Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Sadettin Topçu Keleslidir.
Biz kendisini aynı zamanda Bursa’nın Dağ bölgesinin gelişimi üzerine araştırmalarıyla biliyoruz.
Dr. Topçu önceki gün sosyal medya hesabından Keles’teki Kocayayla’da gözlemlediği olağanüstü iklim değişikliğine dikkat çekti.
Kentin güneyindeki Uludağ’da iklim değişikliğinin etkilerinin görülmeye başlandığını, bin 50 rakımlı Keles ilçesinin merkezinde nemli ve boğucu bir hava bulunduğunu ve sıcak havaların da normalin dışında seyrettiğini vurguladı.
Topçu, daha yüksek rakımdaki Kocayayla’daki havanın ise 10 yıl öncesiyle çok farklı olduğunun altını çizdi.
Topçu paylaşımında şunlara dikkat çekti:
“Uludağ’ın güney yamaçlarındaki bitki örtüsü seviyesinin yükselmeye başladığını gördüm. Bunun takip edilmesi gerekiyor.”
Dr. Topçu bunun ne demek olduğunu da şöyle izah etmiş:
“Fiziki olarak bin 50 metre yükseklikte yer alan bir yerleşim yerinin iklimsel özellikleri aslında 500-600 metre yükseklikte yerle eşdeğer demek oluyor. Bunu da zaten son yıllarda yaşayarak görmeye başladık.”
Sorunun sadece Keles’te yaşayanların değil tüm Bursa’nın sorunu olduğunun da kaydeden Dr. Topçu, “Doğancı ve Nilüfer barajlarının beslendiği tüm su kaynakları bu bölgededir. Karın yağmadığı bir Uludağ susuz bir Bursa demektir” uyarısında da bulundu.
Barajlarımızın boşaldığı bir ortamda, aslında yüksek rakımlı bölgelerimizdeki iklimsel değişikliklerin de buna yol açtığı bir kez daha hatırlatılmış.
Sadettin Hoca İnşaat Mühendisi.
Bursa’nın güneyindeki sosyo-ekonomik yönden geri bırakılmış Dağ ilçelerine dönük önemli bilimsel araştırmaları var.
Bu son tespiti ve uyarısı da Bursa için önemsenmesi gereken durum.
Küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin belirtilerini tabiatta her biçimde görüyoruz. Susuzluğa giden etkenlere iklim değişikliği de neden oluyor.
O halde, karbon ayak izimizi küçültmek ve atmosferi ısıtan her türlü etkinliği azaltmamız gerekmiyor mu?
Dr. Topçu, kendi doğduğu topraklardan akademik bir durum tespiti yaptı ve hepimize uyarıda bulundu.
Bizim de bu uyarıyı dikkate alıp, yapacağımız çok şey olduğunu düşünüyoruz.
Keza, uyarılarının muhatapları olan yöneticilerin de atması gereken adımlar bulunuyor.
Büyükşehir’den hızlı kentsel dönüşüm istedi
MHP’nin önceki dönem Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü İhsan Bilgili, ülkemizin ve Bursa’nın deprem gerçeğine işaret ederek, Büyükşehir Belediyesi’nden kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmasını istedi.
Bursa’nın 1. derece deprem kuşağında olduğunu ve kentteki 360 bin çürük yapının dönüşmeyi beklediğini kaydeden Bilgili, ülkede yılda 120 bin çürük konut dönüşürken Bursa’da bu sayının bin civarında olduğunu hatırlattı.
Elektronik postamıza gönderdiği iletiyle Büyükşehir’i 17 Ağustos depreminin yıldönümünde bir daha uyaran Bilgili, aktif fay kuşağı içindeki Bursa’nın kaçak, çarpık ve çürük yapılarının bir an önce yenilenmesinin, “Ertelenemez, savsaklanamaz ve siyaset üstü davranılması gereken milli bir görev” olduğunu vurguladı.
Bilgili, kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırırken vatandaşın mağdur edilmemesini, fay hatlarının üst ölçekli planlara işlenmesini, dere yatakları ve fay hatları üzerindeki yapıların temizlenmesini ve buralardaki konutlara dönüşümde öncelik verilmesini, İstanbul’da devrede olan dönüşümde, ‘yarısı sizden yarısı bizden’ kampanyasına Bursa’nın da dahil edilmesini istedi.
Yapıcı yaklaşımlarıyla geçmişte meclis çalışmalarına olumlu katkıları dokunan Bilgili, kentimiz için yine son derece faydalı öneriler sıralamış.
Belediye yıkmaktan bıktı onlar kaçaktan bıkmadı
Ruhsatsız gecekondular kadar, verimli tarım arazileri üzerine yapılan kaçak depokondu ve fabrikalar Bursa’nın geleceğini tehdit ediyor.
Kentimizin batı bölgesinde yoğunlaşan ancak diğer bölgelerde de pıtrak gibi çoğalan kaçak yapılara karşı belediyelerimizin mücadelesi sürüyor.
Dün Nilüfer Belediyesi’ne bağlı İmar Müdürlüğü ve Yapı Kontrol Bürosu ekipleri Yaylacık ve ve Ürünlü mahallelerinde yine kaçak ve ruhsatsız olarak inşa edilen yapıları yerle bir etmiş. Rant amaçlı kiraya vermek için hızla dikilen prefabrik ve metal yapıların ortadan kaldırılması zor değil ama belediye bunları yıkmaktan bıktı, fabrika ve depo sahipleri ise yapmaktan bıkmadı.
Kentimizin plansız, çarpık gelişimine neden olan ruhsatsız yapılarla mücadele konusunda belediyelerimizin devletçe de desteklenmesi gerekiyor.
Bazen belediyelerin de yetersiz kaldığı durumlarda devlet gücü gerekiyor.
+