Olay Gazetesi Bursa

Suriye, Telaviv Havaalanı’na saldırsa, bomba atsa ne olur?

Genelde merak edilen bir durum… İsrail, Suriye’nin havaalanlarını bombaladığında Rusya ne düşünüyor? Açıktan konuşmuyor, ses çıkarmıyor ama İsrail’e öfke duyduğunu hissetmemek imkânsız. Buna karşın çok da sabırlı. En son İsrail, Şam Havaalanı’nı bombaladı. Yani İsrail, Suriye’nin başkenti olan Şam’ın uluslararası havaalanını füzelerle vurdu. Gerekçesi de İran’dı. Sözde İran’ın havaalanında depoları bulunuyordu. Peki, İsrail’in iddiasını doğrulayan […]

Genelde merak edilen bir durum…

İsrail, Suriye’nin havaalanlarını bombaladığında Rusya ne düşünüyor?

Açıktan konuşmuyor, ses çıkarmıyor ama İsrail’e öfke duyduğunu hissetmemek imkânsız. Buna karşın çok da sabırlı.

En son İsrail, Şam Havaalanı’nı bombaladı. Yani İsrail, Suriye’nin başkenti olan Şam’ın uluslararası havaalanını füzelerle vurdu. Gerekçesi de İran’dı. Sözde İran’ın havaalanında depoları bulunuyordu.

Peki, İsrail’in iddiasını doğrulayan herhangi bir kanıt var mı?

Tel Aviv’den, daha önceki saldırılarda da olduğu gibi, bu konuda somut bir açıklama gelmedi.

*

Ne var ki İsrail, “İran” dedi mi, akan sular duruyor, bildiğiniz gibi. Batılı ne kadar ülke varsa Tel Aviv’in yanında yer alıyor. Bu kez de öyle oldu. İsrail’in, İran nedeniyle Şam Havaalanı’na düzenlediği saldırı meşru kabul edildi.

Ancak bu kez Esad yönetiminin BM’deki Daimi Temsilcisi Beşar Caferi Güvenlik Konseyi’nde oldukça cesur bir konuşma yaptı. Ve İsrail, Suriye’yi nasıl tehdit ediyorsa Suriye de, Caferi’nin çıkışıyla, İsrail’i tehdit etti. Hem de benzer bir üslupla…

Caferi’nin BMGK’nın Ortadoğu’daki güvenlik durumunun değerlendirildiği toplantıda uluslararası topluma verdiği mesaj şöyleydi:

“Güvenlik Konseyi, siyonist İsrail rejiminin Suriye’ye yönelik saldırılarını engellemek için gerekli önlemleri almadığı takdirde, Suriye meşru olarak kendi güvenliğini korumak ve İsrail’in Şam Havaalanı’na düzenlediği son saldırısına cevap vermek için Tel Aviv Havaalanı’nı bombalayacaktır.”

İsrail Başbakanı Netanyahu, “Bize zarar vermek isteyene zarar veririz” diyor ya, şimdi de Suriye aynı ifadeyi kullanıyor: “Bize zarar verene biz de zarar veririz.”

*

Peki Rusya, İsrail’in bu son saldırısı ve Netanyahu’nun son tehditleri konusunda yine suskun mu kalacak, yine durumu idare etmeye mi çalışacak?

Esad, İsrail’in füzelerine Rusya’nın verdiği füzelerle yanıt veriyor ve beklenmedik bir şekilde çok başarılı sonuçlar alıyor. Bu son saldırıda da aynı şey oldu. İsrail füzelerinin çoğu daha hedefe varmadan bertaraf edildi.

Demek ki, Suriye güçlü bir savunmayla İsrail’le baş edebilecek.

Anlaşılan Caferi’nin BMGK’da yaptığı konuşmada dile getirdiği “Tel Aviv Havaalanı’nı bombalarız” şeklindeki ifadesi boşuna söylenmiş bir söz değil.

*

Üstelik Caferi’nin açıklamalarına ilk kez Rusya’dan resmi kapsamda olmasa da destek gelmesi çok manidar.

Elbette Moskova, şu aşamada daha fazlasını yapamaz.

Ama bir mesaj iletilmesi gerekiyorsa Rusya Bilimler Akademisi’nden bir uzmanın konuşması da yeterli olabilir.

Nitekim uzman Boris Dolgov, Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi’nin tepkisini “meşru bir tepki” olarak değerlendirdi.

Suriye de, Tel Aviv Havaalanı’nı bombalayarak saldırıya karşılık verme hakkına sahip.

Bu gelişmenin ardından İsrail geri adım atmak zorunda kaldı. Başbakan Netanyahu ikinci bir açıklamayla, “Asıl düşmanımız İran. Suriye’deki İran ordusunu vuruyoruz” ifadesini tekrar ortaya sürdü.

İyi de, vurduğu yer Suriye’ydi, vurulanlar Suriye askerleriydi.

*

Netanyahu’nun asıl amacı sadece İran olamaz. İran’la birlikte Suriye’yi de bitirmek istiyor. Hele Filistin’i, mümkün olsa yeryüzünden silecek.

İşin kötüsü Netanyahu bunu başaracağına inanıyor.

İsrail halkının böyle bir başbakandan kurtulması, olmazsa kurtarılması gerek. Devamlı kavga isteyen, devamlı savaş isteyen bir lider, ülkesine ve ulusuna mutluluk getiremez…