İlk köşe yazımın konusuna karar vermeye çalışırken, gazetemizin değerli başyazarı Sayın Ahmet Emin Yılmaz’ın 4 Ağustos 2025 tarihli köşe yazısında kaleme aldığı “Bursa’da projesi olmayan metro hattının temeli mi atıldı?” başlıklı yazısı bana ilham verdi.
3 Ocak 2023’te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli atılan Görükle Metro Projesi hepimizde büyük bir heyecan yaratmıştı. Açıklamalara göre proje; Uludağ Üniversitesi ile Görükle arasında, yaklaşık 5.5 kilometre uzunluğunda ve iki duraktan oluşan bir hat olarak planlanmıştı. Ancak geçen zaman içinde anladık ki, bu proje temel atmaktan ileriye gidememiş.
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun verdiği bir demeçte, “Uludağ Üniversitesi ile Görükle arasındaki hattı, geçmişte Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle yapma konusunda mutabık kalmıştık. Büyükşehir Belediyesi’nden projeyi yapıp teslim etmesini bekliyoruz” ifadeleri, projenin temel atmaktan bir adım ileriye gitmemiş olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Bu gelişme, Görükle’de yaşayan herkes gibi beni de hayal kırıklığına uğrattı. Üstelik tek sorun bu değil. Görükle’ye ulaşımda zaten uzun süredir ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
Bugün itibariyle, Uludağ Üniversitesi Metro İstasyonu’ndan Görükle’ye ulaşım, BURULAŞ bünyesindeki 4G ve 35G hatlı otobüslerle ya da minibüslerle sağlanıyor. Ne var ki bu araçlar, Görükle’ye gitmeden önce üniversite içerisindeki tüm duraklara uğruyor. Öğrenciler ve aileler için bu durum zamanla adeta bir çileye dönüşüyor. Çünkü bu araçlar yalnızca Görükle’ye gitmek isteyenler tarafından değil, aynı zamanda Uludağ Üniversitesi içinde bulunan KYK yurtlarına ya da farklı fakültelere ulaşmak isteyenler tarafından da yoğun şekilde kullanılıyor.
Oysa ki, üniversite içi ulaşımda 35R kodlu ring hatları da mevcut. Ancak mevcut düzenlemede 4G ve 35G hatları da bu iç güzergâhlarda ilerlediği için, hem ciddi bir yoğunluk oluşuyor hem de Görükle’ye gitmek isteyenlerin yolculuk süresi uzuyor.
Peki çözüm mümkün mü? Elbette mümkün.
Bugün Görükle Göçmen Konutları, Hasanağa TOKİ, Kayapa TOKİ ve Balkan Mahallesi gibi noktalara doğrudan otobüs seferleri sağlanıyor. Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlar, Uludağ Üniversitesi’nin dışında kalan peronlardan kolayca evlerine gidebiliyor. Görükle halkı ise, kampüs içindeki peronlardan binen öğrencilerle birlikte “koltuk kapmaca” oynamak zorunda kalıyor. Bu da ulaşımı hem yavaşlatıyor hem de çileye dönüştürüyor.
Artık zamanın değeri her zamankinden daha kıymetli. Bu yüzden Görükle halkının ulaşım süresini uzatmayan, doğrudan ve verimli bir ulaşım sistemiyle buluşturulması, yerel yönetimlerin öncelikleri arasında olmalı. Hem projesi rafta bekletilen metro hattı için hem de mevcut otobüs hatlarının yeniden planlanması için adım atılması, Görükle’de yaşayan binlerce vatandaşın hayat kalitesini artıracaktır.
Ulaşım bir lüks değil, temel bir haktır.
Değerli Olay okurları, yaşadığınız bölgede karşılaştığınız olumsuzlukları ya da sorun olarak gördüklerinizi bize yazıp gönderirseniz, çözüm için biz ilgili yerleri uyarmış oluruz.