Olay Gazetesi Bursa

10 binlerce üniversiteli nerede kalacak?

Telefonun diğer ucundaki dostumuz hayli dertliydi: “Mustafa Bey, aile dostumuzun kızı Bursa’da üniversiteyi kazandı ancak kalacak yeri yok. Kredi Yurtlar Kurumu’na başvurdu ama yedeklerde. Sıra gelir mi bilmiyoruz.” Bursa’da yaklaşık 80 bin üniversite öğrencisi var değerli okurlar. Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtların kapasitesi kaç dersiniz? Sadece 9 bin. Peki nerede kalacak geriye kalan 10 binlerce öğrenci? Bir kısmı […]

Telefonun diğer ucundaki dostumuz hayli dertliydi:

Mustafa Bey, aile dostumuzun kızı Bursa’da üniversiteyi kazandı ancak kalacak yeri yok. Kredi Yurtlar Kurumu’na başvurdu ama yedeklerde. Sıra gelir mi bilmiyoruz.

Bursa’da yaklaşık 80 bin üniversite öğrencisi var değerli okurlar.

Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtların kapasitesi kaç dersiniz?

Sadece 9 bin.

Peki nerede kalacak geriye kalan 10 binlerce öğrenci?

Bir kısmı cemaatlerin yurtlarında, bir bölümü özel yurtlarda, bazıları ÇEK yurtlarında ama büyük bölümü aylık kirası bin liradan başlayan evlerde.

Çoğu Anadolu’dan gelen yoksul  veya orta sınıf ailelerin çocukları, üç otuz parayla hem beslenme ihtiyaçlarını giderecek, hem ders kitaplarına para yetiştirecek, hem de kira ödeyecek.

Tiyatro, sinema, sergi gibi sosyal ihtiyaçları saymıyorum bile.

Simit saraylarında fiyatı 7,5 liradan satılan simitle bile beslenseler  geçinemezler. 

O halde bu yıl da Bursa, koca bir yurt kriziyle karşı karşıya.

Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlet ve eğitim hakkı parasız olmalı.

Ancak 3 milyon nüfusa sahip metropol kent Bursa’da üniversite öğrencilerinin sadece yüzde 10’unun barınabileceği kapasitede devlet yurdu hizmet veriyor.

Yetkililer ne diyor bu işe?

İkinci yazıda…

 

Rektör de şikayetçi

 

Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir‘le konuşuyoruz yurt sorununu.

Bir dokunuyor, bin ah işitiyorum.

Karademir de yurt sorununun farkında.

Sosyal medya hesabından, “Eğitim kalitesi, geleceğin kalitesini ve özgürlüğün derecesini belirleyecektir. Eğitim şart” diye yazmış.

Eğitim sadece dersliklerde verilmez. Eğitim kalitesini artırmak istiyorsak öğrencinin yaşam kalitesini de artırmalıyız” diyerek devam etti.

Karademir de yurt sorunundan şikayetçi ama sadece şikayet etmekle kalmamış, Gençlik ve Spor Bakanlığı düzeyinde girişimlerde bulunmuş, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile görüşmüş.

Ayrıca BTÜ’nün 2019-2020 eğitim-Öğretim yılı açılış törenine Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Muharrem Kasapoğlu geliyormuş.

Bakan Kasapoğlu, yeni yurt yapımı konusunda destek sözü vermiş.

Ayrıca önümüzdeki aylarda Bursa Teknik Üniversitesi öncülüğünde, Büyükşehir Belediyesi ve Müftülük yetkililerinin de katılımıyla yurt çalıştayı yapılacakmış.

Amaç, tüm kurumların elini taşın altına koyacağı bir çözüm bulmak.

 

Bursa ve Eskişehir kıyaslaması

 

Bursa’nın nüfusu yaklaşık 3 milyon, öğrenci sayısı 80 bin.

Eskişehir’in nüfusu yaklaşık 900 bin, öğrenci sayısı 130 bin!

Bu çarpıcı istatistik, Eskişehir’in tam bir öğrenci kenti olduğunu gösteriyor,

Bursa’nın ise nüfusuna oranla öğrenci fakiri bir kent olduğunu ortaya koyuyor.

Zaten tüm araştırmalar üniversitelilerin yaşayabileceği en ideal kentin Eskişehir olduğunu gösteriyor.

Çünkü Eskişehir, yurtları, kafeleri, kültür ve gençlik merkezleri, sinema salonları, sosyal yaşam alanları, eğlence hayatı ve kent yerlilerinin  öğrencilere olan yaklaşımıyla, üniversiteli gençler için biçilmiş kaftan.

Bursa ise üniversitelilerin dersten sonra, sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak mekanlardan yoksun bir kent.

Kent merkezinden hayli uzak mesafede olan Görükle’ye hapsolmuş bir öğrenci kitlesi var.

Tablo maalesef bu.

 

Çevre katilleri

 

15 Eylül Dünya Çöp Toplama Günü, bilmem kaç kişinin haberi var.

Doğrusu benim de böyle bir günden haberim yoktu MHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Cemil Aydın, ağaç diplerine bırakılan çöp fotoğraflarını yollayana kadar.

Fotoğraflar; Ulubatlı Hasan Bulvarı, İzmir Yolu Caddesi, Bursalı Tahir Caddesi, Gazcılar, Uluyol, Darmstadt ve Çekirge Caddesi’nden çekilmiş.

Yani Bursa’nın 3 merkez ilçesinde de tablo aynı.

Ağaç diplerine bırakılan çöpler, hem çevreye kötü koku yayıyor, hem ağaçlara zarar veriyor hem de görüntü kirliliği yaratıyor.

Cemil Aydın, ‘çöp toplama kutusu eksikliği elbirliğiyle giderilmeli ve vatandaş daha bilinçli olmalı‘ diyerek kibar bir açıklama yapmış ama ağaç diplerine,

arterlere, sokak aralarına gelişigüzel çöp atmak düpedüz sorumsuzluktur.

Yerel yönetimler her köşe başına çöp konteyneri koysa bile 2 adım yürümekten aciz olanlar, yine sağa sola çöplerini savuracak, şüpheniz olmasın.