Ekonomi sonbaharda bile fena üşütüyor.
Daha bunun kara kışı var.
Dünyada artık adres arayan para bol değil.
Üstüne bir de faizi düşürüyoruz.
O nedenle, geçmişte olduğu gibi sıcak para ile ısınıp rahatlamamız bir süre için imkânsız.
Peki doğrudan yatırım gelir mi?
O da zor görünüyor.
***
Buna karşın ihracatımız artıyor.
Ama döviz bolluğu yaratacak düzeyde değil maalesef.
2023 için kurulan 500 milyar dolar hayali çoktan sona erdi zaten…
Yalnız şu belirteyim…
Salgın biterse bu kurlarla yabancı turist rekoru kırarız.
Adamlar için Türkiye artık bedava.
Dolar 9,60’ı aştı, rekor üstüne rekor kırıyor.
Euro ise 11,20 liraya merdiven dayamış durumda.
Nedenleri, niçinleri çok tartışılıyor.
‘Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar’ misali…
‘Faiz mi enflasyona, enflasyon mu faize neden olur?’
Bu soru, Türkiye’nin gündeminden bir türlü düşmüyor.
Oysa ikisi de hastalıklı ekonomilerin çok ciddi sorunları.
Nedenleri de belli.
Görmek isteyene tabii ki…
Neyse daha fazla uzatmayayım.
***
Ben bir iki çarpıcı örnekle sonuçlar üzerinden gideceğim.
Kurlardaki sert yükseliş ve yüksek enflasyon etiketleri uçurdu.
Çarşı, pazar, market, kısacası her yerde yangın var.
Doğalgaz, elektrik, akaryakıt cep yakıyor.
Yeni zamlar da kaçınılmaz.
Hele ithal ürünler aman Allahım!
Dün markete gittim ve yıllardır kullandığım yedek tıraş bıçağından aldım.
İki adedi 35 TL.
Yanlış duymadınız!
Yedek tıraş bıçağı.
Al sana; yıllardır yapmalıyız dediğimiz ‘yükte hafif pahada ağır’ katma değerli ürün.
Elin Amerikalısı üretmiş.
Marka Gillette Mach3.
Üretim yeri Polonya.
Bir tanesinin ağırlığı en fazla 2-3 gramdır.
Ölçmek için kuyumcu tartısı gerekiyor.
Fiyatı da altını aratmıyor zaten…
Yok yok bu olmadı.
Altına haksızlık etmeyelim.
Benim aklım bir anda 2007 yılına gitti.
Ya da canım öyle istedi.
O zamanlar çeyrek altın 45-50 lira civarındaydı.
Şimdi onun 20 katı, yani 900 lira seviyesinde.
***
Neyse…
Konuyu çok dağıtmadan…
Yedek tıraş bıçağına dönelim tekrar…
Kasada ödemeyi yaparken, 90’lı yıllardaki Derby tıraş bıçağı reklamı geldi aklıma…
“Avrupa’daki fiyatı çevir Türk Lirası’na sür burada piyasaya… Oh suyundan da koy… Burası Türkiye, yok öyle…”
Daha sonra sözü kendi kullandığı yerli bıçağın ne kadar ekonomik ve kaliteli olduğuna getiriyor ve şöyle devam ediyordu:
“Yok öyle okşar gibi… Tıraş olurken sakalın sesi gelecek. Hadi hayırlı tıraşlar…’
Geldiğimiz nokta itibarıyla bize de bunu demek düşüyor galiba…
Hadi hayırlı tıraşlar…