Şunu iyi biliyoruz. Türkiye dünyanın da etkilendiği ekonomik krizle boğuşuyor.
Altın ve döviz piyasalarındaki dalgalı rejim en fazla dar gelirli ve borçlu kesimi vurdu.
Market, manav, pazar ve AVM‘lerde bir hafta önce gördüğünüz fiyatlarla tekrar aynı malları almanız mümkün değil.
Özellikle gıda maddelerinde ateş pahası denebilecek insafsız bir fiyat artışı yaşanıyor.
Kirada oturan, çocuk okutan bir asgari ücretlinin bütün bu pahalılığı daha fazla hissettiği bir gerçek.
Serbest piyasa ekonomisi uygulayan hükümet göstermelik denetim ve ceza dışında fiyat artışlarına müdahale edemiyor. Ekonomi Bakanı, her ne kadar ihracatçıyı koruma adına döviz piyasasına müdahale edilmiyor suçlamalarını reddetse de, kontrol zaten kendilerinden çıkmış durumda.
Dev market zincirlerine cezalar kesildi ama adamların sesi halktan daha çok çıkıyor. Pandemide eve kapanan vatandaştan kazandıklarıyla büyüdükçe büyüyen zincir marketler halen kar hırsına doymuş değiller.
Peki, bu sıkıntı sadece Türkiye‘de mi yaşanıyor?
Hayır.
Dünyanın devleri ABD, İngiltere, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de benzer şikayetler var.
Hatta, gıda tedariğinde sıkıntı yaşayan bu ülkelerde kamyon, TIR sürücüsü bulunamıyor. Kamyon şoförü ücretlerinin 57 bin dolara kadar çıktığı yazılıp çiziliyor.
Yoksul ülkeler zaten bizim de hissettiğimiz pahalılık ve kısıtlılığı yıllardır çekiyor.
Türkiye bütün bu olumsuzluklara rağmen başlattığı dev projeleri aksatmadan tamamlamak için çalışıyor.
Havalimanları, üniversite kampüsleri, hastahaneler, otoyollar, hızlı tren hatları, tüneller, köprüler, helikopterler, insansız hava saldırı araçları, eğitim uçakları hatta, milli muharip uçağa varıncaya kadar bütün bu dev projelerde en ufak bir aksama yok.
Daha haftasonu ülkemizin sembol eserlerinden Çanakkale Asma Köprüsü‘nün son tabliyesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan monte etti. Boğazı 6 dakikada geçirecek bu dev proje önümüzdeki mart ayında hizmete girecek.
Bitmedi, muhalefetin tüm karşı duruşuna rağmen Kanal İstanbul Projesi‘nde de imalatlar başladı. Avrupalı büyükelçileri, sözde bu projeden yola çıkarak, “Türkiye’ye yatırım yapmayın, iktidara gelirsek paranızı ödemeyiz” diye tehdit eden ana muhalefet partisine rağmen yukarıda bahsettiğimiz dev eserler bir bir tamamlandı.
Gezi kalkışmasında marjinal örgüt ve grupların paçavralarının asıldığı eski Atatürk Kongre Kültür Merkezi yenilenerek ülkeye muhteşem bir kültür sanat mekanı kazandırıldı.
Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.
Fakat, şu kriz ortamında, fiyat artışlarının acımazsızca sürdüğü ve dar gelirlileri bunca sıkıntıya soktuğu bir dönemde biraz bu kesime dönük de kesenin ağzını açmak gerekiyor. Hükümetin bu kesimdeki sıkıntıyı hafifletecek mekanizmaları devreye alması gerekiyor.
Bunu popülizm gibi algılamamak gerek.
Ekonomik buhrana dayalı bir sosyal patlama yaşandığında, yukarıda saydığımız o dev eserlerin de bir anlamı olmaz.
Allah korusun.
Kargaşa ve kaosun, iç çatışmaların ülkeleri ne hale getirdiği unutulmamalı.
Ülkede dış güçlerin maşası olmaya teşne çok ajan provakatör var.
Onların bu durumu fırsata çevirmelerine izin verilmemeli.
Yedi devlet bir millet sloganını çok tutmuştuk.
Bildiğim kadarıyla Bursa‘da otururken şimdi memleketi Kuşadası‘nda yaşayan İbrahim Demirtaş büyüğümüzün bir dönem Bursa‘da bu isimle bir dernek açtığını ve ülkemizle Türk cumhuriyetleri arasında köprülerin her alanda kurulması için çabaladığını biliyoruz.
Bu manada Yıldırım‘da 7 Türk devletinin bayraklarının yer aldığın bir bayrak alanı açılmıştı.
7 devleti bir araya toplayacak uluslararası teşkilat olarak Türk Keneşi ya da diğer adıyla Türk Konseyi kurulmuştu. Orta Asya‘daki ata topraklardaki Türk cumhuriyetlerinin bir kısmı mesafeli dursa da o örgüt büyüdü, hatta, Macaristan da buraya gözlemci üye oldu.
Ülkemizin dönem başkanlığını üstlendiği o örgütün önceki hafta Yassıada‘da yapılan Türkiye zirvesinde önemli kararlar alındı. Türk Konseyi‘nin adı Türk Devletleri Teşkilatı oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üye ülkelerle her alanda işbirliği çağrısı yaptı. KKTC‘nin de teşkilata girmesini arzuladığını dile getiri.
KKTC de teşkilata üye kabul edildiğinde İbrahim Demirtaş ağabeyimizin kurduğu bugün kapanmış olan 7 Devlet Bir Millet Derneği‘nin hayali gerçekleşmiş olacak.
Dönem başkanlığı boyunca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın bunu da gerçekleştireceğine inanıyoruz.
Aşıya bu kadar kolay erişim kaç ülkede var?
Geçim sıkıntısı kadar başımızda bir de salgın belası var. Maalesef koronavirüs illetinden kurtulabilmiş değiliz. Salgın kısmen aşı ile dizginlendi ama kökü kazınmıyor.
Allah devletimize zeval vermesin. Vatandaşına çoklu aşı seçeneği sunan Türkiye şimdi artık kendi ürettiği aşıyı da seçenekler arasına soktu.
Biz de önceki gün 3. hatırlatma dozunun tanındığı ilk gün hemen randevumuz aldık, aşımızı Şehit İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde olduk. Sağlık çalışanlarımıza müteşekkiriz.
Acaba dünyada vatandaşına ücretsiz, çoklu aşı seçeneği sunan kaç ülke var?
Ülkemizin kıymetini bilelim.