Olay Gazetesi Bursa

Tüketicinin güveni dolara endekslendi

Tüketicinin ekonomiye bakışı hayli değişken. Vatandaşın mevcut durum ve gidişata dair değerlendirmelerini içeren araştırmalar her ay başka bir sonuç gösteriyor. TÜİK’in anketleriyle oluşan tüketici güven endeksleri adeta tahterevalliye döndü! Bir aşağıya bir yukarıya giden endekslerle karşılaşıyoruz son aylarda. Mesela mayısta çakılan güven haziranda zıplayıverdi. Mayısta 55,3 olan endeks değeri, haziranda 57,6 olarak kayıtlara geçti. Yani haziranda vatandaşın […]

Tüketicinin ekonomiye bakışı hayli değişken.

Vatandaşın mevcut durum ve gidişata dair değerlendirmelerini içeren araştırmalar her ay başka bir sonuç gösteriyor.

TÜİK’in anketleriyle oluşan tüketici güven endeksleri adeta tahterevalliye döndü!

Bir aşağıya bir yukarıya giden endekslerle karşılaşıyoruz son aylarda.

Mesela mayısta çakılan güven haziranda zıplayıverdi.

Mayısta 55,3 olan endeks değeri, haziranda 57,6 olarak kayıtlara geçti.

Yani haziranda vatandaşın ekonomiye olan güveni geçen aya göre yüzde 4,3 artmış görünüyor!

Dört alt endeksten biri hariç hepsinde ciddi bir yükselişin kayıtlara geçmesi de dikkat çekici bir durum.

Maddi durum beklentisini yansıtan endeks yüzde 5,9 arttı.

Genel ekonomik durum beklentisi yüzde 5,4 iyileşti!

Tasarruf etme ihtimalini gösteren endeks ise yüzde 6,1’lik bir artışa imza attı haziranda.

Bu endeksteki yüksek artış her ne kadar enflasyondaki yüksek seyir ve bazı belirsizliklerin harcamaları erteletmesi anlamına gelse de!

Vatandaşın bir tüketici gözüyle ekonomiye bakışında bir ayda hayli yol kat edilmiş görünüyor.

İşsiz sayısı beklentisini içeren endeks değerinin değişmemesi ise bu alandaki yapısal sorunların gözden kaçmadığına işaret etmekte.

Peki temel göstergelerde kayda değer bir değişim olmadığı halde güven endeksleri niye yükselişe geçti?

Vatandaşın ekonomik algısında reel ekonomik verilerden ziyade piyasa hareketlerinin payı hayli fazlalaşmış durumda.

Özellikle de gözler döviz kurlarına odaklanmakta.

Mayısta 6,24 TL’ye kadar zıplayan doların güven erozyonuna yol açması boşuna değil!

Haziran ise nispeten bir sakinleşmenin yaşandığı bir dönem oldu kurlarda.

Şu ana kadar genelde 6 liranın altında kalan ve belli bir istikrar içeren dolar kuru hareketleri kayıtlara geçti.

Dolayısıyla tüketicinin geleceğe güvenle bakmasını sağlayan bir manzaranın dövizdeki göreceli istikrar sayesinde oluştuğunu görüyoruz.

Neticede tüketici davranışlarının ekonomi üzerindeki somut etkisini dikkate aldığımızda dolar hassasiyetinin önemi çok daha net anlaşılmakta!

Yani kuru somut etkilerinin yanısıra yarattığı psikolojinin dolaylı yansımaları nedeniyle de yakından takip etmemiz şart.

           

Fed politikaları yeterli mi?

 

Doların lira karşısındaki seyri ise birçok göstergeye bağlı.

En başta da Amerikan Merkez Bankası Fed’in uyguladığı politikalar geliyor!

Mesela Fed yönetiminin önceki akşam yaptığı toplantıda politika faizinde değişikliğe gitmemesine karşın yapılan açıklamalar dolara değer kaybettirdi.

Çünkü…

Fed, ekonomik belirsizliklerdeki artışa ve beklenen enflasyonda düşüşe yanıt olarak bu yılın geri kalanında 50 baz puana ulaşan bir faiz indirimi olabileceğini sinyalini verdi.

Nasıl mı?

 Açıklama metninden “sabırlı” hareket edeceği ifadesini çıkaran Fed yöneticilerinin neredeyse tamamı bu yıl için değişken oranlarda da olsa faiz indirimi öngördü!

Kısacası ABD para politikaları liraya yarayan bir döneme girmiş durumda.

Benzer bir tutum açıklaması da Avrupa Merkez Bankası’ndan geldi.

Ancak, madalyonun öteki yüzünde ise başta ABD olmak üzere Türkiye’nin gergin giden dış ilişkileri ve jeopolitik riskler var.

S-400 füze alımlarının henüz tam olarak fiyatlanmadığı bir dönemdeyiz!

Ayrıca, İran yaptırımları ve Doğu Akdeniz’deki enerji gerilimi de doların TL karşısındaki seyrini etkileme potansiyeli taşıyor.

Sözün özü; hem kur hem de tüketici güveninde oynaklık ihtimalinin dikkate alınması şart!