Olay Gazetesi Bursa

PYD savaşı her geçen gün yaklaşıyor

Amerika’nın PYD’ye 4 bin tır silah yardım yapması asla tesadüfi değil. Sınırlarımızda büyük bir savaş planlanıyor. Amerika Birleşik Devletleri dünyaya yön verecek gücün belirleneceği savaşta rakiplerini etkisiz hale getirmek için her yolu deniyor. İpek Yolu projesine destek veren tüm ülkelere yaptırım uygulamak istiyor. Türkiye’yi kendi hizasına çekmek en çok arzu ettiği noktalardan birisi durumda. Çünkü binlerce km […]

Amerika’nın PYD’ye 4 bin tır silah yardım yapması asla tesadüfi değil. Sınırlarımızda büyük bir savaş planlanıyor.

Amerika Birleşik Devletleri dünyaya yön verecek gücün belirleneceği savaşta rakiplerini etkisiz hale getirmek için her yolu deniyor. İpek Yolu projesine destek veren tüm ülkelere yaptırım uygulamak istiyor. Türkiye’yi kendi hizasına çekmek en çok arzu ettiği noktalardan birisi durumda. Çünkü binlerce km uzaktan Ortadoğu’yu yönetmek hiç de kolay değil. Ortadoğu üzerinde söz hakkı olmayan bir devletin süper güç olması da mümkün değil.

Türkiye, yüzyıllarca cihana yön vermiş bir neslin evlatları olduğu için etki gücü yüksek bir devlet. İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak tanınması bunun en bariz göstergesi.

PKK’nın bitme noktasına gelmesi sonucunda savaşın sınırlarımız dışına taşınması kaçınılmaz olmuştu. FETÖ’nün de Türkiye topraklarında geri dönüşümsüz olarak defedilmesiyle birlikte Amerika iyice hüsrana uğradı. DEAŞ diye kurulan örgütün de fayda getirmemesiyle birlikte mevcut durumda Amerika’nın Ortadoğu’da sarılabileceği tek müttefiki PYD oldu.

PYD’yi şartlar olgunlaşınca Türkiye’yi durduracak bir örgüt olarak görüyorlar. Türkiye’de siyasi iklim sarsıldığı zamana harekete geçecek ve Türkiye’yi bekleyen akıbetin Irak ve Suriye gibi olması için girişimde bulunacaklar.

PYD’nin Türkiye’ye saldırmak için büyütüldüğünü görmemek için kör ya da sağır olmak gerekiyor. Sınırımızda büyük bir mücadele olacak. Nasıl ki FETÖ son çare olarak darbe ile yönetimi ele geçirmek istediyse Amerika da son çare olarak silahlı müdahalede bulunarak Türkiye’yi kendi himayesi altına almak isteyecektir.

Bizim yapmamız gereken ülkede ayrılık oluşturabilecek her türlü konudan uzak durarak, birleştirici ve ortak yönlerimizin ön plana çıkarılmak olmalıdır.

ZEKA KIYIMI

Ülkemizdeki en büyük meselelerden birisi insanlar arasındaki yadsınamaz imkan eşitsizlikleridir. Çok zeki olmasına rağmen çevreden yönlendirme alamadığı için hak ettiği konuma yükselemeyen binlerce vatandaşımız var.

Selçuklu Devletinin büyük veziri Nizamülmülk, göreve geldikten sonra devlet bütçesindeki en büyük payı eğitime ayırmış ve ülkenin ücra köşelerindeki çocukların devlette aktif görev almasının önünü açmıştır. Büyük araştırma birimleri kurmuş ve bilime hizmet eden bir devlet profili ortaya çıkarmıştır.

Ülkemizde de aynı hamle Öğretmen ve İmam Hatip liselerinin kurulmasıyla gerçekleşti. Gariban Anadolu çocukları bu liseler sayesinde eğitim gördüler ve şu anda ülke yönetiminde ciddi söz sahibi haline geldiler. Ancak mevcut durumumuz hala yetersiz.

Çocuklara mesleklerin neler yaptığı yeterince anlatılmıyor. Üniversiteye gittikten sonra bölüm değiştirmek isteyen, mesleği ile kişiliği örtüşmediği için mutsuz yaşayan, aile baskısı yüzünden istediği yere gidemeyen binlerce gencimiz var. Bunları çözmek bizim önemli gündem maddelerimiz arasında yer almalı.

Üniversite sınavında derece yapıp, tıp fakültesine giden bir gencimizin hayatını takip ediyoruz ve ömür boyu aile hekimi olmak istediğini öğreniyoruz.

Lise sınavında Türkiye birincisi olan gencimiz bilgisayar bağımlısı olduğu için okulunu bitiremiyor. Bunlar bizim yüreğimizi parçalayan örneklerden sadece birkaçı…

Eğer dünyada söz sahibi olmak istiyorsak en önce insan kaynaklarımızı doğru kullanmak zorundayız. Gençlerimizin büyük çoğunluğu zekâ kıyımına uğruyor. Gençlerin gündeme gelmeyen meselelerine eğilen bir irade olmadığı müddetçe ilerleme ve gelişmelerin kalıcı zemini asla olmayacaktır.