Olay Gazetesi Bursa

Taleplerimiz karşılanmazsa 700 bin kişi işsiz kalır

Pandemi sürecinden en büyük darbeyi alan esnaf, zor günler geçiriyor. BTSO Hizmet Ticaret Konseyi Başkanı Turgay Güler, yarın yasaklar  kalksa bile esnafın üçte birinin dükkanını açamayacağını belirterek, “Sektörde 2 milyon aile ekmek yiyor. 110 bin işletmemiz var. İşletme başına ortalama 19 işçi düşüyor.  Yüzde 30’u giderse, 700 bin kişi işsiz kalacak demektir.” dedi. AK Parti […]

Pandemi sürecinden en büyük darbeyi alan esnaf, zor günler geçiriyor. BTSO Hizmet Ticaret Konseyi Başkanı Turgay Güler, yarın yasaklar  kalksa bile esnafın üçte birinin dükkanını açamayacağını belirterek, Sektörde 2 milyon aile ekmek yiyor. 110 bin işletmemiz var. İşletme başına ortalama 19 işçi düşüyor.  Yüzde 30’u giderse, 700 bin kişi işsiz kalacak demektir.” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala’ya sorunlarını aktardıklarını belirten Güler, 4 acil çözüm istediklerini anlattı: Devlet, esnaf alacaklarından vazgeçsin. Hibe kredi verilsin. Esnaf, mücbir sebep kapsamına alınsın. Geçmiş krediler ötelensin. Güler, her akşam tek işinin, borcunun ne kadar yükseldiğini hesaplamak olduğunu belirterek, “Düşünsenize, 75 gündür bu psikolojiyle yaşıyoruz” diye konuştu.

—————–

Pazartesi Söyleşileri’nde bu hafta esnafın sorunlarını konuştuk.

Konuğumuz BTSO Hizmet Ticaret Konseyi Başkanı Turgay Güler.


İLK KEZ SOKAĞA ÇIKIYORUZ

BTSO temsilcilerini bugüne kadar sokak eylemlerinde hiç görmedik. Bu ilk diyebilir miyiz?

Aslında bu eylemleri BTSO’na mal etmek ne kadar doğru ama İbrahim Başkan’ın (Burkay) bilgisi dahilinde oldu. Bu projeyi  Nilüfer Kent Konseyi ile yürütüyoruz. Benim görevimden dolayı da böyle göründü. Biz de çok memnunuz.

Neden, sokağa çıkmak yerine, farklı yöntemlerle hak arama mücadelesini tercih etmediniz?

 Ben 1983 yılından bu yana vergi mükellefiyim. Esnaflık baba mesleğim. Biz sokağa çıkmak nedir, hiç bilmedik. Çünk biz esnafız ve hep uyumlu olduk. İlk kez böyle bir şey oluyor. Yani ilk defa bizim sektörümüzden birileri açıklama yapıyor. Tabii bunun nedeni 100 yılda bir gelen pandeminin bize denk gelmesi.

Süreç nasıl gelişti?

2020 Mart ve Kasım 2020 olarak süreci ikiye bölelim. İlk dönemi, devletin verdiği desteklerle inanın rahat geçirdik. O dönem bize neler yapıldı? Mücbir sebep ilan edildi. Yani  icra, haciz, senet protestosu gibi bize dışarıdan gelecek tüm kötülüklere karşı korudu.  Mülk sahiplerine ve alacaklılara karşı koruyarak, onlara bekleyin denildi. Bir de o zaman tüm sektörlerde olduğu gibi krediler verildi. Çok güzel geçti ve tekrar tekrar teşekkür ederiz devlete. Haziran’da mekanlarımızı tekrar açtık. Temmuz, ağustos ve eylül aylarında işlerimiz güzeldi. En azından 60-70 günlük kapanmayı telafi edebildik. Ancak 20 Kasım geldi ve yeniden kapandık. Bu kadar kötü olacağını hiç tahmin etmemiştik. Bir tek biz kapandık. Evet eğlence mekanları da hiç açılmadı ama yeme-içme sektörünün büyük bölümünü kafe ve restoranlar oluşturuyor. Sadece bunlar kısıtlandı ve paket servisi yapacaksınız denildi.


