Olay Gazetesi Bursa

Doğu Akdeniz’de gelişmeler

Bir asır önce Akdeniz Osmanlı’nın gölü idi. Birinci Dünya Savaşı ile Osmanlı parçalandı ve Akdeniz çevresinde birçok devlet kuruldu. Bu devletlerin çoğu 1946’dan bağımsız olabildiler. (Ne kadar bağımsız oldukları ayrı bir hikâye.) Şimdi Doğu Akdeniz’de birçok irili ufaklı devletlerin içinde bulunduğu bir çıkar çatışması var. Daha doğru bir ifadeyle emperyalist güçleri oluşturan büyük devletler diğerlerini […]

Bir asır önce Akdeniz Osmanlı’nın gölü idi. Birinci Dünya Savaşı ile Osmanlı parçalandı ve Akdeniz çevresinde birçok devlet kuruldu. Bu devletlerin çoğu 1946’dan bağımsız olabildiler. (Ne kadar bağımsız oldukları ayrı bir hikâye.)

Şimdi Doğu Akdeniz’de birçok irili ufaklı devletlerin içinde bulunduğu bir çıkar çatışması var. Daha doğru bir ifadeyle emperyalist güçleri oluşturan büyük devletler diğerlerini kullanma peşinde. Çünkü göstermelik de olsa bir meşruiyet zemini gerekiyor.

Bu zemini yaratmak için de Akdeniz çevresindeki devletleri yanlarına çekiyorlar. Birkaç yıl evvel bu zemini yaratmak zordu. Irakta Saddam, Libya’da Kaddafi, Mısır’da Mursi vardı. Önce bunlardan kurtuldular. Saddam ve Kaddafi öldürüldü ülkeleri parçalandı. Mursi’yi da darbe ile alaşağı ettiler.

Mısır’da darbe olduğu zaman ABD ve Avrupa ülkeleri ile birlikte bizim ana muhalefet partisi de darbeyi alkışladı. Neymiş efendim, Seçimle iktidara gelen Mursi “ İhvan Teşkilatı’ndanmış. Yabancı basını takip edersen ve onunla amel edersen bundan farklı bir şey söyleyemezsin. Ve de öyle oluyor.

Şimdi Mısır, İsrail, Suriye, Suudi Arabistan, Yunanistan ABD’nin arkasında Türkiye’nin Akdeniz’de hiçbir hakka sahip olmadığını haykırıyorlar. İsrail işini biliyor. Ya diğerleri neyin peşinde? Arada bir Fransa da yer almaya çalışıyor Akdeniz , Suriye ve Libya’da.. Rusya zaten Suriye’ye yerleşti. Bunlar bilinen gerçekler.

Türkiye oyunu bozdu ve iyi direniyor. Anlaşılan o ki Türkiye olmadan bu coğrafyada kimse başarılı olamaz. Türkiye şimdilik oyun bozucu ancak birkaç yıl içinde oyun kurucu olmaya aday. Dünya bunun farkında. Fakat bizim çok bilmişler hem farkında değiller hem de verdikleri beyanatlarla Türkiye’yi zayıf ve haksız gösteriyorlar. Maalesef bunlar kendi içimizde olanlar.

Bir siyasi hareket/partinin felsefesi, zihniyeti , dünya tasavvuru, medeniyet algısı, tarih bilinci o hareket/partinin ruhunu oluşturur.

Yönetimler her icraatını arzu ettiği için yapmazlar, bazen mecbur kaldıkları için yaparlar. Mecbur kalınanı o anda yapmazlarsa ileride çok daha ağır şartlarla karşılaşacağını analiz etmişlerdir. Realite mecbur eder. Tıpkı kuzey Suriye ve Doğu Akdeniz’de olduğu gibi.

Bu şartlarda yönetime, muhalefet adına orada ne işiniz vardı demek gerçekleri görmemektir. Ayrıca Türkiye’nin elini zayıflatmaktır.Suriye’de ne işin var?, Libya’da ne işin var? Akdeniz’de ne işin var, demek çok kolay. Türkiye,orada şimdi olmazsa ileride nelerin olabileceğini kestirememek çok vahimdir.

Binlerce kilometre öteden gelenlere” burada ne işinz var?” diyeceği yerde kendi yönetimine bunu söyleyenlere ne kadar güvenilir?

Başka bir şey bilmedikleri için” ne işiniz var” diyerek siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Havaalanı yapma. Üçüncü köprüyü yapma. Otobanlar yapma. Kanal İstanbul’u yapma. Yapma, yapma!… Biraz da neyin yapılması gerektiğini söyle.