Olay Gazetesi Bursa

Uluslararası Bursa Festivali’ne yerel sanatçı ayarı

Geleneksel Uluslararası Bursa Festivali, pandemi nedeniyle ilk kez yapılmadı. BKSTV Başkanı Özer Matlı, bu yıl ilk kez yerel değerlerin öne çıktığı bir festival yapmayı hedeflediklerini belirterek, “ Maliyeti 15 milyon liranın üzerinde olan bir festival düzenleyecektik. Yurt dışından gelecek sanatçıların sayısının daha az, yerli sanatçılarımızın daha çok öne çıkacağı bir festival yapacaktık. Ancak pandemiye takıldık. […]

Geleneksel Uluslararası Bursa Festivali, pandemi nedeniyle ilk kez yapılmadı. BKSTV Başkanı Özer Matlı, bu yıl ilk kez yerel değerlerin öne çıktığı bir festival yapmayı hedeflediklerini belirterek, Maliyeti 15 milyon liranın üzerinde olan bir festival düzenleyecektik. Yurt dışından gelecek sanatçıların sayısının daha az, yerli sanatçılarımızın daha çok öne çıkacağı bir festival yapacaktık. Ancak pandemiye takıldık. Festivali, şehrin kendi değerlerini öne çıkaracak bir yere taşımamız gerekir” dedi. BKSTV’nin 3 ay değil 12 ay boyunca etkinliklere ev sahipliği yapacağını anlatan Matlı, yaklaşık 80 milyon liralık yeni Açıkhava Tiyatrosu’nun da Bursa’ya yakışacağını kaydetti.

BKSTV Başkanlığı görevinin yanı sıra Bursa Ticaret Borsası Başkanlığı koltuğunda da oturan Özer Matlı, tarımda hedeflerini anlattı. “Pandemi sayesinde tarımın değerini anladık” diyen Matlı, Pandemiyle gıda güvenliğini keşfettik ve gıda güvenliğinin parayla sağlanamayacağını gördük.  Köyleri boşaltmanın zararlarını yeni keşfettik. Tarım bir bebek gibidir, her zaman korunması gerekir. Biz tarımı biraz kötü yönettik” diye konuştu. Sosyal demokrat bir aileden gelen Matlı, dünya görüşüyle ilgili de, “Ben ekmek partisine üyeyim. Hafif muhafazakar ama değişime açık bir insanım” şeklinde konuştu.

————————–

Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Bursa Kültür Sanat Turizm Vakfı ve Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı.

Matlı ile BKSTV’nin yeni dönem hedeflerini ve Bursa Ticaret Borsası’nın faaliyetlerini konuştuk.

“AKTAŞ’IN RİCASIYLA GÖREVE GELDİM”

Özer Matlı, hem iş insanı, hem Bursa Ticaret Borsası  Başkanı, hem Bursa Kültür Sanat Turizm Vakfı Başkanı hem de TOBB Yönetim Kurulu Üyesi. Yani 4 kulvarda da varsınız. Son olarak BKSTV Başkanlığı görevini devraldınız. BKSTV Başkanlığı’na geliş hikayenizle başlayalım.

Sosyal sorumlulukla ilgili görevler şehri, çevreyi, toplumu sevmekle başlıyor. BKSTV’de Fatma Hanım’ın uzun yıllar çok büyük emeği vardı. Kendisine özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bizden önceki arkadaşlar faydalı işler yürüttüler. Fatma Hanım, işleriyle ilgilenmek için Büyükşehir Belediyesi’nden görevini bırakma talebinde bulundu. Büyükşehir Belediyesi de benimle iletişim kurdu. Daha fazla sosyalleşmek, daha fazla etkileşim sağlamak adına neler yapabileceğimizi konuştuk. Sivil toplum örgütlerindeki görevlerimden dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın ricası oldu. Ben de genç bir ekiple şehre katkı yapmak istedim. Genel kurulun tercihiyle de seçildik.

