Olay Gazetesi Bursa

Dijital çağda Olay’ın yolculuğu

Bursa’da sabahları gazete bayisinin önünde duran taze mürekkep kokusu hâlâ zihnimde. O günün manşeti neydi, hangi habere yer verilmişti, kimin fotoğrafı çıkmıştı… Hepimiz o kâğıt sayfalarla güne başlardık. Ama artık devir değişti. Haber şimdi cebimizde, ekranımızda, parmağımızın ucunda. İşte bu noktada Olay Gazetesi’nin dijital yüzü, olay.com.tr devreye giriyor. İnsanlar bir belediye kararını, mahalledeki bir çalışmayı, […]

Bursa’da sabahları gazete bayisinin önünde duran taze mürekkep kokusu hâlâ zihnimde. O günün manşeti neydi, hangi habere yer verilmişti, kimin fotoğrafı çıkmıştı… Hepimiz o kâğıt sayfalarla güne başlardık. Ama artık devir değişti. Haber şimdi cebimizde, ekranımızda, parmağımızın ucunda.

İşte bu noktada Olay Gazetesi’nin dijital yüzü, olay.com.tr devreye giriyor. İnsanlar bir belediye kararını, mahalledeki bir çalışmayı, Tophane’de başlayan bir restorasyonu beklemek istemiyor; anında görmek istiyor. Ve görüyor da. Resmî ölçümlerde aylık yüz binlerce kişi bu siteye giriyor. Yani artık gazetenin gerçek vitrini yalnızca bayiler değil, aynı zamanda dijital ekranlar.

Üstelik olay.com.tr yalnızca güncel haberi taşımıyor. E-gazete ile basılı sayfaların dijital versiyonu herkesin elinde. Çocukluğunda gazete kokusunu seven bir okur, bugün aynı sayfalara telefonundan bakabiliyor. Daha da önemlisi, yıllardır biriktirdiğimiz arşiv. On yıllar öncesine ait manşetlere, fotoğraflara, yazılara bir tıkla ulaşmak mümkün. Bursa’nın belleğini tutan bu arşiv, aslında hepimizin hafızası.

Sosyal medyada da aynı yolculuk devam ediyor. Olay’ın Facebook ve Instagram hesaplarında paylaşılan bir video, Mudanya’da balıkçıların sezon açılışını ya da İnegöl’deki bir okul etkinliğini dakikalar içinde milyonlarca kişiye ulaştırıyor. Ulusal basının görmediğini, biz kendi insanımıza duyuruyoruz. İşte yerel basının gücü tam da burada.

Bir de işin özüne gelelim: güven. Bugün bilgi kirliliğinin en yoğun olduğu çağdayız. Ama hâlâ, “Olay’da okudum” dediğinizde insanlar ikna oluyor. Bu kolay kazanılmadı. Doğru, tarafsız ve ilkeli yayıncılık çizgisi sayesinde oldu. Ve ben, Türkiye’nin en büyük şehir gazetesi olan Olay’ın bu çizgisinin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.

Kimi zaman bana soruyorlar: “Gazeteler bitecek mi?” Ben de diyorum ki, hayır. Gazeteler bitmeyecek, şekil değiştirecek. Matbaa geleneği devam edecek ama asıl büyüme dijitalde olacak. Olay Gazetesi de tam burada, yani iki dünyanın kesişim noktasında duruyor.

Son sözüm şu: İnsanlar hâlâ kendi mahallesinin, kendi şehrinin hikâyesini duymak istiyor. Olay da bu hikâyeyi hem kâğıtta hem ekranda yaşatmaya devam ediyor. Ve ben, bu hikâyeyi anlatan gazetenin çalışanı olmaktan büyük onur duyuyorum.