Aralıksız her Cumartesi yazdığım yazılarda 20. haftayı geride bırakmış bulunuyorum. Genellikle haftasonu yaptığım geziler, katıldığım kültürel ve sanatsal etkinlikler, bir sonraki haftanın yazı konusunu oluşturuyor. Bu zamana kadar her hafta, konu bulma konusunda pek zorlanmasam da, ilk kez bu hafta içinde ne yazacağım kafamda net değildi. Ben de notlarımı açıp, yazı konuları zulamdan bir tanesini seçtim!
Bursa kendi tema parkını kursa, burası nasıl bir yer olur ve içerisinde Bursa ile ilişkili ne tür oyuncaklar olurdu?
Oturup bu konuyu etraflıca düşündüm, dimağımdan süzüp sizlere servis ediyorum.
Bana kalırsa parkımızda dışarıdan da gözükecek, ihtişamlı ve herkesi kendine çeken bir roller coaster’a ihtiyacımız var. İhtişam ve heybet deyince aklıma ilk olarak tabiidir ki Uludağ geliyor. Ancak Uludağ isimli bir hız treni, çok cazip gelmediğinden eski adı olan KEŞİŞ’i seçiyorum.
+Keşiş’e binelim mi?
-Yok abi ya, baksana çok korkunç!
Parkımızda bulunan başka bir alana Yeşil Türbe Labirenti’ne geçiyorum. Yeşil ve mavi çinili duvarlardan oluşan karmaşık bir labirent. Çıkışı bulana kadar Osmanlı musikisi ve ara sıra da sis makinalarından çıkan dumanlar bize eşlik ediyor. Eee, Dede Efendi eşliğinde, çini temalı bir labirentten çıkmaya çalışmak herkese nasip olmaz!
İskender’in Düşüşü (Free Fall Ride)
Yukarıdan aşağıya düşen bir oyuncakta, alt kısmı dev bir İskender tabağı gibi yapılmış ama tepesinde de hükümdar Büyük İskender’i çağrıştıran bir sembolün olduğu oyuncak. Mizahi yönü güçlü, selfie’lik bir deneyim.
Karagöz ve Hacivat Gölge Tüneli
Giriş kısmında karanlık bir tünel ve duvarlara yansıtılan gölge oyunları olan bir tünel. Bir noktada ziyaretçiler kendi gölgelerini perdeye yansıtıp oynayabiliyorlar. Böylelikle geleneksel gölge oyunumuza interaktif bir gönderme yapıyoruz. Hatta kim bilir çıkışa da Platon’un Mağara Alegorisi’ni ve gölgelerin hakikatle olan ilişkisini anlatan bir şeyler bile koyarız. (Parkın müdürü, “Bu park için biraz fazla felsefik kaçar Erşan Bey.” diyip, bu eklemeyi muhtemelen çıkarır.)
Koza Salıncağı
Her biri, içerisinde kullanıcının oturması için yarılmış dev kozalardan oluşan, zincirlerle yukarıda bir platforma bağlı, merkezkaç kuvvetiyle dönen dev salıncağımız, Bursa’nın eski tarihi köklerine dönmesine de güzel bir atıfta bulunuyor. Turun sonunda midesi bulunmadan ve sağa sola yalpamadan yürüyebilen çocuklara kestane şekeri ikram ediyoruz!
Hanlar Bölgesi Miniaturk
Koza Han, Emir Han, Pirinç Han gibi yapılar minyatür olarak inşa edilmiş. Özellikle çocuklara, Bursa’nın tarihi değerlerini anlatmak ve okul gezilerinde toplu fotoğraflar çekinmek için harika bir yer!
BONUS: Hediyelikler ve Maskotlar
Parkımızın çıkışında satılacak hediyelik eşyalarımızı elbette ki bir başka simgemiz olan Irgandı Köprümüz’ün içerisindeki dükkanlarda satacağız. “Suyun akmadığı yerde köprü mü olur?” demeyin. Parkımızın içerisinde Nicea(İznik) isimli bir yapay gölümüz var ve gölün içinde de su ile ilişkili su kayağı, rüzgar sörfü gibi aktiviteler yapıyoruz. Hattta bir kısma Kültürpark’ta bir zamanlar bulunan kayık turlarını özleyenler için bir nostaji köşesi bile yapabiliriz.
Irgandı Shop’ta ise
Uludağ ve teleferik maketi, Karagöz ve Hacivat Kuklaları, Yeşil Türbe yapbozu, mini timsah peluşları, mevsimine göre organik şeftali ve incir ve de elbette kestane şekeri satacağız.
“İpek Sultanı” veya “Uludağ Yeniçerisi” isimli maskot karakterler de oluşturup, asgari ücretten daha azına parkın içinde tüm gün kıyafetler giyip çocuklarla fotoğraf çektirmeye birkaç işsiz gencimizi de ikna edersek, park işimiz tamamdır!
Ha unutmadan, dükkanımızda Bursa temalı magnetlerimiz de olacak elbette. Ancak bu Bursa magneti konusunu başka bir yazıda etraflıca incelemek istiyorum. Zira Avrupa ve dünyanın başka yerlerinden biriktirdiğim magnet koleksiyonumda o kadar güzel ve özgün magnet tasarımları var ki, bizim Türkiye’de üretilen magnetlerin hiçbirini elim almaya gitmiyor. Bursa magnetleri yazısı için beklemede kalırken, şimdilik Bursa Park’ın tadını çıkarın!