beklenemez. Moskova, Esad’ı destekleyerek Suriye ordusuyla birlikte kuzeydeki toprakları savunmaya geçer.

Hele bir de Ankara-Şam beraberliği sağlanırsa ABD’nin hesapları altüst olur…

Suriye Kürdistan’ı planı tıkır tıkır işliyorsa, Esad’ın ulusal birliği ve toprak bütünlüğünü sağlama ve koruma planı da tıkır tıkır işliyor.

*

Bu gelişmelerle paralellik gösteren olaylara da bakmak gerek…

Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG, kendi denetimindeki bölgelerde sonbaharda yerel ve bölgesel seçimler yapılmasına karar verdi.

Buna Şam’ın yanıtı, Reuters ve BBC’ye konuşan Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat’tan geldi: “Seçimler bir şakadan ibaret olacak. Suriye topraklarının hiçbir parçasının bölünmesine izin vermeyecektir. Ülkenin bölünmesi yönünde hareket edenler ödeyecekleri bedeli biliyorlar.”

*

Öte yandan Türkiye de, Suriyeli muhaliflere her ay yaptığı 320 bin dolarlık yardımı kesti. Rakam büyük olmasa da anlamı büyük…

Muhaliflerin, “Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu” adlı örgütü 11 Kasım 2012’de ABD’nin girişimiyle Katar’da kurulmuştu.

*

Suriye sorununda final sahnesinin oynanacağı yer aşağı yukarı belli olmuş durumda. Kimi büyük, kimi küçük rol sahibi ülkeler Suriye’nin kuzeyine göre konumlanıyorlar.

Şimdiden şunu söylemek mümkün: Suriye ne Irak ne de Libya’ya benzeyecek!

Herkes bundan emin olabilir!

 

Suriye Araştırma Komisyonu’nu neden çalıştırmadılar?

BM’nin eski Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla Del Ponte, Suriye Araştırma Komisyonu üyeliğinden istifa edeceğini açıkladı. Ponte, siyasi irade tarafından yalnız bırakıldıklarını bildirerek 5 yıl önce üstlendiği görevini bırakacağını söyledi.

Suriye’de işlenen suçların eski Yugoslavya ve Ruanda’dakinden daha feci olduğunu ileri süren Del Ponte, “Suriye için Savaş Suçları Mahkemesi’nin öngörülmediğini” belirtti.

BM Suriye Araştırma Komisyonu ülkedeki insan hakları ihlallerini rapor etmek üzere 2011 yılında kurulmuştu.

Öyle anlaşılıyor ki Batılıların kurdurduğu komisyonu yine Batılılar çalıştırmamış. Neden acaba?

En büyük, en korkunç insan hakları ihlallerinin sorumlusu Batılı ülkeler olduğu için mi?