Bursa’dan dünyaya uzanan bir dönüşüm hikâyesi
Sabah işe giderken elektrikli aracınızın şarjını kontrol ediyorsunuz. Evin çatısındaki güneş panelleri gün boyu enerji üretiyor. Akşam evde otururken televizyonu açıyor ve batarya depolama sisteminin sağladığı elektrikle ışıkların yanmasını izliyorsunuz. Görünürde her şey sakin, ama aslında dünya sessiz bir enerji savaşı veriyor. Petrol bağımlılığından kurtulduk derken, bu kez bataryaların, lityum ve kobaltın peşine düşüyoruz. Elektrikli araçlar “sıfır emisyon” diye pazarlanıyor, ama enerji stratejilerinin yeni merkezi burada şekilleniyor: bağımsızlık mı, bağımlılık mı?
Batarya bağımlılığından çıkış
Dünya batarya üretiminin %70’inden fazlasını Çin kontrol ediyor. Lityum, kobalt ve nikel madenciliği çevre ve maliyet sorunları yaratıyor. Türkiye ise bu bağımlılığı kırmak için adımlar atıyor.
Bursa’da kurulacak Siro batarya fabrikası, bu stratejinin en somut örneklerinden biri. 2024 sonunda üretime başlayacak olan Siro, 2026 itibarıyla batarya hücresinden entegre enerji depolama sistemlerine kadar tüm süreçleri kendi bünyesinde üretebilecek. 2031’de yıllık 20 GWs üretim kapasitesiyle çalışacak olan Siro, geliştirdiği tüm ürünlerin fikri mülkiyetine sahip olacak. 2023’te TOGG’un üreteceği 28 bin akıllı cihazın batarya paketlerini teslim ederek, Bursa’yı enerji teknolojilerinde stratejik bir üs haline getiriyor.
Yenilenebilir kaynaklar ve depolama
Rüzgâr türbinleri, güneş panelleri… Maliyetleri düştü, verimlilikleri arttı. Ama yenilenebilir enerji kaynaklarının sürekliliği için depolama şart. İşte burada batarya teknolojileri ve yeni nesil enerji depolama çözümleri kritik rol oynuyor.
Hidrojen: Temiz enerjinin yeni umudu
Avrupa “yeşil hidrojen” ile doğal gazı tarihe gömmeye hazırlanıyor. Türkiye, yenilenebilir enerjiyle hidrojen üretip sanayi ve ulaşımda karbon nötr hedeflere yaklaşabilir. Bursa, otomotiv ve makine sektörleriyle hidrojenli araç teknolojilerinin geliştirilmesinde öncü olabilir.
Küçük modüler reaktörler: Sessiz nükleer devrim
Nükleer enerji artık dev santrallerle sınırlı değil. Küçük modüler reaktörler (SMR) daha güvenli ve esnek bir model sunuyor. Türkiye, enerji arz güvenliğini sağlamak için bu teknolojiyi gündemine almalı.
Bursa’nın rolü
Bursa, otomotivden makineye, savunma sanayinden yazılıma kadar uzanan üretim ekosistemiyle, enerji teknolojilerinin merkezi olabilir. Siro’nun varlığı, bu potansiyelin canlı kanıtı. Yerli batarya üretimi, hidrojen teknolojileri, yenilenebilir enerji ekipmanları ve SMR bileşenleri… Bursa, sadece Türkiye’nin otomotiv üssü değil, enerji teknolojileri üssü haline gelebilir.
Son söz
Enerji bağımsızlığı artık petrol kuyularına değil; batarya hücrelerine, hidrojen tesislerine ve mikro reaktörlere bakıyor. Türkiye bu dönüşümde yalnızca tüketici değil, üretici olmalı. Bursa ise bu hikâyede yalnızca sahnede değil, başrolde yer alabilecek kapasiteye sahip. Çünkü geleceğin enerjisi, yalnızca volt ve watt’la değil; vizyon, teknoloji ve stratejiyle üretiliyor.