Olay Gazetesi Bursa

Dolar niye yükselmiyor?

Bu son günlerin en moda sorusu. Vatandaş yüksek kura öyle bir alışmış ki düşüşleri kabullenmekte zorlanıyor. Aslında dünyada birçok olumsuzluğun yaşandığı ve belirsizliklerin arttığı bir dönemde TL’nin değer kazanması ilk bakışta tuhaf görünüyor! Ama bütün gelişmelerin liraya yaradığı bir dönemdeyiz. Dün 5,464 TL seviyesine kadar inen dolar, son 4 ayın dip seviyesini görmüş oldu. Peki […]

Bu son günlerin en moda sorusu.

Vatandaş yüksek kura öyle bir alışmış ki düşüşleri kabullenmekte zorlanıyor.

Aslında dünyada birçok olumsuzluğun yaşandığı ve belirsizliklerin arttığı bir dönemde TL’nin değer kazanması ilk bakışta tuhaf görünüyor!

Ama bütün gelişmelerin liraya yaradığı bir dönemdeyiz.

Dün 5,464 TL seviyesine kadar inen dolar, son 4 ayın dip seviyesini görmüş oldu.

Peki dolardaki bu düşüş normal mi?

Ya da bir başka deyişle liradaki değer kazanımını normal sayabilir miyiz?

Evet gayet normal!

Lira diğer para birimlerinden pozitif ayrışmayı başarmış durumda.

Çünkü…

Jeopolitik ve teknik göstergeler buna izin veriyor.

Ve unutmayalım ki özellikle son bir yılda lira deyim yerindeyse ciddi biçimde ‘dayak yedi’ ve diğer para birimlerinden negatif ayrıştı!

Şimdi ise tersi bir manzara oluşmuş durumda.

Ayrışmanın nedenlerine baktığımızda Türkiye’nin uzun zamandır ilk defa nispeten sakin bir gündem avantajı taşıdığını görüyoruz.

Seçimler atlatıldı, S-400 meselesi sakinleşti, bütçeyi toparlamak için adımlar atılmakta, dış borç ve döviz ihtiyacı azaldı, enflasyon az da olsa yola girme havasında ve reel faizimiz hala yüksek.

SWAP piyasasında TL’yi açığa satmanın maliyeti de çok yüksek seviyelerde.

Kısacası spekülatif bir atak için çok da uygun olmayan bir zemin var artık Türkiye’de!

Ayrıca başta Amerikan Merkez Bankası Fed olmak üzere merkez bankalarının faiz indirimlerini gündemde tutması da lira lehine önemli bir avantaj yaratmış vaziyette.

Neticede bizi farklı zamanlarda farklı biçimlerde negatif yönde ayrıştırmış olan gündem maddeleri bir nevi tatile çıkmış görünüyor!

Diğer yanda gelişmekte olan para birimlerinin çoğu ABD-Çin geriliminden fazlasıyla etkilendi.

Çünkü daralan küresel ticaret Brezilya, Güney Afrika, Meksika ve Rusya gibi emtia ihracatçısı ülkeleri vuruyor.

Başta petrol olmak üzere hammadde fiyatlarının ucuzlaması ise Türkiye’ye yarıyor.

Azalan ithalat faturası döviz ihtiyacımızı azaltıyor çünkü.

 

TL’nin carry trade avantajı

 

Dolayısıyla bütün bu atmosfer TL’nin yabancı yatırımcılar tarafından tercih edilmesine yol açmakta!

Neticede carry trade vasıtasıyla liraya alım geliyor.

Yabancı strateji raporlarında TL lehine ‘al’ tavsiyelerinin de artık görülüyor olması kurlardaki son manzarayı daha anlaşılır kılmakta. 

Pozitif tavsiyelerin artmasında ABD – Çin ticaret savaşının dolardaki güçlenmeyi faiz indirimi yoluyla frenleyeceğine dönük öngörüler de pay sahibi oldu.

           

Peki ya bundan sonra?

 

Yukarıda çizdiğimiz manzarada büyük bir değişiklik olmadığı sürece sürece lira güçlü kalmaya devam eder.

Hatta teorik olarak anlık biçimde biraz daha güçlenme ihtimali kısa vadede mevcut.

İçte enflasyondaki seyir ve para politikası kur açısından en önemli gösterge konumunda.

Dışta ise yavaşlayan küresel ekonomi, ticaret ve kur savaşları, faizlerin seyri, S-400 alımına dönük yeni yaptırım ihtimali, Fırat’ın doğusuna hareket, Doğu Akdeniz’de enerji savaşları ve Brexit gibi ciddi belirsizlikler içeren gündem maddeleri söz konusu!

Bu tablo itibarıyla bir müddet daha TL’nin istikrarlı ve güçlü gitme şansı mevcut.

Ama eylülle birlikte dalgalanma opsiyonu da yükselecek gibi görünüyor.

Son çeyrekte ise gelişmelere göre dövizin tekrar yukarı gitmesi kuvvetle muhtemel.