Olay Gazetesi Bursa

Türkiye için iftihar Uludağ Üniversitesi için mahçubiyet tablosu

Türkiye, henüz Dünya Sağlık Örgütü salgına karşı acil durum ilan etmeden koronavirüs tehdidine yönelik harekete geçti. Ve ilk adım olarak Bilim Kurulu’nu oluşturdu. Bilim Kurulu’na, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden, yetkin akademisyenler davet edildi. Kısa zamanda toplanan Bilim Kurulu hızla çalışmalarına başladı. Bilim Kurulu oluşturuldu da ne oldu peki? Dünyayı kasıp kavuran virüsün Türkiye’ye gelmesi geciktirildi. Bu nedenle Hacettepe’den Başkent Üniversitesi’ne, Gazi’den […]

Türkiye, henüz Dünya Sağlık Örgütü salgına karşı acil durum ilan etmeden koronavirüs tehdidine yönelik harekete geçti.

Ve ilk adım olarak Bilim Kurulu’nu oluşturdu.

Bilim Kurulu’na, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden, yetkin akademisyenler davet edildi.

Kısa zamanda toplanan Bilim Kurulu hızla çalışmalarına başladı.

Bilim Kurulu oluşturuldu da ne oldu peki?

Dünyayı kasıp kavuran virüsün Türkiye’ye gelmesi geciktirildi.

Bu nedenle Hacettepe’den Başkent Üniversitesi’ne, Gazi’den Çukurova Üniversitesi’ne, Gülhane’den Erciyes Üniversitesi’ne kadar, batıdan doğuya, kuzeyden, güneye Türkiye’nin dört bir yanından saygın üniversitelerin başarılı akademisyenlerinden oluşturulan Bilim Kurulu, bir iftihar tablosu bizim için.

“Bilim Kurulu’nda Uludağ Üniversitesi’nde hiçbir akademisyen yok mu?” dediğinizi duyar gibiyim.

Evet yok, maalesef yok.

Her yıl güncellenen dünya üniversiteler arası sıralamada, düzenli olarak geriye düşüyordu Uludağ Üniversitesi.

En iyi üniversiteler sıralamasında Uludağ Üniversitesi yok.

Akademik başarı sıralamasında Uludağ Üniversitesi yok.

Uluslarası hakemli dergilerde yayımlanmış makalelerde Uludağ Üniversitesi yok.

Ve son tahlilde Bilim Kurulu’nda da Uludağ Üniversitesi yok.

Geçmişten günümüze Uludağ Üniversitesi’ni yönetenlerin artık şapkasını önüne koyup düşünmesinin vakti gelmedi mi?

Elini taşın altına koymayan bankalar

Koronavirüs tedbirlerine bankalarımız da katıldı güya.

SMS ile müşterilerine şu mesajı yolluyorlar:

Değerli müşterimiz, sağlığınız bizim için kıymetli. Bankacılık işlemlerinizi öncelikli olarak mobil, internet ve ATM’lerden yapabilmenizi kolaylaştırmak için 1 ay boyunca EFT/havale işlemleri ücretsiz.

Son yasal düzenlemeyle EFT ve havalenin  1 liraya  indiğini bilmeyen biri, bankaların müşterilerine jest yaptığını zanneder.

Oysa zaten EFT ve havale bedava sayılır.

Bir de ATM’den nakit çekim limitlerini 5 bin liraya kadar yükseltmişler.

Bunu da bir jest gibi müşterilerine duyurdular.

Peki bankalar, olağanüstü şartlardan geçtiğimiz şu günlerde, kredi kartı borçlarının son ödeme tarihini değiştirdi mi?

Hayır.

Konut ve ihtiyaç kredilerinin son ödeme tarihlerini geçici bir süreliğine öteledi mi?

Asla.

Kredi faizlerini düşürdü mü?

Katiyen.

O halde, neredeyse tüm kurumların fedakarlık yaptığı bir dönemde, her yıl milyarlarca liralık kar elde eden bankalar, yine vatandaşı değil, kendilerini  düşündü.

Altın Karagöz ve Bursa Festivali ne olacak?

Koranavirüs nedeniyle etkinlikler bir bir iptal ediliyor veya erteleniyor.

İlk erteleme kararı yerel yönetimlerden geldi.

Ardından İçişleri Bakanlığı genelgesiyle kapalı mekanların birçoğu kapandığı için  kültür ve sanat etkinlikleri de iptal edildi.

Koronavirüs ne zaman etkisini yitirecek bilinmiyor ama 5 Haziran’da Bursa’nın en büyük 2 sanat organizasyonu başlıyor.

Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması ile Uluslararası Bursa Festivali…

Henüz bu iki organizasyonun iptal kararı alınmadı.

Ancak kamu sağlığı açısından ertelenmesi isabetli bir karar olacaktır hiç kuşkusuz.

Bu arada Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı ile ilgili bir haber vererek, yazıyı noktalayalım.

BKSTV’nin eski Genel Sekreteri Ahmet Erdönmez, Özer Matlı başkanlığındaki yeni yönetimin seçildiği genel kurul öncesi  görevinden ayrılmış.

Duyduğuma göre yeni yönetim, Erdönmez gibi maaşlı bir genel sekretere sıcak bakmıyormuş.

Bu nedenle yeni dönemde genel sekreter atanmayacakmış.

Hava kalitesi nasıl düzeldi?

Moral bozucu koronavirüs haberlerinden sonra yüzümüzü güldüren şu habere bakar mısınız:

“Koronavirüs salgını nedeniyle insanların büyük bir çoğunluğunun eve kapanması sonucunda hava kalitesinin gözle görülür bir iyileşme sürecine girdiği görüldü.Türkiye genelinde birçok şehirde 2 hafta önce hava kalitesi orta ve hassas derecede ölçülürken, dün saat 11.00 itibariyle aynı bölgede hava kalitesi iyi kalite olarak ölçüldü. Özellikle mega kent İstanbul’da hava kalitesinin Sultangazi dışında tamamen düzeldiği görüldü.

O halde bir kez daha şu acı gerçeği hatırlayalım:

Havayı kirleten, hayvanların yaşam alanlarını gasp eden, su kaynaklarını kurutan, özetle doğanın dengesini bozan sadece ve sadece insandır.