Bursa’daki meslek disiplinleriyle tanışıklığımız özellikle de İnşaat Mühendisleri Odası’yla 30 yılı geçti.
Mesleğe başladığımız ilk yıllarda basın açıklamalarını, kongrelerini izlediğimiz anlardan itibaren meslek yasalarının değiştirilmesini, imar mevzuatının gözden geçirilmesini dillendirmeye başladılar. TMMOB Yasası’nın güncellenmesi gerektiğini, mimar ve mühendislerin özlük haklarının iyileştirilmesini, 1940’lardan kalma imar mevzuatının ihtiyaçlara cevap veremez hale geldiğini vurguladılar.
1999 Marmara depremi sonrası Yapı Denetim Yasası yürürlüğe girdiğinde binalarımızın biraz daha güvenli hale gelmeye başladığı görüldü. Rezerv Alan Yasası ile de kentsel dönüşümlerin hızlandırılması, sorunlu binaların güçlendirilmesi amaçlandı. Fakat bütün bunlar mimar ve mühendislerin kendi yasalarında bir değişiklik içermiyordu.
Geçenlerde İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem ile eski Başkanlardan Necati Şahin Ankara’ya önemli bir dosya götürdüler. İMO kökenli Bursa Milletvekili SP’li Mehmet Atmaca, Bilecik Milletvekili Halil Eldemir ve Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç ile birlikte, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Adil Karaismailoğlu’nu ziyaret ederek, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesinin çalışmaları hakkında bilgi verip, dosya bıraktılar.
İMO Bursa Şubesi’nin hemen her toplantıda dile getirdiği, Parlamento’dan beklentilerin yer aldığı dosyada mimar ve mühendislerin talepleri sıralanmış.
Yansıması ne olur bilmiyoruz ama bütün bunları son genel kurul ve devamındaki basın açıklamalarında Başkan Atilla Erdem sık vurgulamıştı. Meslektaşlarının sorunlarının çözümü konusunda Parlamento üyeleriyle temas ve diyalogları artıracaklarını dile getirmişti.
TBMM’ye yakın gelecekte mimar ve mühendislerin taleplerinin yer alacağı kanun taslağı sunulursa sürpriz olmaz. Meclis çatısı altındaki inşaat mühendisi kökenli vekillerin de bu işin takipçisi olacakları anlaşılıyor.
Kadıköy’deki nobranlık ve halk seçmiş nasıl atarsın?
Serde, bizim de bir dönem bu kentte, Nilüfer’de belediye meclis üyeliği görevimiz oldu. Kentin ve toplumum çıkarlarını koruma adına karınca kararınca kendimizce tarihe iz düştüğümüzü düşünüyoruz.
Önceki akşam İstanbul’daki Kadıköy Belediye Meclisi’nden gelen ve faşizm kokan görüntüleri izleyince, çoğunluğun azınlığı bir kez daha nasıl tahakküm altına almaya kalkıştığını fark ettik. Aklımıza, TBBM’de, “Bu kadına haddini bildirin” diyen dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in Merve Kavakçı’ya dönük kin ve öfke kusan, hedef gösteren çıkışı geldi.
Bu kez, aradan onca yıl geçtiği halde İstanbul Kadıköy Belediye Meclisi’nde, üstelik 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, AK Partili tek kadın üyenin konuşmasına tahammül bile gösterilmiyor.
CHP’li Meclis Başkanvekili, partisini ve hükümeti eleştirenlere yanıt vermek isteyen AK Partili kadın üyeyi susturmaya kalkıyor, mikrofonu kapatıp süresini kısıtlıyor. Oysa, kendi üyelerine süre tahdidi koymuyor.
Sonrasında da görüntüler yurda yayılınca tüm Türkiye’ye rezil oluyor. Mecliste tek muhalefet partili üye salondan atılmakla tehdit ediliyor.
Bunun adı nobranlık değil de nedir?
Şimdi partisi disiplin süreci, yargı soruşturma başlatsa da zihniyet değişir mi? Fırsat bulsa yinelemez mi?
Sonra, halkın seçtiğini siz, “Şunu atın dışarı” deme yetkisini ve cüretini kimden aldınız? Suç mu işledi?
Meclisi yönetirken adil, eşit ve demokratik değilseniz, böyle, aradan onlarca yıl geçse de bilinçaltınızdaki faşistliği dışa yansıtırsınız.
Siz belki o tek üyeyi oturumdan dışarı atamadınız ama yargı, kolluk sizi içeri tıktı.
Değer miydi?
Dağ fare mi doğuracak?
Bugün milyonlarca emekli, dul ve yetim maaşı alan yurttaşımızı ilgilendiren bayram ikramiyesi teklifi TBMM’de ele alınacak. Hükümet emekliye yıllardır beklediği, hak ettiği maaşı veremiyor. Gerekçe, kaynak sıkıntısı. Geçen yılı emekliler yılı ilan ettiği halde beklentiler karşılanmadı. Bugün görüşülmeye başlanacak olan ikramiye artışında da çok büyük bir rakam olacağına ihtimal vermiyoruz.
Enflasyonu baskılamaya çalışan ekonomi yönetimi yine sembolik bir ikramiye artışında diretecektir. Memura seyyanen ücret artışı yapan hükümet SGK emeklisini bundan mahrum ederek o makası iyice açmıştı. Kısa vadede toparlayıcı bir hamle olacağına ihtimal vermiyoruz.
Dağ yine fare doğurursa şaşırmayız.
Hükümet hani bir sürpriz yapar, bizi yanıltırsa, hiç de fena olmaz değil mi?