“PAKET SERVİSİ ORANI SADECE YÜZDE 5”


Paket servisinin yeme içme sektöründe payı ne kadar?

9Yeme içme sektöründe paket servisinin oranı sadece yüzde 5.  Acaba kasım ayından sonra paket servisi oranı yükseldi mi diye merak ettim.  Paket servisi yapanların ciroları da düşmüş.  Onun da belli sebepleri var. Ama soruyorum, bir kafe, lokanta, restoran neyi paketleyecek?  Çayı, kahveyi mi paketleyecek?  Yüzde 95’i yandı. Çünkü para bırakan müşteri paket değil masa müşterisi.

Sonra ne oldu?

20 Kasım’da dediler ki paket servisine devam edin. Bazı kararlar alınacak ve rahatlayacağız sandık. Aralık ayının ilk haftası geldi ve hiçbir şey açıklanmadı. İbrahim Burkay’a gidip yardım istedim. İbrahim Başkan’a dedim ki, bu sektöre hibe kredisi şart. Bakan yardımcılarıyla Zoom toplantısı yaptık.  Aradan bir hafta, 10 gün geçti yine hiçbir gelişme yok. Hazine ve Maliye Bakanı’na gidelim dedik. Yine bakan yardımcılarıyla görüşüp, derdimizi onlara da anlattık. Bakan yardımcıları, haklısınız, sorunlarınızı ileteceğiz dediler. İlerleyen günlerde gene bir şey yok.  Artık, bu böyle olmayacak, basın açıklamalarına başlayalım dedik.  Her pazartesi, dertlerimizi anlatıp sesimizi duyurma kararı aldık. İlk basın toplantısını yaptık. Daha sonra yine,  İbrahim Başkan’dan  TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile bizi görüştürmesini rica ettik. Hisarcıklıoğlu ile yaptığımız online toplantı  4,5 saat sürdü. Herkesi dinledi, ben bir soru yöneltip, nefes kredisini sordum. Hisarcıklıoğlu’na, geçmişteki kredilerin ödenmediğini, kasada para olmadığını söyledik. O zaman, biz ne yapalım diye sordum. Dedi ki, basın açıklamalarınıza devam edin ve ilinizdeki   hükümet partisinin vekilleri ve il başkanı ile  görüşüp derdinizi anlatın. Bursa Milletvekili Refik Özen ve Efkan Ala Bakanımız ile görüştük. Bizi dinleyen Ala, “Bugüne kadar amacımız dolu olan hastanelerin yoğun bakımlarını azaltmaktı. Şükür azaldı, bundan sonra kısıtlamalardan etkilenen sizlerin sorunlarına odaklanacağız” dedi.


TALEPLERİMİZ HAYATİ

Tam olarak talepleriniz neydi?

Efkan Ala’ya , “Tamam hükümetin parası yok ve  borçlu, bunu biliyoruz. Bari devlet kısıtlamaya uğrayan sektörlerden alacaklarını almasın.”  Çünkü  geçmişten gelen borçlar var. Önce bunun alınmamasını istedik. Mümkünse silinsin, değilse ötelensin. Bir de mücbir sebep kapsamına alınmasını istedik esnafın.  Çünkü mülk sahibi, 2 haklı ihbardan sonra, esnafı kapının önüne koyabilir. İşimize geri dönmemiz için mücbir sebep kapsamına alınmamız gerekir açılacağımız güne kadar.  Şu an tüm esnafın borcu var ve artık borç alacağımız yer de yok. Mümkünse hibe kredisi dağıtılsın, değilse 6 ay geri ödemesiz krediye de razıyız. Çok önemli bir konu daha var. İşletmelerin yüzde 20’sinin elektrikleri kesik, sayacları da sökük. Çünkü Limak, borcu olan esnafın elektriklerini kesip, sayaclarını söktü. Elektriği kesik dükkanı nasıl açacaksınız? Gideceksiniz Limak’a. Limak diyecek ki parayı ver, eski borcunu kapatayım, bir de sonlandırılan aboneliğini yenileyeyim.  Bunların hepsi para. Nereden bulacağız? Kredi yapılandırılmasının ödemesi mart ayında başlıyor. Bizimkilerin ödemesi hala ötelenmedi. Mart ayında ödeyemezsek, yapılandırma kalkıyor ve borcun nereye dayanacağını hesap edin.


