Öncelikle dünkü müthiş mücadeleden dolayı Bursasporlu futbolcuları tebrik ediyorum.
10 kişiyle ve Bursaspor’un baş belası Hüseyin Göçek’e rağmen ortaya konan performans, kazanma arzusu müthişti. Serdar sakatlanıp çıkmasa ve kişisel hatalar olmasa Başakşehir bir puanı rüyasında bile göremezdi.
Ey MHK, yönettiği her maçta Bursaspor’u katleden, sinir katsayısını tavan yaptıran bu Göçek’i bir daha Bursa il sınırlarının içine dahi sokmayın.
Yazıktır, günahtır, bu bir değil, iki değil, 10 değil….
Tribünlerin haykırdığı gibi “emek hırsızları”nı ne Timsah Arena’da ne de başka bir sahada insan görmek dahi istemiyor.
Bücür Tangocu, futbol dehası, Pablo Martin Batalla’nın yeniden yeşil beyazlı formayla sahne aldığı karşılaşma henüz maçın başında Necid ile öne geçmişken, Göçek’in anlamsız düdükleri, kolay çıkan kartları, Çek golcünün agresif hareketleri Bursaspor’un 60 dakikadan fazla bir süre 10 kişiyle mücadele etmesine neden oldu.
Hamza Hoca’yı bu kadar kolay tribüne göndermekte şovmenlikten başka bir şey değildir.
Demek ki Bursaspor gelecek adına öyle olumlu sinyaller vermeye başlamış ki birileri şimdiden önünü kesmek için maşalarını sahaya sürmüş…
Art niyetli olduğu her halinden belli olan Türk hakemliğinin yüzkarası Hüseyin Göçek’i Allah’a havale ediyor bu camia. Çünkü onun iflah olacağı yok. Ne söylesek, ne yazsak az gelir…
Başakşehir dünkü beraberlik için yatsın kalksın, haftalardır kalesinde mum gibi eriyip giden Mert Günok’a, etrafında kimse yokken topu kafayla kendi kalesine gönderen Tomas Sivok’a dua etsin.
Hüseyin Göçek’e gereken teşekkürü zaten İstanbul’da dönünce yaparlar, onu söylemeye bile gerek yok.
Bir gol atıp bir gol pası veren Sercan Yıldırım bu çizgisini korumalı. Deniz Yılmaz da transferde tam bir nokta atışı olduğunu gösterdi.
Bursaspor, Batalla’nın virtüözlüğünde elbet hakemleri de yenecektir.
Yeter ki Arnavut golcü Sokol Cikalleshi‘yi yıldızlaştıran savunma bir daha böyle hatalar yapmasın.