 

“3 DEĞİL 12 AY ETKİNLİK OLACAK”

   BKSTV’deki göreve seçildikten kısa süre sonra pandemi süreci başladı. Pandemi yeni dönemdeki hedeflerinizi etkiledi mi? Önümüzdeki aylarda nasıl bir BKSTV göreceğiz?

Sivil toplum örgütlerindeki görevlerimin yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde de bölge sorumluluğum var. Balıkesir’den Bursa’nın ve Kars’ın ilçelerine kadar 29 oda ve borsadan sorumlu olan TOBB yönetim kurulu üyesiyim. Her ilin kendine göre özellikleri var. Ben Karacabeyliyim. Karacabey’de görev yaparken, ilçenin longoz ormanlarını, harasını, TİGEM’ini ön plana çıkarmaya çalışırdık.  Ancak tüm bunları ilçeden ne kadar yapabilirsin? Biz yeni dönemde BKSTV’de sadece 3 ay değil, 365 günü nasıl yaşatabilirizi konuşuyoruz. Bursa zengin bir kent. Sanayi kenti olduğu kadar zengin bir tarih ve tarım kenti aynı zamanda. İtalya’nın Milano kentinde sokak çalgıcıları etkinlik yapıyor. Bizim de kentin değerlerini öne çıkarmamız gerekir. BKSTV’de de  yılın 12 ayı 365 gün etkinlik yaparak bir faydamız olacağını düşündük. İyi bir ekibimiz var, güzel bir yapı oluşturduk. Mart ayından itibaren  Uluslararası Bursa Festivali için hazırlık yaptık ama pandemi sürecine takıldık.

Bursa Festivali iptal edildi. Ayrıca sonbahar  konserlerinin de iptal edildiğini biliyoruz. Açıkhava 2020 sezonunu kapattı mı?

Festivali yapmak için paydaşlar bulmuştuk. Aslında biz Bursa Festivali’ni 25 Ağustos’ta yapacak ardından Türkiye’nin önemli sanatçılarıyla etkinlik zinciri oluşturacaktık. Aynı zamanda bir tiyatro etkinliği yaptık. Koltuklar arasına mesafe koyarak kapasiteyi 3 bin 500’den bin 200 kişiye düşürdük. Toplum pandemi sürecini iyi yönetemediği için biz de ara vermek zorunda kaldık. Ama kış mevsiminde Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

“YENİ AÇIKHAVA BURSA’YA YAKIŞACAK”

Yeni Açıkhava Tiyatrosu uzun zamandır gündemde. Ancak bu proje makette kaldı. Yeni Açıkhava Tiyatrosu ne zaman inşa edilecek? Yapımıyla ilgili sorun mu var?

Seçim süreci başlamadan önce Fatma Hanım ile görüşmüştük. Çünkü Fatma Hanım’ın sponsorluk ve zaman bakımından büyük emeği vardı. Fatma Hanım bize büyük hedefini anlattı. Üstü açılıp kapanan, yeni bir Açıkhava  Tiyatrosu’na  destek verdiğini, projelendirme maliyetinin büyük kısmını Durmazlar Makine’nin ödediğini söyledi.  Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da iradesini sergiledi. Üstü açılıp kapanabilen yeni açıkhava tiyatrosu için 2 ay önce bütçe revizyonu yapıldı. 75-80 milyon lira civarında. Büyükşehir Belediyesi bir miktar bütçe aktarabileceğini aktardı, sponsorluk konusunda da bizden bilgi istedi. Araya pandemi girdi. Ama proje rafa kalkmış değil. Kültürpark’ın Merinos tarafına bakan Altınceylan Tesisleri’nin sağında kalan noktada Bursa’ya yakışır, AKKM gibi bir eser yapacağız.

Ne zaman başlanacak?

Süreç başlayacak ama zamanını kestiremiyoruz. Pandemi nedeniyle insanlar eve kapandı. Hem inşaat yapma açısından hem de ülke ekonomisi olarak sıkıntı var.

