Olay Gazetesi Bursa

Köylüleri ikna edemeyen yatırımcı noterden taahhütname verdi!

Büyükorhan’ın Karaağız Köyü’nde biyokütle enerji santrali yapımı, yatırımcı firma ile köylüleri karşı karşıya getirdi. Daha önce de değinmiştim, Satem Enerji ve Büyükorhan Belediyesi ortaklı, orman atıklarından elde edilecek enerjiyi elektriğe dönüştürecek olan 16 milyon Euro’luk santral ÇED raporu almasına rağmen henüz kurulamadı. Çünkü köyde yaşayan bazı yurttaşların bu yatırıma itirazı var. Öyle ki geçen haftalarda […]

Büyükorhan’ın Karaağız Köyü’nde biyokütle enerji santrali yapımı, yatırımcı firma ile köylüleri karşı karşıya getirdi.

Daha önce de değinmiştim, Satem Enerji ve Büyükorhan Belediyesi ortaklı, orman atıklarından elde edilecek enerjiyi elektriğe dönüştürecek olan 16 milyon Euro’luk santral ÇED raporu almasına rağmen henüz kurulamadı.

Çünkü köyde yaşayan bazı yurttaşların bu yatırıma itirazı var.

Öyle ki geçen haftalarda santral karşıtı yürüyüş yaptılar.

Konuyla ilgili önceki gün ilginç bir gelişme yaşandı.

Santrali yapmayı planlayan Satem Enerji yetkilileri noter kanalıyla Bursa Valiliği Toprak Koruma Kurulu Başkanlığı’na taahhütname verdi.

Taahhütnamede şunlar vadediliyor:

“Hayvan atıkları, kentsel atıklar, sanayi, hastane, lastik, kömür petrol türevleri ihtiva eden ürünleri kesinlikle tesisimizde kullanmayacağımızı, Çevre Kanunu’na ve yönetmeliklere uyacağımıza, kapasite arttırımı, proses değişikliği veya ilave tesis yapılması öncesi ilgili kurumlara bilgi verilerek izin alacağımıza, çevre ekolojik dengenin bozulmaması, çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik tedbirlere riayet edeceğimizi taahhüt ederiz.

Yukarıda belirtilen kullanılmaması gereken objeleri kullanıldığının tespiti halinde yasal tüm cezai müeyyedelerin şirketimizin uygulamasına itiraz dahi etmeyeceğimizi, kabul, beyan ve taahhüt ederiz.”

Şirket yetkililerin taahhüdü bu şekilde.

Konunun uzmanı olmadığım için santralin yöreye olan etkilerini TMMOB İKK eski Genel Sekreteri ve Elektrik Mühendisleri Odası eski Başkanı Remzi Çınar’la konuştum.

Çınar, öncelikle konuyu detaylı bir şekilde incelemek gerektiğini ve ondan sonra sağlıklı bir görüş sunabileceğini söyledi.

Ancak ilk etapta şunları söyledi:

“Şirket sahibinin taahhüt vermesi olumlu bir adım. Ancak konu hassas. Biyokütle santrallerinde iki türlü enerji elde etme yöntemi var.

Biri yakma yöntemi, diğeri fermantasyon yöntemi. Yakma yönteminin çevreye zararlı olduğunu söyleyebilirim. Ancak orman atıklarından enerji elde edilmesinde fermantasyon yöntemini uygulamak çok zor.”

Çınar şunu da hatırlattı:

“Yakın zamanda Bulgaristan’da yakma yöntemini gerçekleştiren 5 biyokütle santrali kapatıldı.”

Şirket yetkililerinin ve Remzi Çınar’ın görüşlerini paylaştım.

Öyle anlaşılıyor ki konu yörede tartışılmaya devam edecek.

 

FETÖ’cü üniversitenin açtığı son dava da düştü

 

Gazetenin avukatının gönderdiği Yargıtay kararınının son paragrafında, “Davacı üniversitenin olağanüstü hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelere ekli listede belirtilen kuruluşlar arasında yer aldığı ve hak ile alacaklarının Hazine’ye devredildiği anlaşıldığından, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18 01 2018 gününde oy birliğiyle karar verilmiştir” deniliyordu.

Mahkemenin sözünü ettiği üniversite Orhangazi Üniversitesi…

Efendim hadisenin özeti şöyle:

Yöneticileri bugün cezaevinde olan Orhangazi Üniversitesi’nin avukatları, yazılarım nedeniyle biri 17-25 Aralık öncesi olmak üzere 3 dava açmıştı bana ve Olay gazetesine.

Daha önce mahkeme kararlarını köşeme taşıdığım için davaların içeriğine girmeyeceğim.

Merak edenler arşive bakabilir.

Davaların tümünde mahkemeler bizi haklı görmesine rağmen,“Cemaat Üniversitesi’ne sigara parasına arsa tahsisli” yazımı  temyize (Yargıtay) taşımışlardı üniversitenin avukatları. 

Ancak 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Orhangazi Üniversitesi’ne Hazine el koymuştu.

Doğrusu Yargıtay’ın nasıl bir karar vereceğini merak ediyordum.

Yargıtay, Orhangazi Üniversitesi’nin 15 Temmuz sonrası tüzel kişiliğini kaybettiğini hatırlatarak, yerel mahkemenin kararını usulden bozdu.

Hukukçulara Yargıtay kararının ne anlama geldiğini sordum.

Davacının (Orhangazi Üniversitesi) tüzel kişiliğini kaybetmesinden ötürü, davanın düştüğünü söylediler.

Benzer bir durumla Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali de karşı karşıya.

Edebali, zamanında üniversitenin kaçak yapılarını mühürleyip,  FETÖ’cülere karşı yüreğini ortaya koyarak mücadele etmiş bir belediye başkanıdır.

Tam 11 dava açmışlardı Edebali’ye de.

O davaların akibetini sordum Edebali’ye.

Yargıtay, 11 davanın tamamını tüzel kişiliğini kaybettiği için düşürmüş.

Yeri gelmişken Edebali’yi bir kez daha yürekten kutluyorum.

Sigara parasına arsa tahisinin üzerine gittiği, üniversitenin kaçak yapılarını mühürlediği ve ölüm tehditlerine rağmen FETÖ’cülerle kora kor mücadele ettiği için.

Zaman herkesin hakkını veriyor ama kısa ama uzun vadede…

 

Rüya gibi…

 

Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ediyor…

Miting meydanlarından hakaretamiz sözler yükselmiyor…

Muhalefet partilerinin seçmenleri birbirlerinin adaylarına imza vererek dayanışmanın en güzel örneğini sergiliyor…

Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler ideolojik farklılılarına rağmen işbirliği yapabiliyor…

İslamcı Saadet Partisi ile sosyal demokrat CHP yan yana gelebiliyor…

Allah’ım rüyada mıyız demekten alamıyorum kendimi!