Bursa susuzluğun eşiğinde… Her damlanın kıymetini bilmezsek, yarın musluktan akacak tek şey pişmanlık olacak.
Bursa susuzluğun eşiğinde
Her şeyin bir bedeli var, ama suyun bedeli yok. Çünkü suyun alternatifi yok. Bugün Bursa’da yaşadığımız tablo, bize bu gerçeği her zamankinden daha net hatırlatıyor.
Baraj seviyeleri mevsim normallerinin çok altında. Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (BUSKİ) verilerine göre, kentteki barajların ortalama doluluk oranı yüzde 0,5–0,7 civarında, bazı kaynaklara göre ise %0,25’e kadar gerilemiş durumda. Özellikle şehrin içme suyu ihtiyacının büyük kısmını karşılayan Nilüfer Barajı ve Doğancı Barajı neredeyse boşalmış durumda; bazı kaynaklarda doluluk oranı %0 olarak bildiriliyor.
Uludağ’ın kar suları artık şehrin ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. Kuraklık, artan nüfus ve plansız su kullanımı derken, “susuzluk” kelimesi her geçen gün daha da yaklaşıyor. Uzmanlar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yeraltı su seviyelerinin alarm verdiğini ve iklim değişikliğinin etkisiyle önümüzdeki yıllarda su kıtlığının daha ciddi boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor.
Günlük hayatta su israfı
Ne var ki günlük hayatımıza baktığımızda bu tabloyu ciddiye alanların sayısı az. Musluklar gereksiz yere açık kalıyor, bahçeler gün ortasında sulanıyor, araçlar hortumla yıkanıyor. Her birimizin “benim kullanımım ne fark eder ki” dediği o küçük ihmal, toplandığında devasa bir israfa dönüşüyor.
Eğer her Bursalı günde sadece bir litre daha az su tüketse, bu şehrin yıllık su tüketiminde milyonlarca litrelik bir tasarruf anlamına gelir. Küçük bir fark, büyük bir geleceği kurtarabilir.
Kurumsal sorumluluk şart
Ama mesele yalnızca bireysel farkındalıkla sınırlı değil. Yerel yönetimlerin, sanayi kuruluşlarının ve inşaat sektörünün de sorumluluk alması gerekiyor.
-
Yeni binalarda yağmur suyu depolama sistemlerinin zorunlu hale gelmesi
-
Yeşil alanlarda arıtılmış gri su kullanımı
-
Fabrikalarda su geri kazanım teknolojilerinin teşvik edilmesi
Artık bir tercih değil, zorunluluk.
Eğitim ve farkındalık
Okullarda ve kamu kurumlarında su tasarrufu eğitimleri ve bilinçlendirme kampanyaları da şart. Su, yalnızca içme ve temizlik için değil; tarım, enerji üretimi, gıda ve sanayi üretimi gibi temel alanların sürdürülebilirliği için de hayati önemdedir.
Gelecek için her damla önemli
Unutmamak gerekir ki suyun azalması sadece musluktan akmaması demek değil. Tarımdan sanayiye, enerji üretiminden gıda güvenliğine kadar her alanda zincirleme bir krizin habercisi bu. Bugün farkına varmazsak, yarın su değil, hayatın kendisi akmayacak.
Bursa’nın bereketi, Uludağ’ın serinliği, derelerimizin sesi geleceğe taşınsın istiyorsak, bugünden başlamak zorundayız.
Sen de musluğu bir dakika erken kapat, geleceğe bir damla umut bırak.
Unutma, her damla bir hayat, her hayat bir gelecek.
İZZET EĞİN
izzetegin@olay.com.tr