 

“BURSA FESTİVALİ’NDE ARTIK YEREL DEĞERLERİMİZ ÖNE ÇIKACAK”

Geçen yıllarda Uluslararası Bursa Festivali’ne Bursalı firmaların sponsorluk noktasında yeterli katkıyı yapmadıklarını biliyoruz. Siz festivalin maliyeti için kaynak bulmuş muydunuz?

Bu yıl para bile kazanacaktık. Festival için Büyükşehir Belediyesi’nin katkısı 6,5 milyon liraymış, daha sonra 4,5 milyona düştü. Geçen yıl Büyükşehir Belediyesi’nin katkısı 3,5 milyon liraydı. Bu yıl 2,5 milyon liralık bir katkı yapacaklardı. Ancak biz maliyeti 15 milyon liranın üzerinde olan bir festival düzenleyecektik. Yurt dışından gelecek sanatçıların sayısının daha az, yerli sanatçılarımızın daha çok öne çıkacağı bir festival yapacaktık.Yani kendi değerlerimizin öne çıkacağı bir organizasyon olacaktı. Çünkü bu kentten, Zeki Müren’den Fettah Can’a kadar çok değerli sanatçılar çıkmış. Festivali, şehrin kendi değerlerini öne çıkaracak bir  yere taşımamız gerekir.  Belediyenin desteği, firmalarla ortak çalışmamız ve Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş üzerinden masrafları en aza indirecek bir çalışma yapmıştık. Bu da +1 milyon lira ile başlayacağımız bir organizasyon olacaktı. Önemli olan zoru başarmak. Biz de ticaret erbabıyız ve zoru başarırız.

 

“TÜM SİYASİ GÖRÜŞLERE SAYGILIYIZ”

Geçmiş yıllarda, bazı sanatçıların muhalif oldukları için  Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alamadıkları iddiaları gündeme geldi. Sizin sanatçı kriteriniz var mı?

Şehrimizin bir yaşam tarzı var. Maalesef davranışlarıyla örnek olmayan sanatçılar da var. Şarkı sözlerinde şiddeti ve uyuşturucuyu teşvik eden sanatçılarla çalışmak istemiyoruz. Herkesin kendine göre bir siyasi görüşü, oyu var. Siyasi görüşlerimiz farklı olsa da, sevdiğimiz bir şarkıyı hepimizin sevdiği bir sanatçıdan dinleme hakkımız var. Yeter ki temel değerlere saygılı olsun. Bulunduğumuz yerin temel amacı da budur.

 

“RANTA KARŞI TARIMI KORUMALIYIZ” 

Bursa Ticaret Borsası 96. yılını kutladı önceki hafta. BTO, Bursa ekonomisi adına ne anlam ifade ediyor?

Ne ifade etmiyor ki? Tarım ekonomisinden başlamak isterim. Önümüzde duran suların markası mesela. Bursa, süt endüstrisinden, incirine, şoklanmış gıda sektöründen armuduna kadar ulusal şirketlere, markalara sahip bir kent.  Bu gerçeği yok saymak kökümüzü inkar etmeye benzer.   Bursa için tekstil ve otomotiv başkenti diyoruz ama bu sektörlerde  fasoncuyuz. İyi bir yan sanayimiz var ama ilk kez TOGG ile yerli ve milli bir otomobilden bahsedeceğiz.  Bursa’yı tarımda kimse yok saymasın. 25 tarım markası sayabilirim. Türkiye’nin en büyük tarım fuarı Bursa’da yapılıyor. Türkiye’nin en modern ekipmanlarını kullanan Bursalı çiftçilerdir. Karacabey, Türkiye’nin tohumunu yetiştiren bir ilçe. Kentin dinamikleri olarak tarımı önemsiyoruz. Ama bir tehlikemiz var. Sanayileşmiş bir kentte tarımı dengeli götürmeliyiz. Ranta karşı tarımı korumalıyız.

 

“TARIMI BİRAZ KÖTÜ YÖNETTİK”

Son yıllarda tarım üreticileri, geçmiş yıllardaki gibi para kazanamadıklarını söylüyorlar. Buna katılıyor musunuz? Nerede hata yapılıyor?

