Olay Gazetesi Bursa

Dövizle Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak

Türkiye, 15 Temmuz ihaneti sonrası bu kez de ekonomik kuşatma ile karşı karşıya. Dövizi fırlatarak, Türkiye’de ekonomik istikrarsızlık çıkarıp, halkı sokağa dökme hesapları yapanlar son bir haftadır acımasızca saldırıyorlar. Kullandıkları maşa teröristler aracılığıyla 15 Temmuz’da ele geçiremedikleri ülkeyi bir de bu yöntemle ekonomik bakımdan sarsmaya çalışıyorlar. Saldırganlık öyle boyutlara vardı ki, milletin gözü televizyon ekranlarında sürekli değişen döviz kurlarından ayrılmaz oldu. Stratejik ortağı Türkiye’yi bir papaz yüzünden kaybetmeyi tercih […]

Türkiye15 Temmuz ihaneti sonrası bu kez de ekonomik kuşatma ile karşı karşıya.

Dövizi fırlatarak, Türkiye’de ekonomik istikrarsızlık çıkarıp, halkı sokağa dökme hesapları yapanlar son bir haftadır acımasızca saldırıyorlar.

Kullandıkları maşa teröristler aracılığıyla 15 Temmuz’da ele geçiremedikleri ülkeyi bir de bu yöntemle ekonomik bakımdan sarsmaya çalışıyorlar.

Saldırganlık öyle boyutlara vardı ki, milletin gözü televizyon ekranlarında sürekli değişen döviz kurlarından ayrılmaz oldu.

Stratejik ortağı Türkiye’yi bir papaz yüzünden kaybetmeyi tercih eden ABDNATO ortaklığını da unuttu.

Yılların iki stratejik ortağı artık her türden ilişkiler bakamından ayrım noktasında.

Her geçen gün de yumuşama sinyalleri gelmiyor, aksine karşıdan krizi daha da derinleştirecek adımlar atılıyor.

Örneğin;
Türkiye’nin de üretiminde yer aldığı  F-35 uçaklarının teslimatını durduran hamle bunlardan biri.

Türkiye’yi döviz kuru oynaklığıyla ekonomik buhrana sürüklemeye çalışan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Turmp ve kabinesinin hesapları bakalım tutacak mı?

Çünkü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da reste restle karşılık verdi.

“Oyunu gördük, meydan okuyoruz” sözleriyle, halkı yastık altındaki döviz ve altınları bozdurmaya çağırdı.

Çağrıya uyan çok sayıda yurttaşımız  dövizlerini bozdurmaya başladı.

Gazetelerde okumuşsunuzdur, tepki olarak ABD dolarını yakan yurttaşlarımız bile var.

Sadece Türkiye’ye değil, gücüne güvenerek  son dönem çok sayıda ülkeye ekonomik yaptırım uygulama yoluna giden ABD bir yandan da uluslararası arenada giderek yalnızlaşıyor.

Türkiye’ye destek açıklamaları da gelmeye başladı.

Bir dönem sorunlu olduğumuz Almanya’dan gelen ılımlı açıklamalar ABD’nin hoşuna gidecek türden değil.

Türkiye’nin ekonomik istikrarsızlığının kimseye fayda vermeyeceğini açıklayan Almanya Başbakanı Angale Merkel bile  ABD’nin oyunun farkında.

Türkiye istikrarsızlığa sürüklenirse onlar da biliyorlar ki, bu durum Avrupa’yı da sıkıntıya sokar.

Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin ile başlattığı yeni süreç de krizin baş mimarını üzecek türden.

Milli paralar ile ticaret döneminin başlatılacak olması ABD’yi daha da kızdıracaktır. 

Türkiye’nin suni krizle sıkıntıya sokulmak istendiği bir dönemde birlik ve beraberiliğin çok önemli olduğu da unutulmamalı.

TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin büyük bölümü hükümet lehine açıklamalar yapıyor.

Gerçekten olması gereken bir durum.

Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir kez daha devlet sorumluluğuyla konuştuğunu görüyoruz.

Bahçeli, ülkenin bekası söz konusu olduğunda hiç tereddüt etmeden işbaşındaki hükümete destek vermekten kaçınmıyor.

Keza, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den de hükümetin yanında yer alacakları yönünde beyanlar var.

CHP’den gelen tepkiler ise yine bildik türden.

Krizin tek müsebbibi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görüyorlar.

Tabi bir de patlak veren krize sevinip avuçlarını ovuşturanlara ne demeli?

İçimizdeki İrlandalılar bununla kalmıyor, sosyal medya yoluyla da halkı galeyana getirme, kaos, kargaşa çıkarma derdindeler.

Sözde, hükümet bankalardaki mevduata el koyacakmış.

Sosyal medyadan kimileri kimliklerini gizleyerek sahte hesaplarla kimileri de açık açık meydan okuyorlar.

Ama içteki kaosçulara dönük de soruşturma başlatıldı.

Sosyal medyayı kullanarak hükümete muhalefet edenler, ülkenin içine düştüğü krizden siyasi gelecek hesabı yapanlar da  hesap verecekler.

Klavye kahramanlığıyla döviz krizini bahane edip siyaset yapanların ihanetleri yanlarına  kâr kalmamalı.

Bunun bir ekonomik kuşatma olduğu unutulmamalı.