Olay Gazetesi Bursa

Yeni karanlık çağ

Kötülük sardı dünyanın dört bir yanını. Biri bitmeden bir başka coğrafyada başlıyor çatışma. Ülkeleri yönetenlerin geçmiş dünya savaşlarından ve etnik çatışmaların yarattığı acılardan hiç ders almamış oldukları anlaşılıyor. İtalya’nın önde gelen siyasi analistlerinden Ezio Mauro, yeryüzünü kaplayan bu durumu “karanlık çağ” olarak tanımlıyor. Doğru. Çünkü şiddetin, kavganın, savaşların yarattığı hava kapkaranlık. Hiçbir şey gözükmüyor… Bu […]

Kötülük sardı dünyanın dört bir yanını.

Biri bitmeden bir başka coğrafyada başlıyor çatışma.

Ülkeleri yönetenlerin geçmiş dünya savaşlarından ve etnik çatışmaların yarattığı acılardan hiç ders almamış oldukları anlaşılıyor.

İtalya’nın önde gelen siyasi analistlerinden Ezio Mauro, yeryüzünü kaplayan bu durumu karanlık çağ olarak tanımlıyor.

Doğru.

Çünkü şiddetin, kavganın, savaşların yarattığı hava kapkaranlık.

Hiçbir şey gözükmüyor…

Bu durumdan daha kötüsü, insanın yaşananlara karşı artık şaşırmıyor olması.

Uluslararası ilişkilerde olsun, ülkelerin iç siyasi sistemlerinde olsun, yaşanılan tuhaf, abes diyebileceğimiz ne kadar acayiplik varsa bunları normalleştirme eğilimi başladı insanlarda.

Bugünün dünya düzeni, 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulmuştu. Uluslararası ilişkiler sağlamaya yönelik ortak kurumlar artık işlevsizleşti. Otoriter rejimlerin artması, uluslararası hukuku bir yana itip ben yaptım oldu diyen liderler işbaşında.

Latin Amerika’nın Kesik Damarları, Gölgede ve Güneşte Futbol, Kucaklaşmanın Kitabı gibi pek çok esere imza atmış Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, bir denemesinde, sözcüklerin belirttikleri şeye benzemediklerini yazıyordu. Altını çizdiğim bu küçük cümle bugün yaşadıklarımızı en iyi anlatan sözcüklerden oluşuyor.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi toplandı.

Toplantı sırasında ve sonrasında yapılan açıklamaları gazetelerde okuyup, televizyonlarda dinlerken Galeano’nun sözlerini düşündüm.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıya katılanlara karşı yaptığı konuşmada İsrail’e karşı kenetlenmek boynumuzun borcu dedi.

Bu sözleri İsrail’in 13 gündür sürdürdüğü saldırıları yaptığı günlerde dillendirdi.

Oysa aynı İsrail Gazze’de aylardır eşi benzeri görülmemiş şiddet uyguluyor.

Daha başka ne olmalı ki, İslam ülkeleri kenetlenebilsin?

Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan bu toplantıdan sonra, muhafazakâr görüş çizgisinde yayın yapan Millî Gazete, toplu fotoğrafın altına Toplandılar ve yine kınamalarla yetindiler! spotunun altına şöyle manşet atmış: Masa başında savaş kazanılmaz! Masada değil, cephede toplanalım. Gazetenin 22 Haziran günlü nüshasında yayımlandı bu sözler.

Beni en çok şaşırtan Doğu Perinçek’in Aydınlık gazetesi oluyor. Aslında uzun zamandır bambaşka bir dünyada oldukları izlenimi veriyor gazetenin yayınları.

İran ve İsrail arasında ateşkes sağlanınca, 25 Haziran günlü Aydınlık gazetesi şu manşetle çıktı: ABD – İsrail pes etti.

Haber, İran’ın silahlı direnişi ABD – İsrail’in planını bozdu. Netenyahu ve Trump, İran nükleer programının yok edilmesi hedefine ulaşamadı diye yayımladı.

Doğu Perinçek’in kafası, İran’ın liderleriyle aynı işliyor.

Epeydir ortaya çıkmayan İran’ın dini lideri Ali Hamaney, 26 Haziran günü sosyal bir mesajla ortaya çıktı.

Hamaney’in mesajı şöyle: Büyük İran milletine birkaç tebrik iletmeyi gerekli görüyorum: Öncelikle sahte Siyonist rejime karşı kazanılan zaferden dolayı tebriklerimizi iletiyoruz. Siyonist rejim, bütün bu gürültüyle, bütün bu iddialarla neredeyse çöküyordu ve İslam Cumhuriyeti’nin altında eziliyordu.

İkinci tebrik ise sevgili İran’ın Amerikan rejimine karşı kazandığı zaferle ilgili. Amerikan rejimi, savaşa doğrudan girdi. Çünkü girmezse Siyonist rejimin tamamen yok edileceğini hissetti. Ancak bu savaştan hiçbir şey kazanmadı. Burada da İslam Cumhuriyeti kazandı ve karşılığında Amerika’ya sert bir tokat attı.

Hamaney’in mesajı böyle.

Bu mesajı okuyan hemen herkese bu sözler bildik gelmiştir.

Otoriter liderlerin ortak kullandıkları sözcüklerin dillendirilmişi çünkü.

İşin ilginci, üç lider de, Hamaney, Netenyahu ve Trump da bu savaşı kazandıklarını söylüyor.

Tarih bize gösterdi ki, istisnalar dışında savaşların kazananı olmamıştır.

Günümüz, karanlık çağında yapılan savaşlarda, tarafların tümü kazanıyor. O zaman niye duruyorsunuz?

Savaşa devam…

Hamaney, Zaferinizi kutlayın diyor İran halkına…

Siyonistler dediğin ülke, senin genelkurmay başkanını, devrim muhafızları komutanını, on bilim insanını evinde, arabasında nokta atışı ile vurdu.

Buna rağmen zafer kazandık diyorsunuz.

Müthiş bir düşünce yapısı.

Daha böyle çok zafer kazanırsınız!..