Olay Gazetesi Bursa

Maketten saadet zinciri

Bir zamanlar Türkiye, Banker Castelli adını ezbere bilirdi, meşhur Banker Yalçın’da onlardan biriydi. Yüksek faiz, kolay kazanç vaatleriyle binlerce kişiyi kandıran bu saadet zinciri, geride yıkılmış hayatlar ve bitmiş umutlar bırakmıştı. “Yalçın Nereye Koşuyor” adıyla Emin Çölaşan kitap bile yazmıştı. O dönem yaşananlardan ders çıkarıldığı sanılıyordu. Ama görünüşe göre sadece yöntem değişti, zihniyet aynı kaldı. […]

Bir zamanlar Türkiye, Banker Castelli adını ezbere bilirdi, meşhur Banker Yalçın’da onlardan biriydi. Yüksek faiz, kolay kazanç vaatleriyle binlerce kişiyi kandıran bu saadet zinciri, geride yıkılmış hayatlar ve bitmiş umutlar bırakmıştı. “Yalçın Nereye Koşuyor” adıyla Emin Çölaşan kitap bile yazmıştı. O dönem yaşananlardan ders çıkarıldığı sanılıyordu. Ama görünüşe göre sadece yöntem değişti, zihniyet aynı kaldı.

Bugün yeni bir saadet zinciri sessizce büyüyor: inşaat sektöründe.

“Maketten konut” satışıyla insanlar geleceğe dair umutlarını, yılların birikimini müteahhitlere teslim ediyor. Renkli broşürlerde, dev billboardlarda, örnek dairelerde her şey kusursuz görünüyor. Ancak iş teslim tarihine gelince, o maketler birer hayale dönüşüyor.

Ne ev var ortada, ne para…

Yıllarca biriktirdiği parasını inşaat firmasına yatıran binlerce aile bugün mağdur. Kimisi yıllardır bekliyor, kimisi davalarla boğuşuyor. Bir kısmıysa hem parasını hem güvenini kaybetti.

Bu sistem, aslında Banker Castelli dönemindeki saadet zincirlerinden farksız.

O zamanlar insanlar “faiz geliri” için parasını kaptırıyordu, şimdi “ev sahibi olma hayali” için. Her ikisinde de umut sömürüsü var. Her ikisinde de denetimsizlik, boşluklar, görmezden gelinen uyarılar…

Devletin ve yerel yönetimlerin bu alanda etkin bir denetim mekanizması kurması artık bir zorunluluk. Hatta geç kalınmış bir durum.

Maketten satışlar için tamamlanma garantisi, teminat hesabı veya sigorta zorunluluğu getirilmedikçe, bu zincir kırılmayacak.

Gelinen noktada ise hak arama süreci mahkemelere taşınıyor.

Savcılıklar tutuklama kararları veriyor, şirketlere kayyum atanıyor. Ancak dava sürecinin ne kadar süreceği belli değil. Dosyalar yığınla, davalar tam bir kördüğüme dönmüş durumda.

Hakimlerin işleri de bir o kadar zor; bir yanda imara aykırı imalatlar, diğer yanda ödemesinin bir kısmını yapmış ama evine kavuşamayan mağdurlar… Duran inşaat faaliyetleri, iflaslar, icralar…

Neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.

Ve biz, tüm bu denklem içinde hakimden adalet dağıtmasını bekliyoruz.

Oysa ortada adaleti ayakta tutacak sağlam bir zemin kalmadı.