Terörsüz Türkiye lafının kulağa çok hoş geldiğini biliyoruz. Ancak, bunun gerçekleşmesi için çok büyük kararlılık gerekiyordu. Çoğunluğun desteklemesi, içinin doldurulması şarttı. Özellikle de, bu uğurda gencecik yavrularını, eşlerini, kocalarını şehit vermiş aileler, gazi yakınlarının da sürece nasıl baktıkları önemliydi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bölücü terör örgütüne TBMM kürsüsünden yaptığı ‘silah bırak’ ve kendini ‘lağvet’ çağrısı aylar sonra karşılık buldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çok önemli bir gelişme sağlandı.
DEM’in de bu başarıda pozitif yaklaşımları süreci kolaylaştırdı. Bölücü örgüt, Kuzey Irak’ta bulunan Kandil’deki sembolik silah yakma töreniyle eylemlerini sonlandırdığını duyurdu.
Bunun, elbette ülkemize, insanımıza, bölge ülkelerine de çok yansımaları olacaktır. Susan silahlar Türkiye’nin huzur, kardeşlik ve barış içinde yolunda hedeflerine yürümesini sağlayacak. Türkiye’nin dört bir yanı güvenli topraklar haline dönüşecek. Kalıcı olarak terörden arındırılan bölgeler o yöre insanının refahı kalkınması ve gelişimi için değerlendirilecek. Ülkemiz, topyekün bir kalkınma, kardeşlik hamlesiyle buluşacak. Terörle mücadele için harcanan kaynaklar artık kendi insanımızın ve ülkemizin kalkınmasında, refahında kullanılacak.
Sürecin devletimizin kontrolünde, şehit ve gazi yakınlarımızı rahatsız etmeyecek bir özenle yürütülmesini son derece önemsiyoruz. Onların gönülleri incinmeden bunun hayata geçirilmesini, şehitlerimizin kemiklerinin sızlatılmamasına da dikkat edilmesini takdirle karşılıyoruz.
Türkiye, artık iç cephesini güçlendirmiş bir vaziyette geleceğe daha umutlu adımlarla yürüyecektir. Şimdi, adım atma sırası Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndedir. Yeni bir devlet kurma ve üniter yapımızı hedef alma iddiasından vazgeçen terör örgütünün değil, bölge insanının isteklerini, taleplerini bu minvalde değerlendirmekte fayda var.
Eşit yurttaş olarak, tek devlet ve tek bayrak altında daha da gelişmiş, büyümüş, bölgesinde sözü dinlenen, oyun ve masa kuran bir ülke olma yolunda çok önemli bir aşama kaydedilmiştir.
Türkiye, 85 milyon yurttaşını ayrım gözetmeksizin, kucaklayıp daha da büyüyecektir.
Bu açıdan, sürecin başlatılmasını sağlayan devlet büyüklerinin ülke ve siyaset tarihine geçtiklerine inanıyoruz.
Kardeşlik ve barış ikliminin ilelebet devam etmesinden, bireylerinin tümünün mürffeh bir yaşam süreceği ülke olacağımızdan şüphemiz yok. Barış ortamını bozmaya çalışanlara karşı da hepiminiz uyanık olması gerekiyor.
Susan silahlar, Türkiye’nin büyümesinin önündeki en büyük takozu ortadan kaldırmıştır.
Bu vesileyle, topraklarımızın bütünlüğü için şehit olmuş, yaralanmış ve gazilik ünvanı almışlarımızı da es geçmeyelim.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı bir ömür diliyoruz.
Hepimize hayırlı olsun.
İşgali sonlandıran başkan olarak kent tarihine geçer
Hiç şüphe yok ki, kamuya ait bir metrekare alanın bile amaç dışı kullanımına sıcak bakmayanlardanız. Oralar, hepimizin malı, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bir yerlerdir.
Önceki gün Osmangazi Belediyesi’nden önemli bir haber ajanslara düştü. İlçenin yeme içme mekânlarının yoğun bulunduğu Altıparmak’taki bir meşhur sokağın işgali Osmangazi Belediyesi İmar ve Zabıta Müdürlüğü ekiplerince sonlandırılmış.
Karşılıklı olarak SİT bölgesindeki sokağı izinsiz büyütme ve genişletmelerle işgal eden mekân sahiplerine, kaçak imalatları ortadan kaldırmaları için süre tanınmış, mekânlar da mühürlenmiş.
Sokaklar, caddeler, kaldırımlar, tretuvarlar, parklar kamuya ait alanlardır. Burayı kimse kapatamaz, işgal edemez.
Osmangazi Belediyesi yasanın kendisine verdiği yetkiyi geç de olsa kullanmış.
İşgali bitirmeye kararlı olan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın da bu girişimiyle ilçe halkının takdirini kazandı. Bize göre kendisi tarihe de geçecektir. Kimse kimsenin ne yiyip içtiğine karışamaz.
Önemli olan, içilen ve yenilen alanların nerede ve kime ait olduğudur.
Kavurucu sıcaklar etkisini yitiriyor mu?
Termometrelerin 46 dereceye vurduğunu gördük. Yıllar evvel Amerika’da, New York’ta yaşadığımız sıcaklık ve nemi hatırladık. Klimaların sonuna kadar açıldığı sıcakları orada yaşamıştık.
Bursa da aşırı sıcakların bunalttığı bir kente dönüştü. Ancak, önceki gün zirve yapan sıcakların artık düşüş eğiliminde olduğunu görüyoruz. Hiç esintinin olmadığı akşamlardan, rüzgârın hissedildiği günler geri geliyor.
Susuzluk riskimiz ise devam ediyor.
Aman dikkat!
Hem yangınlar hem de azalan su rezervimiz için bizler de kent yöneticilerimize yardımcı olalım.