Olay Gazetesi Bursa

Harekatın piyasa yansımaları

Ekonomimize yönelik tehditler piyasa gündeminin başlıca maddesi haline geldi. Aslında Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda başlattığı Barış Pınarı Harekatı tüm dünyanın da gündemi haline geldi. ABD, bölgedeki terörist unsurları onbinlerce tır dolusu silahla donatırken ses çıkarmayanlar Türkiye’nin güvenlik endişelerinden kaynaklanan haklı operasyonuna dur diyebilmek için adeta yarışa girdi. Oysa Türk Ordusu harekete geçti mi hedeflerine ulaşıncaya kadar durmaz! Siyasi […]

Ekonomimize yönelik tehditler piyasa gündeminin başlıca maddesi haline geldi.

Aslında Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda başlattığı Barış Pınarı Harekatı tüm dünyanın da gündemi haline geldi.

ABD, bölgedeki terörist unsurları onbinlerce tır dolusu silahla donatırken ses çıkarmayanlar Türkiye’nin güvenlik endişelerinden kaynaklanan haklı operasyonuna dur diyebilmek için adeta yarışa girdi.

Oysa Türk Ordusu harekete geçti mi hedeflerine ulaşıncaya kadar durmaz!

Siyasi hedefleri belirleyenlerin dik duruşu ve masadaki diplomatik başarısı ise sonucun perçinlenmesi için şart.

Çünkü bu uğurda şehit olanlar, canını ortaya koyanlar ve ordumuza canı gönülden destek veren milletimiz en büyük başarıyı hak etmekte.

Kısacası kara propagandaları da silah ambargolarını da alt eden siyasi ve diplomatik başarılara ihtiyaç var!

Mücadelenin cephe dışındaki alanlarında ciddi bir de ekonomik direnç göstermemiz şart görünüyor.

ABD’nin yönelttiği tehditlerin bu alandan gelmesi ve yapılan çeşitli hazırlıklar bizim de olası saldırılara karşı hazır olmamız gerektiğini gösteriyor.

En hızlı reaksiyonun görüldüğü piyasa cephesinde düşük dozda bir fiyatlamayı geçen hafta yaşadık.

Yabancı fonların kısmen fiyatladığı jeopolitik risk algısı dövizi ve faizi yukarı iterken borsayı aşağıya çekti.

Etki katsayısı ise geçmiş yıllardaki benzer tehdit örneklerine göre sınırlı kaldı!

Çünkü bu kez oluşan tablo yatırımcı açısından farklılıklar içeriyor.

Her ne kadar tehditler savursa da ABD Başkanı Donald Trump’ın S-400 konusunda olduğu gibi Türkiye lehine sergilediği tavırlar azımsanmayacak boyutta!

Türkiye’yi kaybetmeyi göze alması mümkün değil zaten.

Ve gelişmelere baktığımızda Ankara ile operasyon konusunda belli sınırlarda da olsa bir mutabakat olduğu anlaşılmakta.

Diğer taraftan mali piyasalar açısından geçen yıla göre nispi bir sağlamlık söz konusu.

Nasıl mı?

Öncelikle döviz ihtiyacı biraz da olsa gerilemiş vaziyette.

Çünkü yavaşlamış olan ekonomi yüzünden cari fazla verir hale geldik.

Döviz borçluluğu da eskiye göre daha yavaş artmakta.

Ayrıca küresel çaptaki faiz indirim furyası finansman maliyetlerimizi hafifletiyor.

Ve Merkez Bankası’nın indirimlerine rağmen hala dünyanın en yüksek reel faizini veren ülkelerden biriyiz!

Dolayısıyla kur cephesinden gelebilecek ataklar daha minimal kalmakta.

Ancak, oynaklığın sürmesi hem yatırımcı hem de ekonomi açısından sıkıntı yaratmakta.

Elbette muhalefet baskısına karşı koyması zorlaşan Trump yönetiminin atabileceği daha sert adımlar tadımızı biraz daha kaçırabilir.

Ekonomi yönetiminin bu ihtimale karşı hazırlıklarını güçlendirmesi şart.

 

Teknik beklentiler

 

Yumuşama sinyalleri veren ABD-Çin ilişkilerinin sağladığı pozitif atmosferin jeopolitik fiyatlama yüzünden hissedilmediği piyasalarmızda yine dalgalanmaların öne çıktığı bir haftaya girildi.

Ağırlıklı gündemi operasyona bağlı gelişmelerin oluşturacağı haftanın teknik beklenti analizinde geniş bantlar söz konusu.

BİST 100 Endeksi’nde 94 bin 500 ile 103 bin puan aralığında bir hareket beklentisi mevcut.

Dolar/TL’deki haftalık beklenti bandı 5,79 – 6,00 TL olarak karşımızda duruyor.

Euro’nun olası seyri ise 6,32 – 6,55 lira arasında bir beklentiyi ortaya koymakta.

Gram altınada 276 – 290 TL’lik bir hareket alanı mevcut.

Ancak, olağanüstü gelişmelerin ortaya çıkması bu beklenti aralıklarını değiştirebilir.