Olay Gazetesi Bursa

Yılların sanayicisinden çevre itirafları

Keşke her sanayici, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi‘nin kurucusu Yalçın Aras gibi olabilse. Nitekim Aras, Bursa‘da ‘kral çıplak‘ diyebilen az sayıdaki sanayiciden biridir. “Nilüfer OSB’nin kuruluş aşamasından, bugünkü oluşumuna kadar, her safhasında olan biriyim. Sanayinin, tarım alanlarını ve tabiatı nasıl tehdit ettiğini bilen biriyim” diyecek kadar yürekli, “Sanayi alanlarının oluştuğu bölgelerde 5 milyar yılda varolmuş tüm canlıları yok ettik ve yerine mekanik […]

Keşke her sanayici, Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi‘nin kurucusu Yalçın Aras gibi olabilse.

Nitekim ArasBursa‘da ‘kral çıplak‘ diyebilen az sayıdaki sanayiciden biridir.

Nilüfer OSB’nin kuruluş aşamasından, bugünkü oluşumuna kadar, her safhasında olan biriyim. Sanayinin, tarım alanlarını ve tabiatı nasıl tehdit ettiğini bilen biriyim” diyecek kadar yürekli, “Sanayi alanlarının oluştuğu bölgelerde 5 milyar yılda varolmuş tüm canlıları yok ettik ve yerine mekanik bir yapı kurduk. Bu korkunç birşeydir” diyecek kadar da çevre dostu, tabiat aşığı bir Bursalı iş adamıdır Aras.

Maalesef bir de, daha fazla para kazanmak için, daha ucuz enerji elde etmek uğruna, insan sağlığını olumsuz etkileyecek, su kaynaklarını kurutacak, havayı kirletecek, çevreyi ve tarım topraklarını tahrip edecek projeleri, gözünü kırpmadan kentin göbeğine kurmak isteyen sanayiciler de var bu kentte.

Önceki gün televizyon programımda konuğum olan Yalçın Aras, sadece çevre duyarlılığını göstermedi, sanayi ve kent ilişkisi adına çok önemli bir vizyon çizdi.

Bursa’da 17 tane OSB var. Bir anlamda bir sanayi kenti Bursa. Ancak bu kent, eskiden şeftalisiyle, Uludağ’ıyla anılırdı. Bir turizm, bir tarım kentiydi. Bu 2 kimliği birarada koruyabilirsiniz. Bu kent dinamiklerinin elinde. Sanayi üretimini başka bir yerde yapabilirsiniz ama şeftali ağaçları, zeytin ağaçları bu topraklar dışında başka bir yerde yükselmez” diyen Aras, bu tespiti yaptıktan sonra, sanayi alanlarının kent dışına çıkarılması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:

Mevcut sanayi alanlarımızın mutlaka ıslah edilmesi ve çevreye olan etkilerinden arındırılması gerekiyor. Bursa’nın merkezine cetvel konulsun ve en az 200 km uzağa uydu sanayi bölgeleri kurulsun. Bursa’nın tarım anlanları üzerine kurulacak sanayi bölgeleri tampon çözümlerdir. Mesela, yeni sanayi alanlarını Kütahya, Domaniç gibi bölgelere inşa edebilirsiniz. Bursa’nın hava kirliliği ortada. Ayrıca Bursa, en fazla tatlı su kaynağına sahip olan illerden biri. İstanbul bile İznik ve Uludağ kaynaklı tatlı sulardan faydalanıyor. Bu yapıyı bozmamamız gerekiyor“.

Aras’a göre, kent merkezinin içinde kalmış sanayi alanları, kent dışına, kıraç bölgelere taşınmalı.

Ve buna da Bursalı sanayicilerin hazır olduğunu şu sözlerle açıkladı:

Bu bir, arz-talep meselesidir. Öncelikle sanayi alanlarımız homojen bir şekilde doldurulmalı.

Sanayi Bakanlığı’nın OSB’lerdeki alanların, yatırım yapacaklara tahsis edilmesiyle ilgili bir genelgesi yürürlükte. Ve bu gerçekten de iyi bir şey. Ancak bu durum iyi bir şekilde uygulanmalı. Bursa’da uygun yerlerde sanayi alanları üretilmeli. Şehre yakın bölgelerde kurulacak sanayi alanları farklı sorunları getirir”.

 

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu Sayın Kahraman?

 

DOSAB yönetimi ve sözcüleri, haziran ayından bu yana bir takım yalan bilgileri kamuyuna pompalamaya çalışıyor.

Aslında o yalanları, Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi “41 soruda 41 gerçek cevap” isimli kitapçıkla ortaya çıkarmıştı.

Ne var ki süreç içinde, DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman‘ın söylediklerinin doğru olmadığı da bir bir ortaya çıkıyor.

Mesela Kahraman diyor ki, “Bakanlık denetimi dışında, ikinci bir denetime de açığız. Bağımsız bir kurum, santralı 24 saat denetleyebilir. Biz bunu taahhüt ediyoruz“.

Kahraman böyle söylüyor ama Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Kürsüsü‘nün  denetimiden bile kaçtıkları ortaya çıktı.

Çünkü, Bursa Halk Sağlığı Müdürüğü’nden çıkan raporun bir maddesi, DOSAB Termik Santralı’nı, Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Kürsüsü‘nün denetimine sokmasını öngörüyor.

Ancak, raporun bu maddesi, DOSAB yönetiminin hoşuna gitmemiş olacak ki, önce Halk Sağlığı Müdürü Resul Özbek, daha sonra yerine atanan İrfan Oğuz, görevlerinden alındı.

O raporu hazırlayan çevre mühendisinin akibetinin ne olduğunu da bilmiyoruz.

Bu durumda sorum Ferudun Kahraman’a:

Hani, ikinci bir denetime hazırdınız?

 

Şevket Yılmaz’ın sedye sorunu çözülüyor

 

Dün, Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi‘ndeki sedye sorununa değinmiştim.

Aslında bir okuyucumuzun şikayetine yer vermiştim.

Dün hastaneden bir bilgi notu ulaştırıldı:

“Sedye açığımız var. Konuyla ilgileniyoruz.”

Bu bilgiyi aktarmış olayım.

Nitekim sağlık, ihmale gelmez.