Olay Gazetesi Bursa

Mevsim desteği yetecek mi?

Ekonominin yavaşlama süreci çalışma hayatını etkilemeye devam ediyor. TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranlarında geçen yıla göre net bir artış söz konusu. Üç aylık ortalamayı içeren 2019 Mart döneminde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 334 bin kişi artarak 4 milyon 544 bin kişiye çıktı. Neticede işsizlik oranı 4 puanlık artışla yüzde 14,1 seviyesinde gerçekleşti. Detaylarda 7,5 puanlık artışla yüzde […]

Ekonominin yavaşlama süreci çalışma hayatını etkilemeye devam ediyor.

TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranlarında geçen yıla göre net bir artış söz konusu.

Üç aylık ortalamayı içeren 2019 Mart döneminde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 334 bin kişi artarak 4 milyon 544 bin kişiye çıktı.

Neticede işsizlik oranı 4 puanlık artışla yüzde 14,1 seviyesinde gerçekleşti.

Detaylarda 7,5 puanlık artışla yüzde 25,2’ye çıkan genç işsizlik oranı dikkat çekiyor!

İstihdam edilenlerin sayısı ise yıllık bazda 704 bin kişi azalarak 27 milyon 795 bin kişiye gerilemiş durumda.

İstihdam oranı da 1,7 puanlık azalışla yüzde 45,4’e inmiş vaziyette.

Gidişatın sektörel bazdaki tablosunda ise ilginç bir manzara görünüyor.

Tarım, inşaat ve hizmet sektörlerinde istihdamın azaldığını söylüyor veriler.

Buna karşın istihdam içindeki paylarda tarım ve inşaattaki kaybın hizmetlerce dengelendiği görünmekte!

Tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,4 puan, inşaat sektörünün payı 1,8 puan azalırken, hizmet sektörünün payı 2,1 puan arttı.

Sanayi sektörünün istihdam edilenler içindeki payı ise değişim göstermedi.

Hizmetlerdeki bu tuhaf oransal farklılaşma, istihdamda en yüksek payın kendisine ait olmasından kaynaklandı!

Türkiye’deki toplam istihdamın yüzde 57,4’ünün hizmet sektörü kaynaklı olduğunu görüyoruz.

Çok daha düşük paya sahip olan diğer sektörlerdeki istihdam azalması oransal olarak daha fazla etki yapmakta.

Yüksek istihdam seviyesine sahip olan hizmetlerdeki düşük kayıpsa toplamdaki payının yükselmesini sağlamış vaziyette.

Ancak ortada net bir gerçeklik var ki; geçen yıla oranla tüm sektörler ivme kaybetmiş durumda.

Buna karşın 630 bin kişi artarak 32 milyon 339 bin kişiye yükselen işgücü, işsizlik oranını yükseltici rol oynamış görünüyor!

Durgunluk döneminde daha fazla kişinin iş aramaya başlaması istatistiksel olarak işsizliği tırmandıran bir unsur haline gelmekte.

Neticede 0,5 puanlık artışla yüzde 52,9’a çıkan işgücüne katılım oranı işsizlik oranının yüzde 14’ün üstünde kalmasında pay sahibi oldu.

Yukarıda özetlediğimiz istatistiki tablo istihdam cephesinde geçen yılın eş dönemine göre bardağın hayli boş olduğunu gösteriyor!

 

Sınırlı etki görülüyor

 

Bardağın dolu tarafına baktığımızda ise bir önce döneme oranla nominal bazda pozitif bir gelişme görülebiliyor.

Nasıl mı?

Şubat döneminde yüzde 14,7 seviyesinde olan işsizlik oranının martta 0,6 puan azaldığını görüyoruz.

Tüm kategorilerde iyileşme söz konusu.

Mevsim etkisini arındırdığımızda manzara bir miktar değişmekte.

İstihdam oranının 0,1 puan artarak yüzde 46’ya çıkması sevindirici bir gelişme olmakla birlikte, işsizlik oranı 0,1 puan artarak yüzde 13,7’ye yükselmesi negatif bir görüntü veriyor.

Bu yükselişte mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranının 0,1 puan artması etkili oldu.

Neticede mevsim faktörünü kısmen hissediyor iş piyasası.

Yani tarım ve turizm artık kendini göstermeye başlamış durumda!

Ancak inşaat sektörü bu sürece eşlik etmekten hala çok uzakta.

Kısacası mevsim faktörü sayesinde yaz aylarında yüzde 13’e inen bir işsizlik rakamı beklenebilir.

Ama yılın son ayarları için bu kadar iyimser bir trend görünmüyor.