Olay Gazetesi Bursa

Dövizdeki düşüş kalıcı mı?

Havaların sert bir soğukla kendini gösterdiği kasım ayı piyasalarımızda sıcak bir atmosferde kapandı. Öyle ki son ayların döviz ve faiz cephesinde en verimli günler yaşandı diyebiliriz! Peki bu güzel havalar nasıl oluştu? Küresel anlamda bugünlerde şansımızın iyi gittiğini öncelikle söylemek lazım. Ama asıl dünyaya verilen güçlü mesajların piyasa iyileşme sürecinin temelini oluşturduğu da unutulamalı. Nasıl mı? Merkez Bankası ile […]

Havaların sert bir soğukla kendini gösterdiği kasım ayı piyasalarımızda sıcak bir atmosferde kapandı.

Öyle ki son ayların döviz ve faiz cephesinde en verimli günler yaşandı diyebiliriz!

Peki bu güzel havalar nasıl oluştu?

Küresel anlamda bugünlerde şansımızın iyi gittiğini öncelikle söylemek lazım.

Ama asıl dünyaya verilen güçlü mesajların piyasa iyileşme sürecinin temelini oluşturduğu da unutulamalı.

Nasıl mı?

Merkez Bankası ile BDDK’nın finansal tedbirleri geldi önce!

Ardındansa ilgili bakanlıkların destek paketleri sayesinde kötü gidişe dur diyen hükümet, dış ilişkilerde de pozitif adımlarla ekonomiye destek verdi.

Jeopolitik risklerin de nispeten bertaraf edilmesiyle TL yönündeki olumlu fiyatlamaların kapısı iyi aralanmış oldu.

Ancak, kurlardaki sert düşüşü körükleyen son günlerdeki harekette dış etkilerin payı yadsınamaz!

Mesela…

Geçen hafta petroldeki düşüşün devam etmesi önemli bir destek unsuruydu lira adına.

ABD-Çin yakınlaşmasına ait işaretler de yatırım iştahına katkı sundu.

Ama asıl etkiyi Amerikan Merkez Bankası Fed’in Başkanı Jerome Powell’ın 2019’da daha yavaş faiz artışına gideceği beklentilerini körükleyen açıklamaları yaptı!

Gelişen ülke paralarının haftayı yükselişle kapatmasını sağlayan bu süreç TL’ye de fazlasıyla yaradı.

Gerçi son Fed tutanakları havanın çok da toz pembe olmadığı izlenimini yaratınca Powell’in yanlış anlaşılmış olabileceği ihtimali yatırımcının kafasına sonradan dank etti.

Ve dolar tüm dünyada bir miktar kendine geldi!

Piyasalarımız kapandıktan sonra yaşanan bu gelişmeler dış piyasalarda dolar/TL’yi yeniden 5,20’nin üzerine çıkardı.

Ama yaşanan tüm bu süreç sonucu doların lira karşısında 5,13 seviyesine düşebileceğini de herkes görmüş oldu!

Neticede gelinen noktada ağustostaki rekor kur artışlarının büyük bölümü geri alınmış durumda.

Kısacası sağlıksız fiyatlamalar devredışı kalırken reel ekonominin gördüğü hasarın tamiri ihtiyacıyla karşılaşıyoruz artık.

Çünkü…

Aralardaki sert yükselişleri bir kenara bıraksak dahi 2018’in başında 3,70’lerde seyreden kurun ulaştığı 5 liranın üzerindeki düzeyler ciddi bir yük oluşturdu.

Ayrıca yüksek tansiyon döneminde döviz bahanesiyle yapılan zamlar da tam olarak geri alınmış değil!

Yani yavaşlayan ekonomi, artan işsizlik ve yüksek enlfasyon ortamından çıkış öncelikli gündem maddemiz durumunda.

Piyasaların da küresel gündemle birlikte Türkiye adına takip ettiği temel konular bunlar.

 

Enflasyon ve dış etki

 

Aralık ayı ile birlikte yeni haftanın da öncelikli gündemini enflasyon rakamları oluşturacak.

Örneğin ekimde yüzde 25’i aşan enflasyonun kasımda beklenen oranda düşmesi halinde liranın yüzü daha da gülebilecek!

Bugün açıklanacak olan enflasyondaki olası bir dirençse moralleri bozabilir.

Arjantindeki G-20 Zirvesi’nden çıkan mesajlar, Çin – ABD eksenindeki gelişmeler, Amerika’nın istihdam rakamları ve petrol fiyatları da bu haftanın yakın takip konuları rasında bulunuyor.

Bu atmosferde dalgalanma opsiyonunu artabilecek olan piyasalarımızın normal koşullardaki haftalık beklentilerine baktığımızda…

BİST 100 Endeksi’nde 92 bin 500 – 98 bin puan aralığının öne çıktığını görüyoruz.

Dolarda 5,12 TL desteğinin kırılması halinde 5,05’e kadar yol açılmış demektir.

Hatta anlık olarak 5 lira bile kurda görülebilir!

Tırmanış halinde ise 5,30 – 5,37 aralığı önem taşıyor.

Euro’da bu hafta 5,75 – 6,05 TL bandı öne çıkarken gram altın 198 – 212 lira aralığında dolaşmaya aday görünüyor.