Olay Gazetesi Bursa

Kimi köpek maması ister kimi başıboş köpeklerden şikayet eder

Siyaset, bir uzlaşma sanatı ise AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez, bu tanıma cuk oturuyor. Büyükşehir belediye başkanı ile de sorunu yok, ilçe belediye başkanı ile de… İl başkanıyla da arası gayet iyi, diğer ilçe başkanlarıyla da son derece uyumlu çalışıyor. Dün Cömez ile bir araya geldik. Bizim gazeteden İhsan Aydın’ın bulunduğu, ilçe yönetim […]

Siyaset, bir uzlaşma sanatı ise AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez, bu tanıma cuk oturuyor.

Büyükşehir belediye başkanı ile de sorunu yok, ilçe belediye başkanı ile de…

İl başkanıyla da arası gayet iyi, diğer ilçe başkanlarıyla da son derece uyumlu çalışıyor.

Dün Cömez ile bir araya geldik.

Bizim gazeteden İhsan Aydın’ın bulunduğu, ilçe yönetim kurulu üyesi Erkan Er’in de eşlik ettiği buluşmada Osmangazi’yi konuştuk.

Malum Osmangazi, Bursa’nın en  büyük ilçesi.

Diğer ilçelerde olduğu gibi Osmangazi’nin 136 mahallesinde, mahalle başkanları görev yapıyor.

136 başkan, mahallenin muhtarı gibi çalışıyor adeta.

Mahalle sakininin yol sorunu mu var?

Mahalle başkanı ilçe başkanına, ilçe başkanı da belediye başkanına iletiyor sorunu.

Mahalle sakininin ulaşım sorunu mu var?

Mahalle başkanı ilçe başkanına, ilçe başkanı da büyükşehir belediye başkanına aktarıyor sorunu.

Mahalle sakininin su veya doğalgaz sorunu mu var?

Mahalle başkanı ilçe başkanına, ilçe başkanı BUSKİ ve Bursagaz yetkililerine bildiriyor sorunu.

Peki, “Vatandaşın en büyük sorunu nedir?”  diye soruyorum Cömez’e.

Ulaşım ve trafikmiş.

Ayrıca çok büyük bir otopark sorunu varmış.

Bu durum aslında Osmangazi’nin geçmiş yıllardan aldığı kötü mirasa dayanıyor.

Çarpık ve kaçak yapılaşma nedeniyle Osmangazi’de boş  alan neredeyse yok.

Mesela mahalleye park yapılacak.

Önce birkaç dönüm arsayı kamulaştırmanız lazım.

2, 2,5 milyon liraya kamulaştırdığınız arsanın üzerine  1 milyon liralık da imalat yapıyorsunuz.

Böylece parkın size maliyeti 3, 3,5 milyon lira oluveriyor.

Cömez, “Bu parayla Nilüfer’de 10 tane park yapılır” diyerek, iki ilçe arasındaki farkı dile getirdi.

Her mahallenin kendine özgü sorunları olduğunu da anlattı Cömez.

Mesela Kükürtlü’de yaşayanlar, sokak hayvanlarına mama sorununu aktarırken, Yunuseli’nde yaşayanlar ‘Ne olacak bu başıboş hayvanlar?” diye şikayette bulunuyormuş.

Almanya aşı zorunluluğunu tartışırken…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bir dozun yetersizliğinin bilinmesine ve ısrarlı uyarılara rağmen ikinci doz aşısını olmayan 5 milyon 166 bin 607 kişi var. Üçüncü dozda ise beklenen seviyenin çok altındayız. Sadece 12 milyon 180 bin 234 kişi üçüncü doz aşısını oldu. Bu, yetişkin nüfusun yüzde 20,01’ine karşılık geliyor. Aşınızı olun” dedi.

Sağlık Bakanı, pandeminin başından bu yana benzer açıklamalar yapıyor.

Kah topluma sitem ediyor, kah vatandaşı uyarıyor, kah isyan ediyor.

Bizde işler böyle yürürken Almanya, aşıyı zorunlu hale getirmeye hazırlanıyor.

Başbakan Angela Merkel’in eyalet başbakanlarıyla geçen hafta yaptığı toplantıda, riskli gruplarla temasta olan sağlık personeline aşı zorunluluğu getirilmesi için bir yasa tasarısı hazırlamasını istedi.

Almanya aşıyı zorunlu hale getirmeye hazırlanırken, bizde aşı karşıtları lebalep mitinglerde seslerini yükseltiyor, Sağlık Bakanı her akşam halkına sitem ediyor.

Bursa’da gübre stokçuluğu gündemdeyken Cumhurbaşkanı bir kez daha uyardı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısından bir bölüm:

“Yüksek kurdan döviz alıp daha da yükselmesini bekleyenlerin, haksız kazanç peşinde koşanların sonu hüsran olacaktır. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum, vekil arkadaşlarıma sesleniyorum. Stokçulara evelallah bu ülkeyi biz mezar edeceğiz. Stokçuluk dinimizde haramdır.”

Aklı başında herkesin altına imza atacağı bir açıklama bu.

Yeri gelmişken hatırlatalım:

Siyasetçiler, ziraat odası başkanları, üretici  birliği başkanları geçen haftadan bu yana bir firmanın Karacabey’de 10 bin ton gübre stoku yaptığını söylüyorlar.


Hırsızlar su saatlerine dadandı

Herkes, altın fiyatlarına odaklandı ancak bakır fiyatları da arşa çıktı.

Bakır ve değerlenen diğer metaller hırsızların iştahını kabartıyor.

Geçenlerde bir arkadaşımın evine hırsız girmiş.

Ne çalmış biliyor musunuz?

Su saatini!

Ayrıca su saati dışında evde ne kadar metal eşya varsa çalıp, götürmüş bu uyanık hırsız.

Bakır ve metallerin yanı sıra plastik de değerlenince, elektrik kablosu hırsızlığı vakalarının da arttığını duyuyorum.

Aman dikkat.