Olay Gazetesi Bursa

Avrupa şehirlerinin toplu taşıma araçları Bursa’dan

Şunu iyi biliyoruz ki, ihracaat yapan, ithal ettiğinden çok satan ülkeler gelişip, kalkınmış ülkeler arasında yer alırlar. Otomotiv devi Almanya’nın bugün öyle şehirleri var ki, ürettiği araçların dünyada girmediği ülke ve yerleşim yok. Çok şükür, ülkemiz de farklı markalarla dünyaya araç satıyor. Türkiye, yakın gelecekte kendi markasını üretip satan bir ülke olma yolunda da hızla […]

Şunu iyi biliyoruz ki, ihracaat yapan, ithal ettiğinden çok satan ülkeler gelişip, kalkınmış ülkeler arasında yer alırlar.

Otomotiv devi Almanya’nın bugün öyle şehirleri var ki, ürettiği araçların dünyada girmediği ülke ve yerleşim yok.

Çok şükür, ülkemiz de farklı markalarla dünyaya araç satıyor. Türkiye, yakın gelecekte kendi markasını üretip satan bir ülke olma yolunda da hızla ilerliyor.

Gemlik ilçemizde yıl sonunda seri üretime geçecek TOGG ile bu alanda bambaşka bir aşama daha kaydedilmiş olacak.

Bunları niye anlattık?

Elektronik postamıza bakarken, kentimizde üretim üssü bulunan Karsan’ın komşu Bulgaristan’a yüzde 100 elektrikli ürün gamlarından olan e-JEST minibüslerden 4 adet sattığını gördük.

Dobric Belediyesi’nin Avrupa Birliği fonlarından sağlanan finansla satın aldığı Türk markası minibüsler kendilerine teslim edilmiş.

Kentimizde üretim yapan firmalarımızın bu başarısı, şüphesiz hepimizi gururlandırıyordur.

Aynı firmanın daha evvel elektrikli otobüsleri de Romanya’ya pazarladığını hatırlıyoruz.

Hasılı, Türkiye’nin en büyük otomotiv şehirlerinden olan Bursa elektrikli toplu taşıma aracı imalinde de yine ülkemize öncülük yapıyor.

Bunun yerli ve milli oto ile de taçlanacağını bilmek ayrı bir sevinç kaynağı.

Aynı şekilde, raylı sistem araçları imalatında da Bursa’nın dünyanın sayılı şehirleri ve ülkeleri arasına girdiğini biliyoruz.

Durmazlar’ın imal ettiği tramvay ve metro araçlarının, artık kendi ülkemizin şehirleri kadar, yurtdışında da tercih edilir hale geldiğini hatırlatmak isteriz.

Bireysel ve toplu taşımada elektrikli payının giderek artacağı bu dönemde, değişen konjonktüre ayak uydurarak ilimiz daha çok otomotiv ve raylı sistem araçları ihracat edecektir.

Yakın gelecekte, şehrimizdeki iki büyük otomotiv fabrikası belki de sadece elektrikli araç üretir hale gelecek.

Çünkü, belirli bir süre sonra Paris İklim Anlaşması’na atılan imza da bunu zorunlu kılacak.

6 ay görev yaptı dil kursu için veda etti

Ülkemizdeki tüm az nüfuslu ilçelerinin kaderi bu.

Gelişememiş ve sosyo-ekonomik yönden geri kalmış ilçeler öteden beri bir mülki idare geleneği olarak kaymakam staj yerleri olarak görülür.

Bursa’nın güneyindeki az nüfuslu dört ilçesi de bundan etkilenenlerden.

Dün sosyal medyada dolaşırken gözümüze ilişti.

Geçen yıl eylül ayında Büyükorhan Kaymakam Vekili olarak göreve başlayan Sezai Demirci’nin de dil kursu için 6 ayın sonunda ilçeden ayrıldığını fark ettik.

İlçede kısa sürede kendisini sevdiren ve halkla iç içe olan Demirci de diğer tüm kaymakamlar ve vekiller gibi veda ederken, Büyükorhan halkına ve Vali Yakup Canbolat’a  teşekkür etmiş.

6 ayda bir mülki amir atandığı yerleşim birimine ne kadar faydalı olabilir ki? Demirci’den sonra gelen isim için de bu döngü devam edecektir.

Devletin, gelişememiş ve kalkınma için pozitif ayrımcılık yapması gereken bu ilçelere sürekli aday ve vekil kaymakamlar göndermesi büyük bir handikap.

Eğer, amaç gerçekten bu ilçelerin diğerleriyle açılmış olan kalkınmışlık makasını kapatmak ise, deneyimli, idealist kaymakamlar, mülki amirler buralara görevlendirilmeli.

Kısa süreli, 6-9 aylık aday, refik, vekil isimlerle bu ilçeler kalkınamaz.

Böylesi bir vekaleti, ilçeleri iyi tanıyan bölge doğumlu bürokratlar da yürütür.

Sporcu ahlakı ve kindarlık

Önceki gün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan Covid-19 virisüne yakalandıklarını duyurdular.

O duyurunun ardından sosyal medya hesaplarından kimi açık açık kimi de çakma isimlerle Erdoğan çiftine adeta kin kusan paylaşımlar yayıldı.

Ne utanç vericidir ki, onların içinde, bu ülkeyi yüzme sporunda dünyada temsil etmiş eski bir milli yüzücü de var.

Derya Büyükuncu Erdoğan’ın dua isteği sonrası, gerçekten milli formayı giymiş hiçbir sporcudan beklenmeyen çirkinlikte, inancımızla da bağdaşmayan paylaşımda bulundu.

Elbette bu çirkinlik tepkisiz kalmayacaktı.

Türkiye Yüzme Federasyonu anında hak mahrumiyeti kararı aldı. Artık bu kindar ve ahlaksız sporcu, milli forma ile bir daha ülkemizi uluslararası müsabakalarda temsil edemeyecek.

Temsil ettiği ülkesinin Cumhurbaşkanı’na kinlenmiş ve hakaret dolu mesajlar yayınlamış birinin artık oralarda bulunmasının ve geçmişteki başarılarının da Türkiye için bir anlamış kalmamıştır.

Oysa, gerçek milli sporcular, sevmeseler bile, ülkesinin devlet başkanına saygıyı aynı zamanda bir insanlık ve yurttaşlık vazifesi görürler.

Çünkü; kazanılan uluslararası şampiyonluk ve madalya sonrası milli sporcuları arayıp tebrik eden il isim ülkenin cumhurbaşkanıdır.