Olay Gazetesi Bursa

Ruhban Okulu ve Batı Trakya…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Eylül’de Beyaz Sarayı ziyaret ederek, ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. Oval Ofis’te basının karşısına geçen iki liderin öncelikli gündemleri arasında, İstanbul’daki Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması da vardı. Erdoğan, konuya ilişkin, “Heybeliada Okulu ile ilgili üzerimize ne düşerse biz onu zaten yapmaya hazırız. Dönünce Sayın Bartholomeos […]

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Eylül’de Beyaz Sarayı ziyaret ederek, ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi.

Oval Ofis’te basının karşısına geçen iki liderin öncelikli gündemleri arasında, İstanbul’daki Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması da vardı.

Erdoğan, konuya ilişkin, “Heybeliada Okulu ile ilgili üzerimize ne düşerse biz onu zaten yapmaya hazırız. Dönünce Sayın Bartholomeos ile bu konuyu görüşme fırsatı bulacağım” dedi.

Trump’ın cevabı, “Çok iyi… Yardıma ihtiyaçları vardı ve ben de bunu gündeme getireceğimi söyledim” şeklinde oldu.

Peki F-35, F-16, Gazze, Suriye gibi kritik başlıklar arasına Heybeliada Ruhban Okulu konusu nasıl girmişti?

Şöyle…

Fener Rum Patriği Bartholomeos, Erdoğan’ın ziyaretinden 10 gün önce ABD’ye giderek, Trump ile bir araya geldi.

Toplantıda, Heybeliada Ruhban Okulu ve Fener Rum Patrikhanesi’nin ‘ekümenik’ iddiasının korunmasına yönelik çabalar konuşuldu.

Bir de…

Bursa’yı ilgilendirdiği için hatırlatayım…

İznik’te Birinci Konsil’in 1700. yıldönümünü kutlamak üzere Fener Rum Patriği ile birlikte Türkiye’yi ziyaret etmesi planlanan Papa Leo’nun yaklaşan ziyareti, masadaki diğer başlıktı.

Özetle…

Konu, Patriğin ve cemaatinin bir lobi çalışması sonucunda Erdoğan-Trump zirvesine taşındı.

Bu arada…

Bartholomeos’un Trump ile görüşmesinin ardından, “Geçen yıldan bu yana, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimiyle Patrikhane ile Türk hükümeti arasında Heybeliada konusunda bir diyalog başladı. Bunu mümkün olduğunca hızlandırmak istiyoruz. Böylece Eylül 2026’da ilk öğrencileri kabul edebileceğiz” ifadelerini kullandığını hatırlatmakta fayda var.

Evet…

Bu konuda uzunca bir süredir yürüyen süreç söz konusu…

***

İsterseniz gelin, Heybeliada Ruhban Okulu sürecinin nasıl işlediğini ve bugünlere nasıl gelindiğini hatırlayalım.

-Okulun açılması uzun bir aradan sonra 2024 yılında tekrar gündeme geldi.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı yılın 12 Mayıs’ında Yunan basınında yer alan açıklamasında, okulun açılması için çalışmalar yaptıklarını söyledi.

-Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 28 Mayıs’ta okulu ziyaret etti ve kişisel olarak okulun açılmasını istediğini söyledi.

-Eylül 2024’te Patrik Bartholomeos’un Yunan basınında yer alan şu sözleri dikkat çekti: “Okulumuzun yeniden faaliyete geçmesi eşiğinde bulunduğumuza artık eminiz.”

-Bartholomeos, 26 Aralık 2024’te ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ziyaret etti. Gündem yine Heybeliada Ruhban Okulu’ydu ve Patrik okulun yeniden açılabilmesine yönelik çalışmalardan dolayı Erdoğan’a teşekkür etti, işlemlerin hızlandırılması hususunda da yardım ricasında bulundu.

-Söz konusu ziyarette, Kadıköy Rum Ortodoks Metropoliti Emmanuel Adamakis ve Rum cemaatinin önemli isimlerinden Laki Vingas yer aldı.

-Milli Eğitim Bakanı Tekin, 30 Aralık 2024’te “Onlarla görüşmeleri yaptık. Açılması yönünde bir karar verilirse hangi statüde açılacağına dair bir metin oluşturduk. Bundan sonrası artık siyasi bir mekanizma” dedi.

-Okulun açılmasıyla ilgili resmi makamlarla görüşmeleri yürüten heyette yer alan Vingas, sürecin olumlu bir havada ilerlediğini vurguladı.

***

Önemli bir hatırlatma daha yapalım.

Türkiye’de 6 Şubat 2024’te meydana gelen büyük deprem ve Yunanistan’da 28 Şubat 2023 tarihinde yaşanan tren faciasının ardından uzanan karşılıklı yardım elleriyle, Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmıştı.

O günden bu yana Ege’nin iki yakasında ‘barış ve dostluk’ rüzgarları esiyor.

***

Gelinen nokta itibarıyla…

Din adamı yetiştirmek amacıyla 1844 yılında Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı olarak Yüksek Ortodoks Teoloji adıyla açılan ve 1971’de özel öğretim kurumlarıyla ilgili yapılan bir yasal düzenlemenin ardından ‘devlet üniversitesine bağlanması’ kabul görmeyince kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması süreci hızla ilerliyor.

