Olay Gazetesi Bursa

Bu sene dur de

Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu’nun raporuna göre 2019’da 474 kadın, erkekler tarafından katledilmiş. 2018’de öldürülen kadın sayısı 440’dı. 2017’de ise 348 kadın cinayete kurban gitmiş. *** Geçen yıl öldürülen kadınların 7’si hamileydi, 155’inin çocuğu vardı. 474 kadının 152’sinin kim tarafından öldürüldüğü, 101 kadının ise nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi. Kadınların 292’si evinde, 52’si sokak ortasında katledildi. *** İstatistikler kadın cinayetlerinin azalmadığını aksine her yıl istikrarlı […]

Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu’nun raporuna göre 2019’da 474 kadın, erkekler tarafından katledilmiş.

2018’de öldürülen kadın sayısı 440’dı.

2017’de ise 348 kadın cinayete kurban gitmiş.

***

Geçen yıl öldürülen kadınların 7’si hamileydi, 155’inin çocuğu vardı.

474 kadının 152’sinin kim tarafından öldürüldüğü, 101 kadının ise nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadınların 292’si evinde, 52’si sokak ortasında katledildi.

***

İstatistikler kadın cinayetlerinin azalmadığını aksine her yıl istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koyuyor.

O halde, zaman zaman kamuoyunda çok sert tepkilere neden olan kadın cinayetlerini önlemek için hayata geçirilen tedbirlerin işe yaramadığı anlaşılıyor.

Veya tedbirlerin yeterli olmadığı ortaya çıkıyor.

***

Kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın cinayetlerini engellemek için 622 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair bir kanun var.

O kanunun uygulanmasına yönelik yönetmeliğin 22. maddesi, “hakimler, şiddet uygulayanın veya şiddete uğramamış olsa bile korunan kişinin, yakınlarına, şiddetin tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmamasına ilişkin karar verebilir” der.

Kanun sadece bu yönetmelikle sınırlı değil.

Kadınları maddi olarak güçlendiren, başta kimlik değiştirmek gibi önemli haklar tanıyan kanun, adı gibi kadınları korumayı amaçlıyor.

***

Peki bu kanun etkin bir şekilde uygulanabilmiş mi?

Hayır.

Nitekim geçen yıl öldürülen kadınların 358’inin koruma kararı olup olmadığı bile bilinmezken, 104 kadının herhangi bir uzaklaştırma ve koruma kararı olmadığı kesin.

***

Kırıkkale’de çocuğunun gözleri önünde vahşice öldürülen Emine Bulut’un elinde koruma ve uzaklaştırma kararı yoktu.

Bulut, öldürülmeden önce de eski kocasından şiddet görmüştü.

Eğer koruma ve uzaklaştırma kararı olsaydı belki de bugün Bulut aramızda olacaktı.

Elazığ’da 48 yaşındaki 3 çocuk annesi Kabire Atamaz, 20 Ağustos’ta evinin önünde ölü bulundu.

Kendisini öldürmekle tehdit ettiği için hakkında defalarca şikayet olduğu ve 2 kere uzaklaşırma kararı aldırma talebinde bulunduğu patronu Ömer Cankara tarafından öldürülmüştü talihsiz kadın.

Talebi yerine getirilmiş olsaydıKabire Atamaz da bugün yaşıyor olabilirdi.

***

2020’nin en büyük sorunlarından biri kadına şiddet ve kadın cinayetleridir.

Ve bu sorun saman alevi misali kamuyounda birkaç gün süren şiddetli tepkilerle değil, yasaların tam olarak uygulanmasıyla çözülebilir.

 

En çok satan kitaplarda şaşırtan tablo

Hürriyet’ten İhsan Yılmaz, 2019’da Türkiye’de en çok satan 10 kitabı yazmış.

Listenin başında Ahmet Ümit’in ‘Aşkımız Eski Bir Roman’ isimli kitabı var.

Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı da 300 bin satış rakamıyla ikinci sırada.

Listeyi görünce karamsarlığa kapıldım.

Türkiye’nin en çok okunan kitabı sadece 330 bin satmış.

Oysa geçmiş yıllarda Orhan Pamuk’un 1 milyondan fazla satan romanlarını hatırlıyoruz.

Bir de listede popüler kitaplara ve yerli yazarlara rağbet olduğunu görüyoruz.

Öyle ki listede tek bir yabancı yazar yok.

Kuşkusuz en çok satan yazarlar arasında değerli isimler var ancak mesela 2 yıl önce Fransız Akademisi’ne seçilen Amin Maalouf gibi dünyanın sayılı edebiyatçılarından biri yok.

Bu arada bendeniz de en çok okunan ilk 10 kitaptan sadece birini okumuşum.

2020’de ilk işim, ortak akla uyarak en çok okunan o 9 kitabı edinmek olacak.

Küçük bir düzeltme

Yılbaşı kutlamalarına değindiğim dünkü yazımda, “…Ancak daha da önemlisi İslam dünyası için böylesine önemli bir günü, yılbaşına alternatif olsun diye kutlamak, hem yılbaşını kutlayan milyonları, hem de Mekke’nin Fethi gibi kutsal bir günün içini boşaltır” diye yazmışım.

Doğru ifade ‘… hem yılbaşını kutlayan milyonları ötekileştirir…” olacaktı.

Yazıyı gözden geçirirken, ‘ötekileştirir’ kelimesini silmişim belli ki.

Silince de böyle ortaya anlamsız bir cümle çıkmış.

Hata için özür dilerim.