Kentimizin futbol temsilcisi Bursaspor’un içine düştüğü açmazdan kurtaracak doğru adres Büyükşehir Belediyesi oldu.
Bunu kulübün siyasallaşması olarak görmemeliyiz. Zorunluluk bunu gerektirdi.
Yasa gereği Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş profesyonel bir spor kulübüne başkan olamıyor. Kucağına itilen cenazeyi kaldırmak için o da formül buldu ve Büyükşehir’in güvenilir isimlerinden biri olan BURFAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Ömer Furkan Banaz’ı Bursaspor başkanlığına aday gösterdi.
Çünkü; harcanacak paranın büyük bölümü Aktaş tarafından toparlanacak görünüyor.
Parayı veren de kontrolü elinde tutmak ister.
Başkan Aktaş’ın desteğiyle, ekibiyle birlikte kulübü düzlüğe çıkarmak için çalışacak. Listesinde Bursaspor’a faydalı olacak isimler var.
Kurumsal yapının olmadığı, gelenin kendine göre düzen kurduğu, kulübü yüz milyonlarca lira borçlandırdığı, para yapacak futbolcuları haraç-mezat elden çıkardığı, giderken kasadaki para ve tapuları alıp götürdüğü, gelecek gelirlere dahi temlik koydurduğu Bursaspor’un emin ellere teslim edilmesi bize göre geç kalmış bir adımdı.
Şimdi önce mali ve idari yönden bir toparlanma gerek. Gelir, gider, borç bir zapturapt altına alınmalı. Kurumsal bir hava kulübün her yerine yayılmalı.
Bunu Banaz’ın ekibiyle birlikte başaracağına inanıyoruz. Fakat, bütün bunların yanında sportif başarı için de Teknik Direktör Tamer Tuna ve oyuncularına büyük sorumluluk düşüyor.
Bir yandan, kulübü içine düştüğü boşluktan çıkarmak için ağır sorumluluk alınırken diğer yandan sportif başarısız bir sezon da düşünülemez.
Eğer sportif başarı gelmezse Banaz ve ekibinin çabası da işe yaramayacaktır.
Keza, bu durumda Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın üstlendiği siyasi ve mali sorumluluğun da bir anlamı kalmaz.
Bursaspor bundan böyle futbolcu deneme tahtası olmamalı. Başarısız futbolcuya haftalarca şans tanınmamalı. İşi gol atmak olan ve milyonlar alan, bunda da başarı sergileyemeyen topçuya fazla müsamaha gösterilmemeli.
Kaybeden devlet, yurttaş, kazanan ise doyumsuzlar
Her defasında böyle oluyor.
Devlet, vatandaş üstündeki yükü hafifletmek için ne zaman vergiden bir indirime gitse, o oran aynen satıcıya kalıyor. Vatandaşa yine bir şey yansımıyor.
Dün sosyal medya hesaplarında dikkatimizi çekti. Bir zincir marketten bir hafta önce alınan ürünün bir hafta sonraki yüzde 1’lik KDV sonrası fiyatında en ufak bir indirim olmamış.
Fişte de görüldüğü gibi market devletin feragat ettiği o yüzde 7’yi de kendi hanesine yazmış.
Ne ayıp ve utanılacak bir durum.
Şimdi bunlara kallavi para cezaları kesseniz ne olacak ki? Yine olan vatandaşa olacak, o cezayı çıkartmak için raftaki ürünlere astronomik artışlar yapmaya devam edecekler.
Bu yüzden, mümkün oldukça marketten uzak durmakta fayda var.
Bu arada, indirimi aynen fiyatlara yansıtanlara söylenebilecek bir şey yok. Onlar kazançlarına haram katmamış olacaklar. Sözümüz doyumsuzlara.
Belediyelerimizin KDV denetimi için sahaya çıkmaları da şarttı.
DAĞDER’de ilk aday Erdal Kadir
O isimlerden biri olan Erdal Kadir önceki akşam DAĞDER Kültür Merkezi önünde ekibiyle birlikte başkanlığa adaylığını ilan etti.
Kadir, ekip olarak DAĞDER’i bulunduğu noktadan daha ileri taşımak için göreve talip olduklarını söyledi.
Kadir’in ardından bakalım adaylığını duyuran diğer isim ya da isimler kimler olacak?
Öyle anlaşılıyor ki, DAĞDER’in kongresi de BALGÖÇ gibi çok adaylı geçeceğe benziyor.
Kulislerde, yeniden mevcut Başkan Yaşar Türk ile Vekili Aydın Özdemir’in de isimleri de geçiyor.