Gökçeada doğumlu olan Bartholomeos, mezun olduğu okulunun açılması için elinden ne geliyorsa yapıyor ve amacına ulaşmak üzere…

***

Konu Türkiye’de tartışmalara neden oldu tabii ki…

Eleştiriler arasında öne çıkan başlıklar fazlasıyla dikkat çekici:

-Okulun açılması; Avrupa Birliği ve ABD’nin bir dayatması. 

-İstanbul’un ortasında ikinci bir Vatikan kurulması süreci başlatılmış oluyor.

-Bu  tamamen özerk statü kazanma çabası.

-Okulun açılması, Patrikhane’nin ‘ekümenik’ statü kazanma çabasını güçlendirecek ve Türkiye’nin egemenlik haklarını zedeleyebilecek.

-Yunanistan’daki Müslüman Türklerin Lozan’da kabul edilen hak ve özgürlükleri aynısıyla sağlanmadığı sürece Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması yanlış.

***

Evet konu dönüp dolaşıp Batı Trakya Türk Azınlığı’na geliyor.

Nedeni de…

Mübadele kapsamı dışında tutulan İstanbul ve adalardaki Rum Azınlık ile Yunanistan’daki Batı Trakya Türk Azınlığı’nın Lozan Antlaşması’nda eşit tutulmuş olması…

Yani…

Yapılacak düzenlemelerde mütekabiliyet esasının dikkate alınması gerekiyor.

Ben de bir Batı Trakya Türkü olarak soruyorum:

Bu süreçte Batı Trakya’nın payına ne düşecek?

***

Zira…

Yunanistan, Batı Trakya Türkleri’ne Lozan’dan kaynaklanan birçok hakkını vermiyor.

Soydaşların etnik kökenleri inkar ediliyor.

Tabelalarında ‘Türk’ yazdığı için kapatılan derneklerin açılmasına izin verilmiyor.

Hatta artık ‘Batı Trakya’ ifadesi bile kabul görmüyor.

Batı Trakya Fenerbahçeliler Spor ve Kültür Derneği, bu nedenle kapatılmak isteniyor.

Lozan Antlaşması ve azınlık okullarının statüsü görmezden gelinerek, öğrenci sayısı 9’un altına düşen azınlık ilkokulları öğrenci azlığı gerekçesiyle bir bir kapatılıyor.

Yeniden yeterli sayıya ulaşılan okullar da açılmıyor.

Örnek mi?

İskeçe’nin Mizanlı Köyü.

İstanbul Rumlarının hak arama mücadelesindeki önemli kalemlerinden meslektaşım Manolis Kostidis bile, Türkiye’nin olumlu adımlarına karşın Atina’nın aksi yöndeki tutumunu eleştirdi.

Kostidis, Kathimerini’nin 13 Eylül 2025 tarihli sayısında yer alan yazısında konuya ilişkin, “İstanbul’un bir azınlık mensubu olarak, Batı Trakya’da, İskeçe’nin Mizanlı (Palios Zigos) köyünde azınlık okulunun yeterli öğrenci sayısını sağlamasına rağmen açılmadığını okuduğumda üzüldüm. Belki bazı bürokratik nedenler vardır ama bunlar aşılabilir. Azınlık okullarının kendine özgü koşulları olduğunu unutmamak gerekir ve bu durumlara olumlu bir yaklaşım sergilenmesi faydalı olacaktır. İstanbul Rum Azınlığının eğitimiyle ilgili konularda Türk hükümeti sorun çıkarmıyor, aksine destek oluyor” ifadelerini kullandı.

Yukarıda sıraladığım sorunlara; İskeçe Azınlık Lisesi’nde yaşananları da ekleyelim.

Lisede zor şartlarda eğitim yapılıyor. Yeni bina talepleri Atina’da bir türlü kabul görmüyor.

Ayrıca son günlerde encümen heyeti üyeleri okula alınmıyor.

Yunanistan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın seçtiği müftüleri tanımıyor. Bunların yerine toplumda kabul görmeyen kukla müftüler atayarak, yıllardır azınlık içinde çift başlılığa neden oluyor.

Hatta…

Camilerde görev yapan din adamlarının yerine, ‘240 İmam Yasası’ olarak bilinen düzenlemelerle paralel imamlar getirilmeye çalışılıyor.  

Batı Trakya’da bunlar yaşanırken…

Türkiye…

Gökçeada’da 3 öğrenci için okul açıyor.

İstanbul’daki Zoğrafyon Lisesi’nin yenilenmesi noktasında Ankara her türlü desteği veriyor.

Okul öncesi eğitimle ilgili adımlar atıyor.

Patrikhane ile olumlu ilişkiler yürütüp, Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmak için elinden geleni yapıyor.

***

Özetle…

Ankara; Rum azınlığa yönelik olumlu adımlar atarken, Atina Batı Trakya Türk Azınlığı’na art niyetli ve baskıcı yaklaşımlarını sürdürüyor.