Neden sadece elektriği kesmek yerine sayaçlar  söküldü?

Bir şekilde elektriği açma imkanı olmasın diye.


“DESTEK VERİLMEZSE 700 BİN KİŞİ İŞSİZ KALABİLİR”

Yarın esnafla ilgili tüm yasaklar kalksa, ne olur? Kaç iş yeri açılır?

Yasak kalksa bile esnafın yüzde 30 ile 35’i iş yerlerine geri dönemeyecek.

Bunun istihdama etkisi ne olur?

Türkiye’de bizim sektörde 2 milyon aile ekmek yiyor. 110 bin işletmemiz var. İşletme başına ortalama 19 işçi düşüyor.  Yüzde 30’u giderse, 700 bin kişi işsiz kalacak demektir. Bakın, biz 2019 yılında 135 milyar lira ciro yapan bir sektörüz. 2 milyon insana aş, ekmek veriyoruz. Yıllık 16 milyar lira KDV ödüyoruz. İlk defa zora düştük halkımızın sağlığı için. Şimdi destek zamanı. Bugün ihracat iyi gidiyor. İnanın ihracatçılar çok şükür diyorlar. Benim hiçbir şansım yok. Her akşam tek yaptığım şey, bugün borcum ne kadar çoğaldı diye hesap yapmak. Bu psikolojiyle 75 gün yaşadığınızı düşünsenize.


“YOL PARASI OLMADIĞI İÇİN AÇIKLAMAMIZA GELMEYENLER OLDU”

Hiç açılmayan işletmeler var. Meseleye bir de çalışanlar penceresinden bakalım. Mesela müzisyenler. Çalışanlar açısından durumu nasıl görüyorsunuz?

Müzisyen arkadaşlardan biri geçim sıkıntısı yüzünden hayatına son  verdi. Basın açıklamalarımız sırasında, müzisyen arkadaşlarımızı arayıp, neden gelmediklerini sordum. “Abi gelmek istiyoruz ama yol paramız yok” dediler. “O zaman, bir sonraki toplantıyı Kent Meydanı’nda yapacağız, gelin” dedim. Müzisyenler bizim sektörün gerçek ortakları. Onlar yevmiye ile geçinirler. Ama en ünlüsünden, ünsüzüne kadar hepsi perişan durumda.


HER ŞEYE RAĞMEN ÜMİTLİYİZ

Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz. Özellikle Efkan Ala ile yaptığınız toplantıdan beklentileriniz nelerdir?

Çok ümitliyiz. Efkan Ala’ya dedim ki, “Daha önce de toplantılar  yaptık, ilk defa yüreğime su serpildi. Gözlerinize baktığım zaman bizi anladığınızı ve dertlerimizi anlatacağınızı anladım.” Çok güzel konuştu, hatta kendisi de önerilerde bulundu. Bu taleplerimiz mutlaka karşılanmalı. Başka da çözümü yok.  Sorunlarımızın çözüleceği açıklamayı televizyondan gözümüz kırpmadan izleyeceğiz. Çünkü buna çok ihtiyacımız var.

FOTOĞRAFLAR: BİRCAN ÖRSEL