Belediye Zabıta Teşkilatı’nın kuruluşunun 194. yıldönümüne bu mesleği icra eden memurlar yine sorun yüklü girdiler.
Her yıl 1-7 Eylül tarihleri arası Zabıta Haftası olarak kutlanıyor.
Neredeyse iki asra yakındır belediyelerin kolluk gücü olarak görev yapan, yerleşimlerin yaşam ve ticaretini kontrol eden zabıtanın başta özlük hakları olmak üzere halen çok sayıda sorunu çözülebilmiş değil.
Son yıllarda değişik isimlerle dernekleşen zabıta memurları yaşamın her alanında fiilen sahadalar.
Kentlerde canları pahasına seyyar satıcılar ve yasadışı ticaretle mücadele eden zabıta teşkilatının aslında savunmasız oldukları da biliniyor.
Görevi sırasında bıçaklanan, saldırıya uğrayan zabıta memurlarının kendilerini savunabilecekleri bir teçhizat ve yasal mekanizma da yok.
Örneğin, görevlerinden dolayı zaman zaman hakim karşısına da çıkan zabıta memurlarını yargılandıkları davalarda belediyelerin hukuk ofisleri kendilerini savunmuyor.
Kamu adına görevini icra ederken hakkında dava açılan memurlar savunmalarını da kendileri yapıyor. Bunun için avukat tuttuklarında ücretini de kendileri ödemek zorunda kalıyorlar.
Zabıta memurlarına, devletin diğer kolluk güçleri polis ve jandarmada olduğu gibi maaş, fazla mesai vb. gibi haklarda da yıllardır tatmin edici düzeyde ödenmiyor.
Zabıta memurları sahada yasa ve yönetmeliklerin kendilerine verdiği yetkiyi kullanırken bazen işbaşındaki siyasi yöneticilerle de karşı karşıya gelebiliyorlar.
Popülist davranan yerel yöneticilerin sahip çıkmadığı zabıta teşkilatları ise içe kapanıyor. Yöneticilerine ve kendilerine uygulanan idari mobbing de zaman zaman tavan yapıyor.
Örneğin; teşkilatı gençleştirme bahanesiyle emekliliğe zorlanan tecrübeli memurların bazen istifa etmeleri için de geçici görevle değişik belediyelere görevlendirildikleri de biliniyor.
Siyasi mobbinge ve yıldırma taktiklerine bir örnek olarak mesleğe başladığımız ilk yıllarda Bursa’nın kapanan eski bir belde belediyesinde yaşanan ilginç olay aklımıza geldi.
Özlük hakkı için belediyeye dava açan zabıta memuruna başkan tarafından İstanbul yolu üzerinden gelip geçen araçları sayma görevi verildiğini hatırlıyoruz.
Yine benzer bir olayın yakın geçmişte bir ilçe belediye başkanı ile ters düşen memurların Doğu ve Güneydoğu’daki kentlere geçici görevle gönderildikleri biliniyor.
Bütün bunlar zabıta teşkilatının sorunlarının sürdüğünün göstergesi. Memurların bu sorunlar altında kuruluş yıldönümünü kutlayacak moralleri olduğunu da sanmıyoruz.
Osmangazi salgınla mücadelede hiç durmamış
Dünyada milyonlarca insanı pençesinde kıvrandıran Covid-19 salgınında Türkiye gibi başarılı ülke sayısı çok az.
Her ne kadar kurban bayramı sonrası ülkemizdeki vakalar artmış gibi görünse de, Türkiye bu mücadelede başarısıyla göz kamaştırıyor.
O başarıda yerel yönetimlerin de büyük katkısı var.
Nüfusu milyona dayanan Osmangazi ilçesinde pandemiyle mücadelede belediye merkezi hükümete destek veriyor.
Osmangazi Belediyesi 13 Mart’tan bu yana 173 bin 451 talep kaydı oluşturmuş. 600 bine yakın erzak, çorba dağıtımı gerçekleştirilmiş ve 65 yaşüstü yurttaşın ihtiyacı karşılanmış.
329 bin 15 adet resmi kurum, cadde, sokak ve çöp konteyneri dezenfekte edilmiş.
Zabıta Müdürlüğü ekiplerince 21 bin 371 iş yeri, pazar denetimi gerçekleştirilmiş ve maske dağıtılmış.
Bu süreçte hayvanlar da es geçilmemiş. 22 bin 217 adet sokak hayvanı tedavisi beslemesi ve haşere ilaçlaması gerçekleştirilmiş.
Ayrıca 14 bir 818 adet park bahçe temizlemesi yeşil alan dezenfeksiyonu ve uyarıcı levha uygulaması yapılmış.
2.ETAP KONUTLARI İHALESİ 15 EKİM’DE
Orhaneli’nde daha evvel Harmancık yolu üzerinde yapımı tamamlanan birinci etap konutlarında ise yaşam başladı.
Kuraları çekilerek hak sahiplerine dağıtılan konutlar ilçeye ayrı bir hava katmıştı.