Olay Gazetesi Bursa

Büyükşehir adeta Çevre Bakanlığı gibi çalışıyor

Türkiye’nin sahilleri bir süredir hepimizin ibret alması gereken bir doğa olayı ile kirlendi. Deniz salyası adı verilen bu kirlilik hemen bütün kıyılarımıza uzandı. 115 kilometre kıyı bandı ve buna yakın plajı bulunan Bursa’nın sayfiyelerinde deniz salyası şaşkınlığı yaşanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gelişen bu ani deniz olayına hazırlıklı olmadığını görüyoruz. Fakat, Bursa Büyükşehir Belediyesi günlerdir […]

Türkiye’nin sahilleri bir süredir hepimizin ibret alması gereken bir doğa olayı ile kirlendi.

Deniz salyası adı verilen bu kirlilik hemen bütün kıyılarımıza uzandı.

115 kilometre kıyı bandı ve buna yakın plajı bulunan Bursa’nın sayfiyelerinde deniz salyası şaşkınlığı yaşanıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gelişen bu ani deniz olayına hazırlıklı olmadığını görüyoruz.

Fakat, Bursa Büyükşehir Belediyesi günlerdir Bursa kıyılarına biriken salyaları temizlemek için iştiraki BURULAŞ’a ait deniz yüzeyi temizleme aracıyla adeta seferberlik başlattı.

Biz de Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarında fark ettik.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin deniz temizleme aracı Gemlik ve Mudanya ilçelerinde deniz salyası akınına uğrayan sahillerde temizlik yapıyor. Aracın haznesine toplanan salyalar ise fosseptik kamyonlarına çekilerek denizden uzaklaştırılıyor.

Bu işi aslında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın üstlenmesi gerekiyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden günler sonra CHP’li Mudanya Belediyesi’nin de İstanbul’dan araç desteği alarak temizliğe başladığını görüyoruz. Fakat bu olayda bile Bursa’ya değil, İstanbul’a teşekkür ediliyor.

Hasılı, AK Partili Bursa Büyükşehir Belediyesi CHP’li belediyelerin bulunduğu ilçelerde ne yaparsa yapsın, bunlara yaranmak mümkün değil.

Bursa’nın kıyılarında temizliğe başlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a ve bürokratlarına teşekkür etmeyi zul görenlerden başka daha ne beklenebilir ki?


Bugün 27 May
ıs ayıbının yıldönümü

98 senelik geçmişinde bu ülkeye her 10 yılda bir darbe, muhtıra, e-muhtıra, darbe girişimi, kalkışma vb. gibi demokrasi dışı yolları reva gören cuntacıların aradan geçen 61 yıla rağmen varlıkları ve zihniyetleri değişmiyor.

Daha kısa bir süre önce 104 emekli eski silahlı memurun, sözde mavi vatanda Türkiye’yi savunuyor edasıyla darbe çağrıştıran bildirisi hafızalardaki tazeliğini koruyor.

Ülkeyi yönetmeye o kadar hevesliler ki, Cumhuriyetin emekleme aşamasında memleketi hizmete boğan bir başbakan ve üç kabine üyesini asacak kadar da vahşileşebiliyorlar.

Merhum Başvekil Adnan Menderes ile iki bakanını asarak, katleden cuntacıların silahlı darbe girişiminin üzerinden tam 61 yıl geçti.

Fakat, bu kesimde değişen hiç bir şey yok.

Bugün aynı zihniyetin artıkları yine yok denemez. En ufak bir fırsat ellerine geçtiğinde yine darbe yapmayacaklarını kimse garanti edemez.

Memleketi darbe, muhtıra, postmodern darbe, e-bildiri kalkışma ve demokrasiyi gasp etme girişimleriyle oyalayan zihniyet şimdilerde bir suç örgütü elebaşısının yurtdışından yayınladığı videolarıyla hükümet yıkmayı deniyor.

Fakat, Türk halkının kahir ekseriyeti artık bunların ülkeye karşı oynanan birer oyun olduğunun farkında.

Yeniden kalkışma arzusu taşıyanlara 15 Temmuz’un meydanlarında yaşananlar taze bir örnek.

27 Mayıs utancının 61. yıldönümünde idam edilen eski başbakan merhum Adnan Menderes ve dava arkadaşlarını bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyoruz.

Ruhları şad olsun.

Halen ne kadar darbe, muhtıra ve cunta heveslisi varsa onlara da Allah akıl, fikir versin, ıslah etsin diyoruz.


Sorgun halk
ı mermer ocağı istemiyor

Bursa’da bir araştırma yapılsa, kurumsal firmalar hariç, üreticinin direkt kendisinin kurduğu kooperatif eliyle imal ettiği ‘en kaliteli’ peynir herhalde Keles ilçemizin Sorgun Mahallesi’ndedir.

Biz de o damak tadını yakalayanlardanız.

Sorgun’un yemyeşil doğasından otlayan hayvanlardan elde edilen sütlerle yapılan ürünler adeta yok satıyor. İstanbullular dahi kilometrelerce öteden bu tada ulaşıyor.

Sorgun bugünlerde topraklarında açılmak istenen bir mermer ocağına karşı mücadele başlattı.

Sorgun Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muharrem Ulutaş, köylülerine çağrı yaparak, 343 yıllık rezerv olduğu açıklanan alanda açılması planlanan ve ÇED başvurusu yapılan mermer ocağının engellenmesi için harekete geçilmesini istedi.

Ulutaş, “Bu proje yöremizi olumsuz etkileyecek. İçme sularımız, göletimiz çamurlu hale gelecek. İçmeye ve tarımsal sulamaya temiz su bulamayacağız. Ayrıca, toz ve kimyasallar tarım arazilerimizi etkileyip, verimsiz hale getirecek. Doğamız da tahrip olacak. Köyümüze bu ocağın hiç bir katkısı olmayacak diyor.

Benzer bir mücadeleyi yıllar evvel Orhaneli’nin Başköy Mahallesi de yürüttü, mücadeleyi kazandılar ancak yargı karar verene dek doğa çoktan tahrip edilmişti.