Olay Gazetesi Bursa

Muhteşem Süleyman

80 ihtilali sonrasıydı… Kendisiyle ilk kez karşılıklı soh- betim, Güniz Sokak’taki evinde oldu. O gün, “neyi eksik yaptınız?” diye sordum… “Üniversite gençliğini ihmal et- tiğimizi bugün daha iyi anladım” dedi. * İhtilal sonrası, siyasi yasakların de- vam etmesine karşın, DYP örgütü “özel davetli” adı altında her şeyi göze alarak Süleyman Bey’i Bursa’ya davet etmişti. * […]

80 ihtilali sonrasıydı…

Kendisiyle ilk kez karşılıklı soh-

betim, Güniz Sokak’taki evinde oldu.

O gün, “neyi eksik yaptınız?”

diye sordum…

Üniversite gençliğini ihmal et-

tiğimizi bugün daha iyi anladım”

dedi.

*

İhtilal sonrası, siyasi yasakların de-

vam etmesine karşın, DYP örgütü

“özel davetli” adı altında her şeyi

göze alarak Süleyman Bey’i Bursa’ya

davet etmişti.

*

Baba’nın dönüşü…

Tarih yaprakları 4 Nisan 1986’yı

gösteriyordu.

O gün, İnegöl’ün Osmaniye mev-

kiinde coşkulu ve kalabalık bir halk ta-

rafından karşılandı.

Ben de Celal Gül büyüğümüzün

aracının üzerinden kamerayla çekim

yapıyordum.

*

Pes doğrusu…

Bir siyasetçiye bu kadar mı sevgi

olur…

Doğrusu; bir CHP’li olarak kıskan-

mıştım.

Ancak o tabloyu gören; Demirel’in

tekrar bu ülkeye başbakan olacağını

hemen herkes anlardı.

Öyle de oldu zaten…

Baba-oğul; Demirel ve Çağlar

Trakya mitinginden dönen iki siya-

setçi, Çağlar’ın Kurşunlu’daki villasına

helikopterle gelmişlerdi.

Cavit Bey akşamüstü beni de davet

etti. Yanlarına gittiğim de Cavit Bey,

“Beyefendi, işte başkomünist geldi” dedi…

*

Espriyi anlayan Demirel, “Evla-

dım, gel otur bakalım” dedi…

Atatürk ve Cumhuriyet’in önemini

anlattı…

Okullardaki tarih kitaplarında “İnö-

nü Savaşları”nı okuyarak yetişen bir

neslin, kendilerine neden oy verdiğini,

o muhteşem birikimi ve üslubuyla an-

lattı.

*

O gerçekten Muhteşem Süley-

man’dı…

Yine bir keresinde; “Cavit, siyaset-

te küsülük olmaz… Trakyalılar da-

rılma duygusuna küsülük der” di-

yerek, elini ensesine götürdü ve “Küs-

meyeceksin ama, burada biriktire-

ceksin” dedi.

*

Baba’nın şapkası…

Meşhur fötr şapkası, kendisi gibi si-

yasi bir kimlik haline gelmişti.

Eğer Demirel’in elinden alınırsa, hü-

kümetin düşeceği rivayetlerine bile ne-

den olmuştu.

*

Aslında kaptırmamakta haklıydı…

Bir İsviçre gezimizde, Cavit Bey’in

kendisine hediye aldığı ve benim taşıdı-

ğım, Borsalino marka şapkaların ne ka-

dar pahalı olduğunu gayet iyi bilirdi.

*

Kendisine dair söylenecek bütün gü-

zel sözler söylendi…

Doğmamış çocuğa hiç don biçmedi.

Sürekli hayatın içinde kaldı…

Siyasi görüşleri farklı olsa da, herkes

ondan çok şey öğrendi.

Allah rahmet eylesin…