Filistinlilere, Gazzelilere yıllardır kök söktüren, kadın, çocuk yaşlı, sivil demeden acımasızca katledip, topraklarını gasp eden terörist ülke İsrail, bütün bunları dünyanın gözü önünde gerçekleştiriyor.
Çepeçevre kuşattığı Gazze’ye kimseyi yaklaştırmıyor. Deniz ablukasını kırmak için yola çıkan ve Gazze sınırlarına kadar ulaşan Sumud Filosu’ndaki aktivistleri de uluslararası sularda, haydutça gözaltına alıp, gemilerine el koyuyor.
Dünya yine seyrediyor.
Yıllardır hiç işe yaramayan sert kınamalar bile yok. Vicdan sahipleri ülkelerinde bu durumu protesto ediyor. Vicdan filosu Sumud, deniz ablukasını delmek için büyük bir cesaret gösterdi. Fakat, İsrailli katillerin katılaşmış vicdan ablukasını delmek mümkün değil.
Bunun adı, kendi vatandaşlarını savunmak da değil. Kendi yurttaşının yaşaması için bir başka toplumu yok etmeyi göz almış teröristlere ancak anladığı dilden karşılık verilmesi gerekir.
Dünyanın duyarlı ülkelerinden bir silahlı güç oluşturularak o ablukaların, kuşatmaların delinip geçilmesinden başka çare yok.
Aç susuz, bir deri bir kemik kalmış, evi barkı bombalanmış, şehirleri tahrip edilmiş, ibadethaneleri, okulları, hastaneleri vurulmuş Gazzelileri daha ne kadar seyredecek bu dünya?
Ülkelerin üye olduğu uluslararası örgütler de yıllardır akan kanın durmasına çare olamadılar.
O halde, bunların dışında yeni bir yapılanma ile artık Filistin ve Gazze’ye müdahaleden başka çare kalmış değil.
Bu oluşum toplanabilir mi?
Niye olmasın?
Vahşete susan ülkelerin vatandaşları, kendi yöneticilerini ses getirici eylemlerle bu oluşuma destek olmaya zorlayabilirler.
Filistin ve Gazze’yi bu haliyle ne BM ne İslam İşbirliği Teşkilatı ne de Avrupa Birliği kurtarabilir?
Güce güçle mukabele edecek vicdanlı yeni bir oluşum şart.
Göz göre göre daha ne kadar Müslüman kanı akacak?
Yelkenli tekneleriyle ölümü göze alıp, dünyanın dikkatlerini Gazze’ye çeken Sumud gönüllülerine selam olsun.
Eminiz onlar surda bir gedik açtılar.
O deliği daha da büyütüp, haydut İsrail yöneticilerine anladığı dilden yanıt verilecektir.
Çevremizdeki tehlikeyi görmezden gelemeyiz
Son iki haftadır etrafımızda yaşanan depremleri bizler de şiddetli biçimde hissetmeye başladık. Pazar günü Simav, dün de İstanbul açıklarında, Tekirdağ yakınlarındaki Marmara Ereğlisi’nde meydana gelen sarsıntılar Bursa’dan da fazlasıyla hissedildi.
Hem deprem noktasına hem de yüzeye yakın gerçekleşen depremler Bursa olarak hepimizi korkuttu.
7 şiddetinin üstündeki bir sarsıntının kentimizdeki çürük yapı stokuna büyük zarar vereceği göz önüne alındığında, bunlar için halen harekete geçilememiş olmasını anlamış değil. Kaç defadır 5 ve üstünde meydana gelen depremlerin kentimizdeki yapıları nasıl sarstığını hep birlikte yaşadık.
Allah korusun, bunun 7’nin üstüne çıkması durumunda neler olabileceğini kestirmek güç değil.
O halde, belediyelerimiz, yurttaş olarak bizler, statik açıdan sıkıntılı yapılarımızı yıkıp, yerine güvenli binalar yapmaktan başka çaremiz görünmüyor.
Bursa’daki çöküntü bölgelerindeki kentsel dönüşümler ne yazık ki, istenilen hızda değil.
Üzülerek belirtiyoruz ki, Büyükşehir Belediyesi bu işin sürükleyicisi olamadı. İlçe belediyelerimizi topyekün bu işe sevk edemedi. TOKİ’nin de, Bursa’da ilin büyüklüğüyle orantılı projeler hayata geçirmediğini düşünüyoruz.
Çürük yapılarda ölümü bekleme acizliğini kabullenmemeliyiz.
Artık çevremizde dolaşan tehlikenin farkına varalım.
Beşyol dönüşüm mağdurları inşaata başlasın diye bekliyor
Yerel seçim öncesi Büyükşehir Belediyesi’nin kat karşılığı ihale edip, yükleniciye birinci etabını tamamlattığı ve hak sahiplerine anahtarını teslim ettiği Beşyol’daki kentsel dönüşüm projelerinin diğer etapların akıbeti merak ediliyor.
Buradaki diğer etaplarda, seçim sonrası iş başına gelen Büyükşehir Belediyesi yönetimince yoğunluk düşürülerek yüklenici arayışı söz konusu idi. Bunların ihalesinin de geçtiğimiz aylarda yapıldığını ve yeni bir yüklenici bulunduğunu hatırlıyoruz.
Bölgedeki okurlarımızdan aldığımız elektronik postada, 90 dolayındaki dönüşüm mağduru artık inşaatlara bir an evvel başlanmasını istiyor.
Okurlarımız, “Bizler bu bölgedeki adaların ve parsellerin kentsel dönüşüm mağdurlarıyız. Yaklaşık 80-90 malik var. Evlerimiz dönüşüm kapsamında yıkıldı ve proje iki yıldır unutulmuş durumda. Burkent veya Büyükşehir Belediyesi tarafından da hiç bir açıklama yapılmıyor, ayrıca bu konuda muhatap da bulamıyoruz” notunu iletmişler.
BURKENT Genel Müdürü İnan Keser’e biz de Beşyol’daki maliklerin talebini buradan aktarmış olalım.