Olay Gazetesi Bursa

Aktaş ve Bozbey canlı yayına çıksalardı

23 Haziran’a sayılı günler kaldı. Şu günlerde Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu‘nun çıkacağı canlı yayın konuşuluyor. Çünkü 2002’den bu yana AK Partili üst düzey bir siyasetçi ilk kez, muhalefet temsilcisiyle karşı karşıya gelmeyi  kabul etti. İyi de olur. Çünkü demokrasisi gelişmiş  ülkelerde rakip adaylar, en az 3 kez canlı yayına çıkarak seçmene kıyaslama imkanı tanırlar. Ancak  ‘Biz tek, […]

23 Haziran’a sayılı günler kaldı.

Şu günlerde Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu‘nun çıkacağı canlı yayın konuşuluyor.

Çünkü 2002’den bu yana AK Partili üst düzey bir siyasetçi ilk kez, muhalefet temsilcisiyle karşı karşıya gelmeyi  kabul etti.

İyi de olur.

Çünkü demokrasisi gelişmiş  ülkelerde rakip adaylar, en az 3 kez canlı yayına çıkarak seçmene kıyaslama imkanı tanırlar.

Ancak  ‘Biz tek, onlar çok‘ gerekçesini ileri süren AK Partililerin, muhalefet temsilcileriyle programlara çıkmama gibi prensip kararları vardı bugüne kadar.

Yıldırım ile İmamoğlu’nun canlı yayına çıkacak olması, 31 Mart öncesi Bursa kamuoyuna yansımayan bir hadiseyi hatırlattı bana.

Tıpkı İstanbul gibi Bursa seçimlerinin de başa baş geçeceği öngörülüyordu.

Hatta Millet İttifakı adayı Mustafa Bozbey’in önde olduğunu gösteren anketler çıkmaya başlamıştı.

AK Parti’nin muhalefet temsilcileriyle programlara çıkmama kararına rağmen, seçimden yaklaşık 2 ay önce Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a, “Mustafa Bozbey’le OLAY TV’de canlı yayına çıkar mısınız?” diye sordum.

Çıkarım” dedi ama “Bozbey’e bir sor, bakalım o ne diyecek” diye de ekledi.

Bozbey’in hemen kabul edeceğini biliyordum.

Beklediğim gibi Bozbey de kabul etti, hatta programı çok istediğini söyledi.

Aktaş’a Bozbey’in kararını hatırlattığımda, “Ben de çok   isterim ama partinin eğilimini biliyorsun. Yine de son hafta tekrar değerlendirelim” dedi.

Yani iki adayın da eğilimi programa çıkmak yönündeydi.

Hatta program neredeyse kesinleşmiş ve  Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bayhan‘la detayları konuşmaya başlamıştık.

Ancak program olmadı.

Olmadı çünkü AK Parti Genel Merkezi, prensip kararını 31 Mart seçimlerinde de bozmadı.

Bu kararı Bursa için  bozmuş olsalardı, diğer kentlere de yansıması olabilirdi.

Aktaş ve Bozbey canlı yayında karşı karşıya gelemediler ve seçimi AK Parti kazandı.

Şimdi şu soruları sormaktan alamıyorum kendimi:

Program olsaydı, kimin işine yarardı?

Aktaş, daha mı farklı kazanırdı?

Yoksa Bozbey, program sayesinde avantajlı duruma mı geçerdi?

Veya iki ismin canlı yayına çıkmalarının sandığa etkisi olur muydu?

Cevapları kestiremiyorum.

 

Liderlerin aynı masada buluştuğu günler mazide kaldı
 

Yıl 1991, Türkiye genel seçimler arifesinde.

Ve seçime katılan liderler, Can Okanar moderatörlüğünde TRT 1‘de  aynı masa etrafında canlı yayında karşı karşıya gelmişlerdi.

Kimler mi katılmıştı programa?

-Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz.

-Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel.

-Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanı Erdal İnönü.

-Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan.

-Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit.

-Sosyalist Parti Genel Başkanı Doğu Perinçek.

Nereden nereye…

 

Ocaktan’la sohbet
 

AK Parti bayramlaşması öncesinde meslektaşlarla çay içerken, 23. Dönem Bursa Milletvekili ve Karar gazetesi köşe yazarı Mehmet Ocaktan geldi.

Bir ayağı Bursa’da olan Ocaktan’la bayramdan bayrama karşılaşıyoruz.

Ocaktan için AK Parti’nin muhalif isimlerden biri dersem bilmem yanlış olur mu?

Nitekim eleştirilerini yüksek sesle dillendirmekten geri durmuyor.

Sohbetimizde de aynı düşüncelerini paylaştı.

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını ve YSK kararının yanlış olduğunu ileri sürdü.

Yeni kurulacak partiyi de konuştuk Ocaktan’la.

En geç ekim ayında kurulur, aksi halde geç kalırlar. Ancak Davutoğlu ile Ali Babacan-Abdullah Gül ikilisinin beraber hareket edip etmeyeceği belli değil” dedi.

Ocaktan, eleştirilerine rağmen AK Parti kimliğini terk etmiş değil.

Nitekim, törende protokoldeki yerini aldı ve ismi anons edildi.

 

Demek ki oluyormuş
 

Haberin özeti şöyle:

Navigasyon teknolojisi şirketi Tom Tom tarafından 6 kıta, 56 ülke, 403 şehirde yapılan araştırmalarda, listede bulunan Türkiye’deki 10 şehirden en büyük değişim Bursa’da görüldü.Yapılan araştırmada, Bursa’nın trafik sıkışıklığı 2017 yılındaki 68. sıradan yüzde 5 gerilemeyle 2018 yılında 160. sıraya geriledi.”

Araştırmayı Hollanda menşeili bir şirket yapıyor.

Yani Büyükşehir Belediyesi ile bir bağlantısı yok.

Peki ne oldu da Bursa’da trafik kısmen de olsa rahatladı?

Yeni yollar mı açıldı?

Ana arteler mi genişledi?

Köprülü kavşak, batçık türü yatırımları mı yapıldı?

Yeni toplu ulaşım hatları mı inşa edildi?

Hiçbiri olmadı.

Sadece küçük dokunuşlarla trafik rahatladı.

Masrafsız, maliyetsiz, bütçesiz dokunuşlar…

Demek ki neymiş:

Trafiği sadece maliyeti yüksek ulaşım yatırımlarıyla değil, bilimin rehberliğinde akılcı yaklaşımlarla rahatlatmak da mümkünmüş.