Spor karşılaşmaları, futbol olsun basketbol olsun, sürprizlere açıktır. “Top yuvarlak, maç doksan dakikadır!” futbolla ilgilenenlerin tekrarlamaktan hoşlandıkları bir sözdür. Gerçekten de futbol ve basketbolda son saniyede atılan bir gol veya bir basket sonucu değiştirir. Kâğıt üzerinde “Şu takım kesin favoridir, kazanır!” iddiası her zaman doğru çıkmaz, oynanmadan hiçbir karşılaşmanın sonucu kesin değildir. Zaten bu iki oyunu da heyecanlı kılan, dünyada popüler hale getiren çeşitli özelliklerden biri de budur.
Basketbolda Koraç Kupası 2000’li yılların başında EuroLeague olarak değiştirildi. Final maçları da iki maç üzerinden değil dörtlü play-off sonucu finale kalan iki takım arasında tek maç üzerinden yapılmaya başlandı. Fenerbahçe 2017’de, Anadolu Efes 2021 ve 2022’de olmak üzere iki kez EuroLeague’de şampiyon oldular. Fenerbahçe 25 Mayıs’ta Abu Dabi’de Monako’yu 81-70 yenerek Euroleague’de bir kez daha şampiyon olunca Bursa’nın basketbol ve futbolda oynadığı iki kupa finalini hatırladım. Önce futbolla ilgili olanı:
1992’de futbolda Bursaspor, Türkiye Kupası finalinin ilk maçında Trabzonspor’u ilk maçta 3-0 yenmiş ve ikinci maç için Trabzon’a çok avantajlı bir skorla gitmişti. O gün Bursa’da çarşı, pazar, taksiler, binalar, hatta sınıflar bile Bursaspor bayraklarıyla, flamalarıyla donatılmıştı. Bursaspor’un 1986’da Altay’ı 2-0 yenerek kaldırdığı ilk kupadan sonra ikinci kupaya uzanmasına az kalmıştı. Herkes kendini şampiyonluğa şartlandırmıştı. Maçın başlarında Bursaspor Vedat’ın golüyle 1-0 öne de geçince artık Trabzon’un Bursa’yı elemesi için tam beş gol atması gerekiyordu. Ama 1-1’den sonra Bursa durmuş, Trabzon ise coşmuş ve Şeyhmuz’un son dakikalarda attığı golle maçı 5-1 alarak kupayı kazanmıştı. Maçtan çok değil bir iki saat sonra çarşı pazarda asılan tüm bayrak ve flamalar indirilmişti. Bu güne kadar Türkiye kupasında toplamda 6 final oynayan Bursaspor’un sadece bir kupada kalması da bir başka üzücü durum…
Kursakta kalan ikinci maç basketboldaydı. 1996’da Olimpia Milano’yu finalde yenerek Koraç kupasını kazanan Efes Pilsen’in ardından Tofaş 1997’de bu kupayı kaldıran ikinci Türk takımı olma fırsatını ele geçirmişti. Finale çıkmış, karşısında Yunan takımı Aris’i bulmuştu. Selanik’teki ilk maçı 11 sayı farkla 77-66 kazanınca iş Bursa’daki maça kalmıştı. Tofaş, Yunan Aris’e 12’den az bir farkla mağlup olsa bile Koraç Kupasını kazanan ikinci Türk takımı olacaktı. Her şey Tofaş’tan yana gözüküyordu. Ama Tofaş, Aris önünde baştan sona kötüydü. İlk devreyi üç sayı geride kaparken bile Tofaş’ın oyunu ümit vermiyordu ve ikinci yarıda fark yiyeceği belliydi çünkü Rogers’dan başka ayakta kalan oyuncu yoktu. Sanki Yunanistan’daki maçta o kadar iyi oynayanlar başka oyunculardı. Maçın sonlarına doğru tribünlerden sahaya bozuk para ve tahta parçaları yağınca oyun bir süre durmuş ve maçın son bir dakikası seyirciler salondan çıkarıldıktan sonra oynanmış ve Tofaş, Aris’e 18 sayı farkla (70-88) yenilmekten kurtulamamıştı…
Biri Koraç, dört EuroLeague kupası toplamda beş kupa kaldıran basketbol takımlarımızın başarısı yanında futbol takımlarımızın tek başarısı G. Saray’ın 2000’de kazandığı UEFA kupası oldu. Bu kuşkusuz hiç iyi bir sonuç değil. Gönlümüz nüfusu Almanya, Fransa ve İngiltere’nin her birinden daha fazla olan ülkemizin futbolda da basketboldaki kadar başarı istiyor…