Olay Gazetesi Bursa

Türkiye artık başka Türkiye

Büyük koşuşturma, yarış bitti. Türkiye açık ara olmasa da tercihini istikrardan yana kullandı. Aylar öncesi başladı maraton. TBMM‘deki kavgalı gürültülü görüşmeler Türkiye‘nin demokrasi tarihine kara bir leke düşürse de halk, ‘son sözü ben söylerim’ dedi. Dünkü anayasa değişikliği referandumdan çıkan sonuçla artık ülkemiz bu sabaha bambaşka bir Türkiye olarak uyandı. Yoluna, demokrasisine daha güvenle devam […]

Büyük koşuşturma, yarış bitti. Türkiye açık ara olmasa da tercihini istikrardan yana kullandı.

Aylar öncesi başladı maraton.

TBMM‘deki kavgalı gürültülü görüşmeler Türkiye‘nin demokrasi tarihine kara bir leke düşürse de halk, ‘son sözü ben söylerim’ dedi.

Dünkü anayasa değişikliği referandumdan çıkan sonuçla artık ülkemiz bu sabaha bambaşka bir Türkiye olarak uyandı.

Yoluna, demokrasisine daha güvenle devam edecek olan Türkiye zorlu bir propaganda döneminden geçti.

Kafaların karıştırılmak istendiği, ‘tek adam’, ‘diktatör’, ‘cumhuriyet elden gidecek’, ‘padişahlık gelecek’, ‘saltanat geri dönecek’, ‘yargı mensuplarının tümünü tek adam belirleyecek’, ‘meclis işlevsiz kalacak’ vb. gibi tezviratlarla halkın kafasını bulandırmaya çalışanlar bu referandumda da umduklarını bulamadı.

Seçmenin çoğunluğu, muhalefetin tüm çırpınışlarına rağmen tercihini, ‘evet’ten yana kullandı.

Bu kararla Türkiye, yıllardır kaosa, kargaşaya, koalisyonlara ve darbelere altlık oluşturan parlamenter sistemi terk edecek.

Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli ülkenin önünü açacak.

Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’a anayasa kitapçığı fırlattığı ve Türkiye’nin büyük mali ve siyasi krizler yaşadığı o nahoş anlar bir daha tekrarlanamayacak.

Bizzat Cumhurbaşkanı’nın başkanlık edeceği kabinede daha hızlı karar almanın ve hizmetin önü açılacak.

Ülkemizi ve geleceğimizi teslim edeceğimiz gençlerin Parlamento’da karar alma mekanizmalarında bulunmalarına da fırsat verilecek.

Vekil sayısı 600’e çıkarılarak illerimize daha eşit temsili sağlanacak.

Türkiye’nin gerilemesine yol açan koalisyonlar dönemi kapanacak.

Arkasında güçlü halk desteği bulunan hükümetler işbaşına gelecek.

Çok başlı yargılama sistemi sona erecek.

Askeri yargı lağvedilecek.

Öyle, CHP’lilerin deli saçması iddialarında olduğu gibi  Cumhurbaşkanı bir gecede kararname ile muhtarlıkları kapatamayacak, lokantalar, kahvehaneler her daim açık kalacak.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu‘nun 13 üyesinden sadece 6’sını Cumhurbaşkanı belirleyecek.

Bunları yeniden şunun için vurguladık.

CHP ve HDP bildiğiniz gibi tam tersini söylediler.

Halkı bu yolla ikna edeceğini zannettiler.

Ama çoğunluk üzerinde etkili olamadılar.

Halkın 5 yıllığına seçtiği Cumhurbaşkanı’nın geniş yetkilerle donatıldığı bir modelde denge-denetimin olmayacağını ileri sürenlere de halk itibar etmedi.

Dolayısıyla çıkan sonuçlar sadece Türkiye’nin iç siyasetine dönük değil, dünya ve Avrupa‘ya da büyük bir mesajdır.

Çünkü Avrupa bizzat bu işe müdahil olmuştur.

FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKPC ve aklınızsa gelebilecek daha onca Türkiye düşmanı örgüt de hayır için çalışmıştır.

Avrupa, Türkiye’deki referandumdan hayır sonucu için uluslararası hukuk ve diplomatik teamüllerin dışına çıkmıştır.

Propaganda döneminde bakanlarımızı ülkelerine sokmayan, sınır dışı eden Avrupa‘ya da Türk halkı ağır bir tokat atmıştır.

Türk seçmeni, katılım oranı yüksek referandumla Avrupa’ya da, ‘İşime karışma, geleceğime ben karar veririm’ demiştir.

Bu sonuçlar elbette MHP‘nin referanduma katkısını da tartışmaya açmıştır. 

Gelelim Bursa sonuçlarına.

Bursa’da yine Türkiye ortalamasının üstünde sonuç var.

6 ilçede hayır önde gözükürken, Dağ ilçeleri başta olmak üzere diğerlerinde seçmen ‘evet’i tercih etmiştir.

Dağ ilçelerinde rekor yine Büyükorhan‘da kaldı.

Seçmenin Mudanya, Gemlik, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Orhangazi ve Nilüfer‘de tercihi ‘hayır’ yönünde oldu.

Seçmen, ‘Bu sonuçlar yetmez’ diyenlere seçmen,‘bal gibi olur’ demiştir.

Bir oy farkla belediye başkanı seçilirken, 1 milyonu aşkın oy farkıyla niye cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesin ki?

Tartışma sürecek olsa da maçın skoru ortadadır.

Muhalefet artık bahaneyi bırakıp, meşhur futbol deyimiyle yeni maçlara bakmalıdır.

Son olarak, Başbakan balkon konuşmasıyla evet ve hayır oyu veren tüm yurttaşlarımızı kucaklamıştır.  

Olması gereken de budur.