Olay Gazetesi Bursa

Bursa Graffiti Şenliği, Bursa Graffiti Festivali’ne dönüşmeli mi?

Bu haftanın en güzel haberi, duvarları renge, şehri hafızaya dönüştüren o yerden geldi. Bursa Graffiti Şenliği, önümüzdeki yıl beşinci kez sokakla buluşmaya hazırlanıyor ve başvurular resmen açıldı. İlk yılını hatırlıyorum. Henüz kimsenin neyle karşılaşacağını tam bilmediği, “bakalım nasıl olacak” denilen o günlerden bugüne… Her yıl biraz daha büyüyen, biraz daha cesaretlenen, biraz daha uluslararası hale […]

Bu haftanın en güzel haberi, duvarları renge, şehri hafızaya dönüştüren o yerden geldi.

Bursa Graffiti Şenliği, önümüzdeki yıl beşinci kez sokakla buluşmaya hazırlanıyor ve başvurular resmen açıldı.

İlk yılını hatırlıyorum. Henüz kimsenin neyle karşılaşacağını tam bilmediği, “bakalım nasıl olacak” denilen o günlerden bugüne… Her yıl biraz daha büyüyen, biraz daha cesaretlenen, biraz daha uluslararası hale gelen bir hikayeden söz ediyoruz. Festivalin başından beri orada olan bir sanatçı olarak, duvarların ilk boyayla tanıştığı ana da tanığım, bugün artık referans gösterilen bir etkinliğe dönüşmesine de!

Bursa Graffiti Şenliği, geçtiğimiz yıl önemli bir eşiği aştı. Yurt dışından gelen sanatçılar, yalnızca duvarlara değil, Bursa’nın sokak kültürü algısına da yeni bir katman ekledi. Farklı ülkelerden gelen stiller, renkler ve hikayeler, şehrin dokusuyla yan yana durmayı başardı. Bu yıl da yabancı sanatçıların yeniden davet edilecek olması, festivalin artık yerel bir etkinliğin ötesine geçtiğinin en net göstergesi.

27–28 Haziran 2026 tarihlerinde, Bursaspor Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri’nin duvarları bir kez daha tuvale dönüşecek. İki gün boyunca, sabah 9’dan akşam 8’e kadar, müzikle, renkle ve sokak kültürüyle iç içe bir atmosfer Bursa’yı saracak. Canlı performanslar, izleyicinin gözünün önünde şekillenen işler ve duvarlarla kurulan o doğrudan ilişki… Graffiti’yi sadece “izlenen” değil, “yaşanan” bir sanat hâline getiren şey tam olarak bu.

Ancak beşinci yıl, sadece bir tekrar değil, aynı zamanda bir dönüşüm fırsatı da olabilir. Festivalin artık daha kurumsal, daha global bir kimliğe kavuşması mümkün. “Bursa Graffiti Festival” adıyla uluslararası bir marka haline gelmesi, resmi bir web sitesi ve aktif bir Instagram sayfasıyla desteklenmesi bu yolculuğu hızlandırabilir. Önceki yıllarda yapılan işlerin, katılan sanatçıların ve duvarların arşivlenmesi, özellikle yabancı sanatçılar için güçlü bir referans kaynağı oluşturur. Başvuru dönemlerinde bu içerikler, Bursa’yı bir graffiti destinasyonu olarak konumlandırmanın en etkili yolu olur.

Bana kalırsa şehirlerin hafızası sadece binalarla değil, duvarlarla da yazılıyor. Bursa, son beş yıldır bu hafızayı bilinçli biçimde renklendiriyor. Her yıl biraz daha iyiye giden bu festival, doğru adımlarla yalnızca Türkiye’nin değil, bölgenin de en önemli sokak sanatı buluşmalarından biri haline gelebilir.

Kısacası, duvarlar yine konuşmaya hazırlanıyor.

Ve belli ki Bursa’nın söyleyecek daha çok sözü, gösterecek daha çok rengi var.