Olay Gazetesi Bursa

Dağ’a medikal ürün ve savunma vadisi önerisi

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Sadettin Topçu’dan ilimizin güneyindeki 4 Dağ ilçesini kalkındırmaya dönük yeni bir analiz daha geldi. Merkezi hükümete bağlı kurumların bir bir kapatıldığı bölgeyi yeniden canlandırma ve kente göçen nüfusu geri döndürme amaçlı çalışmada birbirinden önemli tespitler yer alıyor. Dağ Yöresi Stratejik Kalkınma ve Yeni Nesil Sanayileşme Raporu’nu […]

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Sadettin Topçu’dan ilimizin güneyindeki 4 Dağ ilçesini kalkındırmaya dönük yeni bir analiz daha geldi. Merkezi hükümete bağlı kurumların bir bir kapatıldığı bölgeyi yeniden canlandırma ve kente göçen nüfusu geri döndürme amaçlı çalışmada birbirinden önemli tespitler yer alıyor.

Dağ Yöresi Stratejik Kalkınma ve Yeni Nesil Sanayileşme Raporu’nu hazırlayan Dr. Topçu, üzerinde aylardır araştırmalar yaptığı çalışmayla Dağ ilçelerine medikal ve savunmaya sanayi üzerine kirletici olmayan bir üretim vadisi kurulmasını önerdi.

Bölgenin nitelikli ve temiz sanayi üssüne dönüştürülebileceğinin altını çizen Dr. Topçu, genç nüfusun kente göçmesiyle birlikte Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık ilçelerinin daralma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.   

Klasik tarım ve hayvancılık politikalarının bu ilçelerin ekonomik döngüsünü çevirmeye yetersiz kaldığına dikkat çeken Dr. Topçu, burada yaşayanların ihtiyacının, 12 ay boyunca düzenli gelir sağlayan, sigortalı, nitelikli ve sürdürülebilir sanayi istihdamı olduğunu hatırlattı.

Bölgenin aynı zamanda Bursa’nın su havzası üzerinde kalması nedeniyle imar planlarında kirletici sanayiye de kapalı olduğunu kaydeden Dor. Topçu, bunun doğru stratejilerle fırsata dönüştürülebileceğine işaret etti.

Dr. Topçu, “Bu rapor, Bursa’nın su kaynaklarını kirletmeden savunma sanayi, medikal ve ileri elektronik gibi yüksek katma değerli bacasız sanayi kollarını ilçelere çekerek, devletin 5. bölge teşviklerinden yararlanmasını ve tersine göçü başlatacak bir üretim ekosistemi kurulmasını hedefleyen yol haritasını içermektedir” dedi.

Topçu, “İlçelere gelecek bir medikal veya savunma firması Erzurum ve Diyarbakır’a yatırım yapmış gibi en üst düzey devlet desteğini (Vergi indirimi, 7 yıl SGK prim desteği) alacaktır. Bunun için bir organize sanayi bölgesi şartı yoktur” dedi.

Dağ ilçelerinin bulunduğu coğrafyanın temiz üretim üssüne dönüştürülmesine dönük kısıt ve avantajlara da vurgu yapan Dr. Topçu, buradaki temiz hava ve düşük nemin, steril malzeme üretimi için elektrik sarfiyatını da en az yüzde 30 azaltacağına işaret etti.

 

SAVUNMA SANAYİSİ FİRMALARINA DAVET

Eldiven, enjeksiyon, ameliyat giysi gibi tıbbi sarf malzemelerinin üretimi için bölgenin cazipliğine dikkat çeken Dr. Topçu ayrıca, gizlilik isteyen savunma sanayi ürünleri için de bu ilçelerin hassas ve güvenli oluşuna işaret etti.

Dr. Topçu, “Dağ ilçelerinde müstakil, etrafı çevrili, gözlerden uzak bir üretim tesisi kurmak çok kolaydır. Bu izole yapı ASELSAN, TUSAŞ veya BAYKAR gibi ana yüklenicilerin güvenlik kriterlerine tam uyar. Bir kamyon dolusu İHA parçası veya uçak vidası milyonlarca dolar eder. Bu yüzden liman uzak, yol yokuş derdi de yoktur. Nakliye maliyeti, ürün değerinin yanında çerez parası kalır” diye konuştu.

Kadınların bu sektörde çalıştırılarak bölgeden göçün de önlenebileceğine işaret eden Dr. Sadettin Topçu sözlerini şöyle tamamladı;

“Anadolu sosyolojisinde evi ayakta tutan kadındır. Erkek şehre gitmek istese bile, kadının köyünde, ilçesinde sigortalı, düzenli bir işi varsa o aile oradan kımıldamaz.”

Raporunda kapsamlı değerlendirmeler var. Ancak yerimiz dar olduğu için özetlemeye çalıştık. Burada kendisi de yöre çocuğu olan Dr. Topçu’nun, Bursa’nın güneyindeki kanayan yarasını dindirmeye dönük yeni çalışmasına tanık olduk.

Göç durdurulamazsa, o ilçeler yakın gelecekte, terk edilmiş, ıssız mekânlara dönecek. Buna bizzat, BUSİAD’ın hazırladığı raporda da işaret edilmişti.

 

BÜYÜKŞEHİR’DEN UYARI VAR MERMERLER TIRTIKLANIYOR

Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü’nce tarihi Setbaşı Köprüsü’nde başlatılan yenileme çalışmalarında tepki çeken bir durum ortaya çıkmıştı. Köprünün yaya geçiş zeminini mermerle kaplayan Karayolları’na kent sakinlerinden tepki yükselince Büyükşehir Belediyesi de harekete geçti.

Büyükşehir Belediyesi’ne vatandaşlardan gelen tepki mesajları üzerine Ulaşım Daire Başkanlığı’ndan Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü’ne yaya kaldırımının güvenli hale getirilmesi için yazı gönderildi. Bunun üzerine de kaygan mermer zemin üzerinde olası düşmelere karşı tırtıklama yapıldığını öğrendik.

Bunun da çare olmadığını düşünüyoruz. Tarihi bir bölgede o kaldırımların en azından eski görüntüsüyle yeniden yapılmasında yarar var.

Yoksa, o mermer zemin tırtıklanmış olsa bile soğuk ve buzlu havalarda büyük sıkıntıya yol açacaktır.

Benzer bir durum Kozahan’ın yer kaplamasında da yaşanmıştı. Tepkiler üzerine orada geri adım atılmıştı.