Olay Gazetesi Bursa

AK Parti doğu illerinde HDP’yi niye geçemiyor?

Gidip görmeden, sadece televizyon ekranlarından aktarılan haberlerle yetinmemek gerekiyor. Geçtiğimiz hafta Doğu ve Güneydoğu’da 7 ili kapsayan Osmangazi Belediyesi programına ilişkin gözlemlerimizi dün gazetemizin 4. sayfasında geniş bir şekilde verdik. Oraları gidip görmek, halkına dokunmak, konuşmak gerekiyor. Yapılanları, yapılamayanları, sorunları, çözümleri bir de bölge halkından dinlemekte fayda var. Şunu peşinen vurgulayalım ki, Doğu ve Güneydoğu’da […]

Gidip görmeden, sadece televizyon ekranlarından aktarılan haberlerle yetinmemek gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Doğu ve Güneydoğu’da 7 ili kapsayan Osmangazi Belediyesi programına ilişkin gözlemlerimizi dün gazetemizin 4. sayfasında geniş bir şekilde verdik.

Oraları gidip görmek, halkına dokunmak, konuşmak gerekiyor.

Yapılanları, yapılamayanları, sorunları, çözümleri bir de bölge halkından dinlemekte fayda var.

Şunu peşinen vurgulayalım ki, Doğu ve Güneydoğu’da gördüğümüz bu kentlerin ve kimi ilçelerinin fiziki ihtiyaçları büyük ölçüde giderilmiş. Ulaşımdan sağlığa, eğitimden yerel yönetimlere kadar müthiş bir yatırım göze çarpıyor.

Bölücülerin ve kötü niyetlilerin, ‘Devlet bu bölgeye hizmet getirmiyor’ argümanı ellerinden alınmış.

Gözünüzün alabildiği yere kadar her yer sıcak asfaltla kaplanmış.

İllerinden ilçelere, beldelerinden köylere büyük oranda bir sıcak asfalt atağı gerçekleşmiş.

Yeni yapılmış havalimanları, devlet hastaneleri, üniversiteleri, ortaöğretim kurumları, modern belediye ve kamu binaları, kent mobilyasına varıncaya kadar düşünülmüş caddeleri bu bölgenin batı kentleri ile arasındaki farkı kapattığını gösteriyor.

Bir de, her ne kadar demokratik geleneğimize aykırı olsa da, kayyumların yönettiği belediyelerde bölücü örgüte aktarılan kaynakların musluğu kesilmiş. Bu paralar bölge insanının refah ve konforuna ayrılmış.

Böyle olunca da gittiğiniz o kentlerde gözle görülür bir değişimi hissediyorsunuz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın TOKİ eliyle bölgede kurduğu siteler toplu yaşam kültürünü de aşılamış.

En önemlisi de, devletin kararlı tutumuyla bölge teröristlerden arındırılmış.

Örneğin;

Muş kırsalında hiç silahlı örgüt mensubu kalmadığı söyleniyor.

Gelişen İHA, SİHA, TİHA teknolojisi bölge kırsalındaki bölücülerin başını inlerinden çıkaramaz hale getirmiş.

Devlet eski hatalarından kısmen arınmış. Teröristle vatandaşı ayırmış, HDP’ye oy verenlere toptancı yaklaşımından uzaklaşmış.

Devlet yanlısı aşiret ve grupların üniter yapıya bağlılıkları daha da perçinleşmiş.

Dolayısıyla, bölücülere de yayılacakları ortam daraltılmış .

Durum böyleyken, peki bölgedeki siyasi tablo nasıl?

Bölücü örgütle ilintileri nedeniyle görevlerinden el çektirilen HDP’li belediye başkanlarının yerine vali ve kaymakamların atanmış olması bölgede çok kabullenilmiş bir durum değil.

Vatandaş, kayyumların kendilerine sunduğu hizmetten memnun, ama seçtikleri isimlerin koltuklarda oturmasını arzuluyor.

Böyle olunca da, hangi hizmeti yaparsanız yapın, ağzınızla kuş tutsanız bile sandık önlerine konduğunda yine ağırlıklı HDP’ye oy çıkan yerlerin sayısı bir hayli fazla.

Örneğin;

Diyarbakır’da HDP’nin halen yüzde 60 ağırlığının olduğu söyleniyor. Keza Van’da da durum böyle.

Oysa, Diyarbakır, Van, Muş, Mardin, Siirt, Bingöl, Bitlis gerçekten batı kentleri gibi hizmetlere kavuşmuş.

Devletin yatırımcı bakanlıkları Diyarbakır’ı ve bölgedeki illeri ihya etmiş.

Buna rağmen sandık önlerine geldiğinde bölge halkının büyük bölümü bölücü örgütün siyasal uzantısı HDP’ye oy vermiş.

Haliyle, bölgede iktidar partisinde siyaset yapan insanlar bu durumdan rahatsız. Konuştuğumuz bölge siyasetçileri ve batıdan giden AK Parti kurmayları bunun bir sosyolojik analizinin yapılması gerektiğini düşünüyorlar.

Hatta, hizmette batı illeriyle en ufak bir ayrımcılık yapılmayan bölgeden kendilerine verilen oylarda büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorlar.

Toplum, siyaset, kent bilimcilerinin, psikologların, sosyologların bu tabloyu incelemelerinde fayda var.

Bursa’nın milyonlarca lira yatırım yapılan ve atıl bırakılan havalimanı çalıştırılamazken, THY’nin, Anadolujet’in ve diğer özel havayolu şirketlerinin bölgeyi görmezden gelmesi önlenemezken, kimi ulaşım projeleri ödeneksizlik nedeniyle gerçekleşemezken, hızlı değil, kara trenden bile yoksunken, doğudaki illerin hemen büyük bölümünde bütün bu yatırımlar aktif olarak kullanılıyor.

Havalimanları görmeye değer.

Arka arkaya uçakların inip kalktığı doğu illeri havalimanlarını görünce Bursa’nın ne kadar mahzun bir kent olduğunu hissediyorsunuz.

Elbete, bu şehirlerimiz de her türlü hizmeti hak ediyor ama sıra oy vermeye geldiğinde bütün bunları kendisine sunan iktidar partisine değil, üniter yapıyla  mücadele içindeki HDP’yi tercih ediyor.

Oysa, Bursa’da durum tam tersi.

Hak ettiği kimi proje ve hizmetleri 19 yıldır iktidar partisinden alamadığı halde, sandıkta Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir oranla oyunu bu partiye veriyor.

Üstelik iktidar partisi, elindeki çok nüfuslu tek büyükşehir belediyesine sahip olduğu Bursa’nın hızlı tren, metro ve havalimanı sorununu halen çözebilmiş değil.

Toplum mühendisleri, bunu da analiz etmeleri gerekmez mi?