Olay Gazetesi Bursa

AK Parti 2002 ruhuna dönmeli

AK Parti, kurulduğu günden bu yana ilk kez böylesine derin bir kırılma yaşıyor. Daha önce, parti içi iktidar mücadelelerin cılız çekişmeleri kamuoyuna yansımadı değil. Ancak bu kez çok farklı bir durum var. 15 Temmuz‘dan bu yana dalga dalga gelen operasyonların AK Parti‘ye yansımaları, partinin birlik ve beraberlik ruhunu zedeliyor ve partinin yetkili isimlerinden bu gidişe […]

AK Parti, kurulduğu günden bu yana ilk kez böylesine derin bir kırılma yaşıyor.

Daha önce, parti içi iktidar mücadelelerin cılız çekişmeleri kamuoyuna yansımadı değil.

Ancak bu kez çok farklı bir durum var.

15 Temmuz‘dan bu yana dalga dalga gelen operasyonların AK Parti‘ye yansımaları, partinin birlik ve beraberlik ruhunu zedeliyor ve partinin yetkili isimlerinden bu gidişe dur diyecek tek bir ses de çıkmıyor.

Daha açık bir ifadeyle AK Parti‘nin hiçbir yetkilisi, “Durun yahu ne oluyor? Hiçbir partilimizin, bu karanlık yapıyla işi olamaz” demedi/diyemedi.

Aksine, parti içinde cemaatle bağı olan çok sayıda ismin olduğunu ve bu kişilerin tasfiye edilmesi gerektiğini ima eden Metin Külünk ve Mehmet Metiner gibi milletvekillerinin sesi daha gür çıkıyor, bu siyasetçilerin açıklamaları tabanda karşılık buluyor.

Ancak, 11 yıldan bu yana güçlü temeller üzerine inşa edilmiş iktidar-cemaat ittifakının faturasını birkaç AK Partiliye çıkarmak, ne adil ne de samimi bir davranış olur, pratikte de hiçbir sonuç vermez.

Kanımca AK Parti‘lilerin tartışması gereken daha önemli konular var.

Şu 3 soruyla devam edelim:

-2007’ye kadar ittifak yaptığımız liberal, merkez sağ, Kürt sorununa duyarlı aydınlar ve demokrat kesimlerle neden köprüleri attık?

-Partiye neden milli görüşçüler hakim oldu?

-Batı dünyasıyla neden istikrarsız bir ilişki yürütüp, yüzümüzü Ortadoğu ve Arap dünyasına çevirdik?

Aslında bu 3 soru hep aynı kapıya çıkıyor.

AK Parti bunları yaptığı için cemaat ve cemaatvari güçlerle işbirliği yapmak zorunda kaldı.

Oysa AK Parti’nin kurulduğu ilk yılları hatırlayın.

Avrupa ülkeleri, laik kimliğinden dolayı Türkiye‘yi diğer İslam ülkelerine örnek gösteriyor, AB ile ilişkiler de sorunsuz sürüyordu.

Oy oranı bugünkü kadar yüksek değildi ancak çok farklı kesimlerin destek verdiği, merkeze yakın parti kimliğini koruyordu.

O yıllarda, kimi sosyal demokratların hatta sosyalistlerin AK Parti‘ye oy verdiğini biliyoruz.

12 Eylül referandumunda, AK Parti‘nin bu kesimlerle işbirliği yaptığını da unutmayalım.

Ancak 2007’de başlayan süreçle birlikte ittifak dağılmaya başladı ve parti gün geçtikçe milli görüş çizgisine savruldu.

Bugüne gelirsek…

AK Parti, geçmişte olduğu gibi siyasi yelpazenin farklı kanatlarıyla sağlam bir işbirliğine gitmeye çalışıp, toplumsal uzlaşma ararsa, ne ala.

Aksi halde, belki oy oranları düşmeyecek ancak toplumsal uzlaşı bir başka bahara kalacak.

 

——————-

 

“Darbe girişimini en iyi Kılıçdaroğlu anlatır”

 

AK Parti Bursa‘da, merkez siyasete yakın birkaç isim sayın deseler, hiç kuşkusuz ilk akla gelen isim Sedat Yalçın olur.

Ayrıca yıllarca il başkanlığı yapıp, milletvekili olamayan az sayıdaki siyasetçiden biridir Yalçın.

Yalçın şimdi, Ata Bulvarı’nda ortağı olduğu şirkette işini yapıyor.

İzin dönemimde bir kahve içimlik ziyaretine gittiğim Yalçın’la gündemi konuştuk.

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili bir önerisi var Yalçın‘ın:

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun rolü bu süreçte çok önemli. Darbe girişimini, Avrupa’ya en iyi o anlatabilir. Kılıçdaroğlu, Avrupa başkentlerini dolaşıp, darbe girişiminin Türkiye’de demokrasi ve parlamenter rejimi hedef aldığını anlatması çok etkili olur. Hem Avrupa ikna olur, hem de siyasi uzlaşma adına fevkalede yararlı bir girişim olur.

 

—————–

 

Trafik çilesi bitsin

 

Yaz ayları kabus gibi geçti Bursalılar için.

Artık trafik sıkışıklığı sadece sabah mesai başlangıcı ve akşam mesai çıkışlarında yaşanmıyor, günün her saatinde, her dakikasında karşımıza çıkıyor.

Görünen o ki Mudanya Köprülü Kavşağı da trafiği rahatlatmaya yetmeyecek.

Ve korkarız ki okulların açıldığı 19 Eylül‘den sonra daha büyük trafik sıkışıklıkları sürücüleri bekliyor.

19 Eylül gelmeden acil tedbir alınmalı.

Bu tedbirlerin başında da, daha önce de yazdığımız gibi, mesai saatlerinin bölünmesi var.

Yetkililere duyurulur.