Olay Gazetesi Bursa

Bıktırdılar

Gerçekten bıktırdılar, usandırdılar yeter artık! Amerika, hâlâ YPG’den, PYD’den, Fetö’den vazgeçmek niyetinde görünmüyor. Almanya, Türkiye’ye karşı olan bütün cinayet şebekelerinin, kaçakların, hainlerin ev sahipliğini yapıyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye’ye yönelik denetim kararı alıyor. Bu karar teröristleri ve darbecileri cesaretlendiren bir karardır. Fetö’ye terör örgütü diyemeyen, PKK’yı tehdit görmeyen AKPM’nin kararı Türkiye için yok […]

Gerçekten bıktırdılar, usandırdılar yeter artık! Amerika, hâlâ YPG’den, PYD’den, Fetö’den vazgeçmek niyetinde görünmüyor. Almanya, Türkiye’ye karşı olan bütün cinayet şebekelerinin, kaçakların, hainlerin ev sahipliğini yapıyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye’ye yönelik denetim kararı alıyor. Bu karar teröristleri ve darbecileri cesaretlendiren bir karardır. Fetö’ye terör örgütü diyemeyen, PKK’yı tehdit görmeyen AKPM’nin kararı Türkiye için yok hükmündedir. Bütün bunlar sebepsiz değil. Sebeplerin odak noktası ise sömürü.

Suriye’de son altı yıldır devam eden savaş Akdeniz savaşıdır. Her şey Arap Baharı’yla başladı. Arap Baharı emperyal güçlerin çetin bir tezgâhı. Bu tezgâhın sonucunda Libya üçe bölündü. Tunus geri adım attı. Mısır’da askeri darbe yaptırıldı, Sisi yönetimin başına getirildi. Yemen’de savaş sürüyor. Irak toparlanabilecek gibi görünmüyor. Suriye savaşı bütün hızıyla devam ediyor. Suriye şu anda fiilen üçe bölünmüş durumda.

Son yılların en mutlu devleti İsrail. Bu gelişmeler olurken İsrail’den tık yok. İsrail ki, coğrafyada vuku bulan her olayda söz söyleyen, tavır koyan, tehdit eden, inisiyatif koyan bir devlet görünümünden ortalıkta hiç görünmeyen bir devlet haline geldi. Neden? Çünkü en az altı yıldır bu coğrafyadaki kaos İsrail’in arzu ettiği bir durumdur.

Suriye savaşı neden bitirilmez? Bitmeyen bu savaşın tek müsebbibi DEAŞ mı dır? DEAŞ kimdir? Bu soruların cevapları günümüz itibarıyla verilmiştir. Bilinir ki DEAŞ bu coğrafyada kullanılmak için kurdurulan ve coğrafyada kullanılan kanlı bir terör örgütüdür. PKK gibi, PYD- YPG gibi. Daha evvel de yazmıştım. Dünyanın en güçlü ülkelerinin kurduğu “Deaş’la mücadele koalisyonu” bu güne dek DEAŞ’la nasıl bir mücadele yürüttü? Benim kanaatime göre ciddi bir mücadele yürütmediler. Yürütülmüş ciddi bir mücadele yok ve bu belirsizliğin daha ne kadar devam edeceği belli değil. Çünkü başta ABD olmak üzere İsrail, Rusya, İran ve kimi Avrupa ülkeleri coğrafya ile ilgili kendi ajandalarını hayata geçirmenin peşindeler. Diğer taraftan dünya kamuoyunu kandırmaya devam ediyorlar.

Çok kafa yormadığımız diğer bir husus DEAŞ- İsrail çatışmasızlığı. Radikal İslam’ın savunucusu, ortadaki en belirgin aktörü olan- olduğu iddia edilen- DEAŞ’ın İsrail’e karşı herhangi bir saldırısını hatırlayanınız var mı? Böyle bir saldırının olmasını istediğimden değil, ama bir gerçeği kavramanın tipik bir örneğidir. Demek ki oluyor ki DEAŞ denen bu acımasız terör örgütü kimi güçler tarafından kontrol ediliyor. O halde bu coğrafyada dökülen kanın, akan gözyaşının müsebbibi emperyal güçlerdir. Bunların kim olduğunu bu ülkede yaşayan herkesin biliyor olması gerekir.

Suriye’deki gelişmeler en çok Türkiye’yi rahatsız ediyor. Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyor.  Türkiye’nin geleceğini tehdit ediyor. Türkiye’nin ekonomisini tehdit ediyor. Bütün terör örgütlerinin Batı tarafından kurgulanması ve desteklenmesi biraz da bunun için olabilir mi? Bana göre tam da böyle. Son söz: Solcu olalım, sağcı olalım, muhafazakâr olalım, laik olalım ama yerli ve milli olalım. Bize bu yeter.