Bursa, son yılların en büyük spor tesisi yatırımlarından birine sahip oldu.
Büyükşehir Belediyesi, bütçesinden çeyrek milyon lira harcayarak kente dünyada adından bahsettiren bir stadyum kazandırdı.
Eksiği yok değil.
Onlar da bir bir tamamlanacak.
Çok merak edilen timsah kafası da elbet bir gün yerine monte edilecek.
Fakat, devasa stadyumu işletmek hiç de kolay değil.
Çünkü burası dev bir fabrika gibi. Üretim yok ama işletmek profesyonellik istiyor.
Örneğin; stadyumda sadece 800’e yakın tuvalet var.
Bunları her maç sonrası tek tek temizlemek bile başlı başına bir iş.
40 binden fazla koltuğun her maç sonrası silinip bir sonraki maça temiz olarak hazırlanması gerekiyor.
Keza, 40’a yakın kapısı olan tesisi kontrol altında tutmak da anlatıldığı kadar kolay değil.
Maç sonraları toplanacak binlerce metreküp çöpü bertaraf etmek de hem maliyet hem insan kaynağı gerektiriyor.
Keza, sulama, çim bakımı, aydınlatma, haberleşme, ısıtma, soğutma, locaların temizliği de başlı başına bir dert.
Koca tesisin 24 saat güvenliğinin sağlanması da ayrı bir gider kalemi.
Ya otopark?
Onu da işletmek sıkıntı.
Peki, şimdiye dek bunları kim üstlendi?
Tabii ki, Büyükşehir Belediyesi.
Büyükşehir Belediye Meclis kararıyla stadyum daha evvel tüm gelir kalemleriyle birlikte Bursaspor’a devredildi.
Buna isim hakkı da dahil.
Ocak ayı oturumunda, stadın ismini tartışanlara Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, “Top artık Bursaspor’da” diyerek yeni adresi göstermişti.
Bitirmesi epeyce bir sıkıntılı süreçten geçti.
İhale iptalleri, yüklenicinin içine düştüğü mali kriz tesisin tamamlanmasını sarkıttı.
Şimdi bitti ama bu kez de işletmek ayır sıkıntı.
Peki kulübü bunca borç ve sorunla devralan yeni Bursaspor yönetimi stadın işletmesini nasıl yapacak?
Buranın 15 günden 15 güne maç oynanan bir tesisi olarak varlığını sürdürmesi düşünülemez.
24 saat canlı tutulması şart.
Otopark gelirleri işletmeye destek olabilir.
Kulübün bunca problemi arasına şimdi stadın sorunsuz çalıştırılması, gelir kalemlerinin sıkı kontrol edilmesi şart.
Belki de yönetim bir yöneticisini sadece stat sorumlusu atamak ve işletmeyi profesyonel bir isme devretmesi gerekecek.
Nereden bakarsanız bakın Bursaspor kucağında sıkıntılı bir çocuk buldu.
Atsa atılmaz, satsa satılmaz.
Büyükşehir Belediyesi, belki de stadyumu Bursaspor’a tüm haklarıyla beraber devrederken akılcı karar vermiş oldu.
Bir kan üç can
Sevgili okurlar; insan hayatı için en önemli sıvılardan biri olan kan zaman zaman hepimize gerekebiliyor.
Fakat ne yazık ki, kan bağışı konusunda Kızılay hedeflediği üniteye ulaşamıyor.
Örneğin, sadece Bursa’nın kan ihtiyacının karşılanabilmesi için yıllık 80 bin ünite bağış şart.
Bursa Kızılay, kentimizde en çok 65 bin üniteye ulaşabilmiş.
Yurttaşlarımızın bu konuda önyargılı ve çekingen davrandığı düşünülüyor.
Kan ve kök hücre bağışının ülkemiz ve kentimizdeki durumunu bu akşam 22.45’de Olay TV’de yapım/sunuculuğunu üstlendiğimiz Kent ve Yaşam programında izleyebilirsiniz.
Bir kan bağışının 3 cana hayat verdiği düşünüldüğünde, bu konuda hepimize görev düşüyor.