Osmangazi Belediye Meclisi’nin ekim ayı oturumunu dün canlı yayından izledik. Bazı belediye mülklerinin sermaye artışı olarak Osmangazi Kültür İşletmeleri (OKİ)’ne tahsisinde söz döndü dolaştı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün bizzat belediye bütçesiyle onarılmış ve geniş halk kesimlerince kullanılan yapılara ‘çökmesine’, el koymasına geldi.
MHP Grup Sözcüsü’nün, Vakıflar’ın belediye mülklerine çökmesinin ‘kanuni’ olduğunu açıklaması düşündürücüydü. Aynı üyenin, OKİ’nin sermaye artırmasını eleştirmesi de notlarımız arasındaydı.
Belediyenin ve halkın çıkarlarını koruma ve kollamakla görevli seçilmiş o üyenin Vakıflar’ın belediye mülklerine çökmesini normal bulmasını biz de anlamış değiliz. Eğer normalse, 20 yıl önce niye çökülmedi? Buralara önceki dönemlerde niçin çökme ihtiyacı duyulmadı?
Onarılmadan önce o mekânların birer berduş yatağı, suç mahalli olduğunu bildiği halde, Vakıflar’ın onarılmış yapılara çökmesini yasal bulması acaba parti görüşü mü yoksa şahsi düşüncesi miydi?
Nitekim, CHP’li Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın da, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün kendilerine dahi haber vermeden en son 4 mülkü ellerinden aldığını, belediye bütçesi ile onarılmış ve halkın çok cüzi rakamlara etkinlikler yaptığı tesislerin bir gecede ‘kuş olup uçtuğunu’ söyledi. Başkan Aydın, MHP’li üyeye, “Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün 20 yıldır aklına gelmeyen o kanun biz başa geçince mi geldi” sorusu da aslında niyetin ne olduğunun en net cevabıydı.
Başkan Aydın, OKİ’ye tahsis edilen mülklerin nakdi sermaye artışı değil ayni sermaye artışı olduğunu da hatırlattı. Aydın, sermayesinin tamamı belediyeye ait şirketin, sosyal tesislerinin hizmet memnuniyeti ve ciro açısından çok tercih edildiğini, 1,5 yılda OKİ’ye ait tesisleri Bursa’daki 400 binin üzerinde hemşehrilerinin ziyaret ettiğini, kullandığını hatırlattı.
Başkan Aydın konuşmasında bir konuya daha dikkat çekti.
Vakıflar’ın şimdi de Muradiye’deki Romangal fabrikası müştemilatına çökmesinden bahsetti. Eğer böyle bir durum var ise, gerçekten artık bu işin suyu çıkmış demektir.
Malumunuz Osmangazi Belediyesi burada uluslararası proje arayışıyla Türkiye’ye örnek olacak turizm tesisleri hayata geçirmek istiyor.
Demek ki, Bursa’daki görevlendirilmiş o Vakıflar Bölge Müdürü, CHP’li Osmangazi Belediyesi’nin bu projesini de baştan engellemek istiyor.
İktidar partisi de CHP’li belediyenin mülklerine çökmekle mahir o müdürü artık genel müdürlükle ödüllendirmeli.
Bursa’da iyi! işler çıkardı.
Ödülü de hak etti.
Yağışın ilk gün bilançosu umut verici
Yağışların başlamasıyla birlikte gözler kentin şebekesini besleyen Doğancı ve Nilüfer barajlarındaki su seviyesindeki değişimdeydi.
Dün BUSKİ Genel Müdürlüğü’nden bu yönde sevindirici bir haber aldık. Hem Nilüfer hem de Doğancı barajlarına yeniden su girişinin başladığını öğrendik. Yağışların ilk gününde Doğancı barajındaki su seviyesinde 14 santimlik artış olduğu duyuruldu. Bunun gelecek adına umut verici bir haber olduğunu düşünüyoruz. Azalmanın durup, yeniden barajlarımızın dolmaya başlamasına biz de sevindik.
Diğer yandan;
Uludağ’ın zirvesine düşen ilk kar yağışını da barajlar için iç açıcı bir haber olarak değerlendiriyoruz. Şüphe yok ki, barajların dolması kar yağışlarına bağlı. Dileriz, bu kış Uludağ zirvesine barajlarımızı besleyecek miktarda kar düşer. Barajlarımızın sadece yağmurla dolması mümkün değil. Zirvede uzun süre tutunacak kar da gerekiyor.
Bursa kurak geçen mevsimin ardından Çınarcık barajındaki su tam kapasite kent şebekesine bağlana dek suyunu kontrollü kullanmak durumunda.
Haydut İsrail milletvekillerini de gözaltına aldı
İki yıldır 67 binin üstünde Filistinliyi yaşlı genç, çoluk çocuk kadın, sivil ayrımı yapmaksızın katleden haydut devlet İsrail, bölgeye uygulayan ablukayı kırmak üzere denizden yola çıkan filolara da saldırmaya devam ediyor.
Sumud’un ardından Özgürlük filosuna da saldıran İsrail, aralarında Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca’nın da olduğu TBMM üyesi 3 Türk parlamenteri de gözaltına aldı.
Dünyaya meydan okuyan İsrail’i ne yazık ki, bugüne kadar durduracak bir ülke çıkmadı. Çevresindeki komşularına da saldıran İsrail’in haydutluklarına son verecek bir mekanizmaya ihtiyaç var. Gazze’de akan kanın durması için müzakerelerin sürdüğü bir ortamda İsrail’in saldırganlıklarına devam etmesi onlarca Müslüman ülkenin de acziyetini gösteriyor.