Pandemi ile birlikte tarımın önemi ortaya çıktı. Geçmiş yıllarda paranızla ürün alabiliyordunuz. Ama pandemi sürecinde Avrupa ülkeleri birbirlerine maske vermedi. Pandemiyle gıda güvenliğini keşfettik ve gıda güvenliğinin parayla sağlanamayacağını gördük.  Köyleri boşaltmanın zararlarını yeni keşfettik. Tarım bir bebek gibidir, her zaman korunması gerekir. Tarımdan, teknoloji sektörü gibi para kazanmayı beklemeyin.  Tarım, korumanız ve sosyal politikalar üretmemiz gereken bir sektördür.  4 mevsimi yaşamamız, her ürünü yetiştirebilmemiz ayrı  bir avantaj.  Tarımı biraz kötü yönettik.

Bursa Ticaret Borsası, üreticinin daha fazla para kazanması için, ürününü katma değerli hale getirmesi için neler yapıyor?

En önemlisi coğrafi işaretler. Türkiye bunu daha yeni keşfediyor. Endüstriyel ürünler üretebilirsiniz ama Cumalıkız’ta kahvaltı bir zevktir. Şehir sanayisini  korurken, aynı zamanda bir turizm kenti olarak gelir seviyesini yükseltecek bir modeli düşündük. Şehri,  tarihiyle, doğal güzellikleriyle entegre edip, hizmet sektörünü ve yöresel mutfağı öne çıkaracak bir yere getirmeyi istiyoruz. Yoksa domatesi de koruyamayız, sanayileşme nedeniyle meyve bahçelerini söktüren bir kent oluruz.

 

“MANİPÜLASYONUN ÖNÜNE GEÇTİK”

Bursa Ticaret Borsası, Türkiye İhtisas Borsası’nın ana hissedarlarından biri. Ve TÜRİB projesine çok önem verdiğinizi biliyoruz. Bu konudaki değerlendirmenizi almak isteriz.

Burada bir bayrak yarışı var. Siyasette de yaparlar bunu ama biz hiçbir zaman geçmişimizi kötüleyemeyiz. Bizim başlangıç noktamız onların bize teslim ettiği yerdir. Bursa Ticaret Borsası olarak çıtayı yukarıda tutmamız gerekir.  Geçmişi kötülersek, adama sorarlar, sen ne fayda yarattın diye? Evet bizim yarattığımız en büyük fayda, borsa üzerinden rakamların manipüle edilemediği, iş yapılabilecek bir model yaratmak. Ülkemiz tarımında bir tarih yazıldı ve biz de bunun Bursa olarak ana oyuncularından biriyiz.   

 

“GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ”

Bir de İstasyon Bursa projeniz var. Bu projenizden de bahseder misiniz?

İstasyon Bursa, bir derdim vardan başladı. Gençlerle ilgili empati yapıyorum. Kendimi hem gençlerin yerine koyuyorum, hem de iş dünyasında gideceğim yeri görüyorum. Gideceğimiz yere baktığım zaman,  teknoloji var, e-ticaret var, e-digital var.  Belli yaşa gelmiş insanları teknolojiye entegre mi etmek, yoksa hazır olan gençlerle mi bu işe girişmek? Özel sektör olarak gençlere iş gücü yaratmaya çalışıyoruz. İkinci olarak da kültür sanat anlamında gençleri kazanacak, sorumluluk sahibi yapacak  bir  altın bilezik takmak lazım. İstasyon Bursa da bunun projesi. Türkiye’de  aktif duruma geçen 3. veya 4. proje. Mütevazılık yapmak istemiyorum ama şehrim adına iyi gidiyoruz bu projede.

Bursa Ticaret Borsası, Doğanbey konutları yanında Osmangazi Belediyesi katkılarıyla tarihi bir binada hizmet veriyor. Bu sivil mimari örneği tarihi yapı örneklerini daha fazla görecek miyiz? Bu alanda öncülük yapacak mısınız? 

Doğanbey’deki yapı, geçen dönemlerde Osmangazi ve Büyükşehir Belediyesi ile yapılan anlaşmaların sonucu inşa edildi. Bizim sivil mimari örneği binaları ön plana çıkarmamız işimizin sosyal bir parçası. Ama bir yandan da  kentin tarımıyla ilgili de politikalar üretmemiz lazım. Evet sivil mimari örneklerini gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz ama sosyal anlamda da ana değerlerimizi kaybetmeden ataerkil kültürümüzü değiştirmeden tarımsal üretimi arttıracak çalışmaları da yapmamız gerekir. Sivil mimari örneği yapılar gözbebeğimiz. Çünkü onlara baktığımız zaman kökümüzü unutmuyoruz. İstasyon Bursa buna entegre bir proje. Gençlere yer tahsisi ederek bu yapılarda buluşturuyoruz. Tarihin dokusu üzerine yeni teknolojiyi konuşur hale geliyoruz.

Bursa Ticaret Borsası’nın yeni hedefleri var mı?

Şehirle ilgili  projelerimiz var. Yıldırım’da ETBA isimli 66 dönümlük bir kesimhanemiz var. Başkan Aktaş ile görüştük. Yemek sektörü ve sosyal hayatının merkezi olan kentin batısında Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir projeyi devreye sokabiliriz. Yap-işlet-devret modeliyle modern konutları olan, aynı zamanda açık hava AVM’si bulunan bir tesis yapmayı planlıyoruz. Bunlar tamamen bireysel ilişkilerimizle, Tarım Bakanlığı, BTSO, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, ilçelerdeki paydaş odalar ve Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle yürüttüğümüz projeler.

 

“EKMEK PARTİSİNE ÜYEYİM”

Kardeşiniz Önder Matlı  AK Parti’den milletvekilliği yaptı. Ancak Matlıların sosyal demokrat bir aile olduğunu biliyoruz. Babanız CHP’li idi. Özer Matlı’nın siyasi görüşü nedir?

Sosyal demokrat aileden gelmek Önder Matlı için de geçerli. Babamın siyasi yaşam içindeki çekişmelerini, yoğun tempolarını hatırlıyorum çocukluğumdan. Babama bu durumu sorduğumda, ‘Demokrasi böyle bir şey’ diyordu.  Ben de babamın  aksine, ‘demokrasiyi’ seçmedim ve değiştiremeyeceklerim yerine, değiştirebileceğim alanlarda faydalı olmaya çalıştım. Ben ekmek partisi üyesiyim. İktidarda hangi parti olursa olsun, üyelerimizin ticari yapılarının korunması derdindeyiz.

 

“HAFİF MUHAFAZAKARIM DEĞİŞİME AÇIĞIM”

Mutlaka bir dünya görüşünüz vardır.

İlçede doğup, büyüdüğüm için belediye başkanı, kaymakamı tanıyordum. İlçeyle ilgili hayallerin var ama Bursa’ya ulaşamıyorsun. Bu çok etkiledi benim çocukluğumu. Ben Anadolu insanının girişimci olduğunu, memleketini sevdiğini biliyorum. Hafif muhafazakarım, koyu değil. Ama temel değerlere bağlı bir aile yapısına inanırken, değişimlere açık olunması gerektiğini de düşünürüm.

Özer Matlı’nın gelecek hedefleriyle söyleşiyi noktalayalım.

Hali vakti yerinde olan bir ailede yetiştim. Ama bir yandan da babam, çocukluğumda bana sorumluluklar verdi.  Hep, bir şeyleri başarmayı özendim. Allah da nasip etti. Belki zor oldu bir süre ama hala heyecanımız var. Şirketimizde 3 yatırım projesini hayata geçireceğiz. Başarıdan mutlu oluyorum. Bu imtihanlar herkese nasip olmaz. Ama bana nasip olduysa da bu işin bir sorumluğu var. Derdim, gençlere, bu ülkeye daha faydalı olmaktır.

Teşekkürler.

Bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim.

FOTOĞRAFLAR: BİRCAN ÖRSEL